Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kalbim Kudüs’te Kaldı

Ahmet Turgut

Kalbim Kudüs’te Kaldı Gönderileri

Kalbim Kudüs’te Kaldı kitaplarını, Kalbim Kudüs’te Kaldı sözleri ve alıntılarını, Kalbim Kudüs’te Kaldı yazarlarını, Kalbim Kudüs’te Kaldı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Geleceğe dair muratları kalmayan insanlar, ölüm karşısında daha cesur görünüyorlardı. Hâlbuki asıl yiğitlik, yaşamak uğruna bin türlü gerekçeler varken şehadete yürüyebilmekti."
Sayfa 50 - KapıKitabı okuyor
Reklam
Eğer bir insan dua etmeyi bırakmışsa kendi kendisine yettiğini düşünmeye başlamıştır. Bu hadsizliğin sonu şirke değin uzanır maazAllah!
Bu temsile göre kalbimiz, tohumun düştüğü toprak sayılır. Eğer kalp toprağı ilim suyu ve sevgi güneşiyle yoğrulur, bir de işten anlayan bahçıvan eliyle çapalanıp sürülürse tohumlar filize durur. Ardı sıra ağaç haline gelir. Böylesi bir ağaç için "Kuran'ın tamamıdır" diyebiliriz sanırım. Peki, meyvesi?.. Gönül toprağından boy veren Kurân ağacının meyvesi, hikmet olsa gerek... En büyük hikmet, kişinin kendisini okuyabilmesi değil midir? Öylesi bir hikmetle hakîm olan kullarından eylesin Rabbimiz!..
Sarsıla sarsıla, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu avazınca. Sadece boşa tükettiği ömrü için değil, henüz fark edebildiği on dokuz asırlık hasretle ağlıyordu.
Reklam
"Zenginin de, fakirin de hem korkağı vardı, hem merdi. Keza Arap'ın, Türk'ün, Kürt'ün de... Cihattan kaçmak için nice yollar arayan hacılar hocalar da tanıdım. Yanına yedi oğul, kırk torun katıp askere yazılan yetmiş yaşındaki müftüler de..."
Sayfa 38 - Kapı,Kitabı okuyor
Öldürmeyi değil yaşatmayı ve diriltmeyi vurgulamıştı. "Siz öldürmeyi iyi bilir, öldürürsünüz! Biz yaşatmayı sever, yaşatırız."
Halini, gönlünü bozmaksızın duasına devam ediyor, on dokuz asır evvel kimi talihli kullara sunulan lütuftan kendisi de hissedar olmak istiyordu.
Kuran'ın manasını sen yine Kuran'dan sor!.. Öyle ki; kendisiyle konuşabileceğin Kurân canını kurban etmiştir Kitaba. Onun ruhu, Kuran'ın kendisi olmuştur gayrı. Düşün hele!.. Yağını sıksalar gülün, kokladığın yağ mıdır; yoksa gül mü?
Reklam
Evet!.. Vesile hiçbir zaman asıl olanın önüne geçirilemezdi. Keza vesileye hürmetin gerekçesi dahi bizatihi Allah'a duyulan sevgi, edep ve haşyetti. Allah'ı unutarak veya Allah'a rağmen bir vesileye hürmet ediliyorsa o vesile isterse en mukaddes değer veya kişi olsun artık başlı başına bir put hâline getirilmiş demekti. Ayrıca vesilenin kul ile olan hukuku, kulun Allah ile olan ilişkisinin arasına girecek olursa orada kesinlikle şirk ortaya çıkardı.
Bir de benim gibi olanlar var tabii... Küçük dertleri büyük olanların önüne alan, hizmet gailesiyle koşturan ama dava güderken manayı unutan, kendi elinin dilinin meyvesi olan işleri bir yerden sonra nazlı bebekler gibi aklından ve vicdanından sakınıp sorgulatmayanlar var. Vatan, millet, devlet, din, diyanet uğruna koşturup mücadele ederken dava güdüyor olmanın cezbesine kapılıp Allah'ı unutanlar veya taraftarı oldukları mukaddes davaları bile Allah ile aralarında başlı başına perde edinenler var. Maazallah, içine düştüğü o çukuru fark edemeyip bu hâlde kalan bir insan, gözü varken yıldızların battığını görmez. Aklı vardır ama gün ortasında yıldızlara bakıp yön tayin etmeye kalkar.
Başkalarının günahlarıyla ilgilenmek kişileri kendilerinden uzaklaştırıyor, hakikat ile aralarına yeni perdeler geriyor, bu perdenin kumaşıysa kibirden dokunuyordu. İsa Mesihin defaten zikrettiği yedi büyük günahın en tehlikelisi olan kibirden...
"Gül bahçesinden gelseydim, ya elimde gül demetim olurdu ya da gül kokardım baştan ayağa... Aradığın bahçıvan ise bil ki; ben, o değilim. Ama toprak da sensin, tohum da sen... Bahçıvanın huzuruna çıkarsan, onun elinde ister diken olursun, ister gonca."
"Sakın şu itidalini yitirme! O her daim güzeldir. Binicisini menziline ulaştırır. İtidal atından inenler türlü hadsizliklere kapılırlar. Sonra yarı yolda kalırlar. Bazen yolda kalmakla da yetinmeyip büsbütün yoldan çıkarlar."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.