Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kağıttan Gemiler

Ayça Atçı
8.1/10
9 Kişi
40
Okunma
15
Beğeni
1.682
Görüntülenme
Sapasağlam bir kabukla çevrelenmiş, yere çarpınca bin parçaya bölünen bir nar ağrısı yaşıyorum. İzi çıkmaz, kan rengi lekeler bırakıyorum. İçimde bitmek bilmez bir ağıt var, Kafdağı ağıtı… Narın ağrısına karışıyor. Merhem diye yarama bastığım, derdime derman olur diye umduğum sensin. Bir avuç tuz oluyorsun ben seni ne zaman yarama bassam. Küf oluyorum dışarıda unutulmuş limonların mis kokulu kabuklarında büyüyen. Meyvelerin içini boşaltarak kurutan, çürüten hava oluyorum, benim ciğerime bir türlü dolmak bilmeyen. Ay ışığında süzülerek gelen kâğıt gemilerin kimsesizliği, sessizliği var başımın içinde. Batmasınlar, kıyıya ulaşsınlar diye su içmiyorum. Susuzluktan ölüyorum Elbruz. Bir nehri kururken gördün mü sen hiç? Bu kanla yazılmış, gözyaşıyla beslenmiş tarihi unutmaya, sil baştan yazmaya uyuyacaksın değil mi şimdi bütün uykularını? Uyuma. Ne olur uyuma! Uyandığında olmayacak şeylerin düşleri yorar insanı. Sen uyuma. Şu çürüyen bedenine inat açık tut gözlerini gece ve gündüz. 21 Mayıs 1864’ten bugüne o kâğıttan gemilerle gelenler geçip duruyor hayatından, onların sessizce söyledikleri şarkılar var, hiç duydun mu? Dinle bak! O şarkıların hikâyesini anlatacağım şimdi sana…
Yazar:
Ayça Atçı
Ayça Atçı
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 13 dk.Sayfa Sayısı: 290Basım Tarihi: Kasım 2018Yayınevi: Net Kitap
ISBN: 9786051245454Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
290 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
48 günde okudu
KAĞITTAN GEMİLER “Ay ışığında süzülerek gelen kâğıt gemilerin kimsesizliği, sessizliği var başımın içinde. Batmasınlar, kıyıya ulaşsınlar diye su içmiyorum. Susuzluktan ölüyorum.” “İnsan en sevdiklerini gömemezse, başına bir kara taş dikemezse kimsesiz kalıyormuş. İnsan en sevdiğini gömemezse her gün umut ediyormuş. Ölüsünün üzerine toprak
Kağıttan Gemiler
Kağıttan GemilerAyça Atçı · Net Kitap · 201840 okunma
Reklam
290 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
46 günde okudu
Bir buçuk asır önce dedemin babasının yerleştiği topraklar mı benim vatanım yoksa bir buçuk asır önce dedemin dedesinin vuruşa vuruşa öldüğü, ölse de bitmediği, kanıyla sulanmış o masal diyarı mı? Bilmediğim ana dilim mi benim dilim yoksa doğduğum topraklardakinden daha iyi bildiğim, yetkin olduğum mu? Hangisi daha hüzünlü? Bu kitaba kısa bir özet yap denilse en güzel özet bu olurdu. Çerkes sürgününü(soykırımı) bu kadar güzel (güzel dediysem anlatım olarak) anlatan nadir kitaplardan biridir. Doğduğu topraklardan sürülmüş yok edilmiş ufacık bir coğrafya halkının; yaşadığı ülkeyi bu kadar sahiplendiği zor görülür. Çerkesler bu topraklarda uzun yıllar yabancı, at hırsızı, moskof tabiri gibi damga yeseler de Çanakkalede Sarıkamış’ta, Kütahya’da İzmir’de bu ülke için kendi toprağını savunur gibi savaşmış ölmüş ama asla hain olmamıştır olmayacaktırda. Milli mücadelenin de baş kahramanlarından olmuşlardır. Ancak şimdilerde söylediğimiz birşey var;, “bu ülke için savaşırken sizin dilinizi bilmiyorduk, şimdi ise ana dilimizi konuşamıyoruz.” Akıcı ve güzel bir dille yazılmış bir özlem ve aşk kitabı aslında. İyi okumalar. Yüreğine sağlık Ayça ATÇI
Kağıttan Gemiler
Kağıttan GemilerAyça Atçı · Net Kitap · 201840 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.