Denizleri sever misiniz? Gemici maceralarını? Oldum olası denize, deniz fenerlerine, kelebeklere benzettiğim yelkenlilere bayılırım. Osman Atasoy’un Uzaklarda ile dünyayı gezdiği programı heyecanla izlerdim. Sadun Bora’nın “Kısmetim” gemisini Rahmi Koç’ta gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Halikarnas Balıkçısına bayılırım. Durum böyle olunca “Dünya’nın Ucundaki Fener” benim için şölen havasında geçti.
Yazarın denizcilik bilgisine hayran kaldım. Belirtmeden geçemeyeceğim. İlk bölümler bolca denizcilik bilgisi ve teknik terim içeriyor. Jules Verne, Jack London gibi denizcilik ile ciddi ilgili. Mizana, grandi, gabya, babafingo, flok gibi yelken isimleri, iskota gevşetmek, volta vurmak gibi denizcilik deyimleri ilgili değilseniz sizi sıkabilir. Hikaye 51. sayfa ile hız kazanıyor. Çok sürükleyici bir macera sizi bekliyor. Dipnotlar yeterli ve yerindeydi. Çeviri de şahane olmuş. Ben Estados adasına gitmiş kadar oldum. Laf aramızda keşke gerçekten gidip görebilsem.
Kitap okumak böyle güzel bir şey işte! Egedeki küçük bir kasabadan okyanuslara
açılabiliyorsunuz. Keyifli okumalar :)