Kalbin Hastalıkları - 2

Siraceddin Önlüer

Kalbin Hastalıkları - 2 Gönderileri

Kalbin Hastalıkları - 2 kitaplarını, Kalbin Hastalıkları - 2 sözleri ve alıntılarını, Kalbin Hastalıkları - 2 yazarlarını, Kalbin Hastalıkları - 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir müslümanın günahı ve kusuru söylendikçe, elhamdülillah biz böyle değiliz demeleri, gıybetin en kötüsü olur. Falanca kişi çok iyidir, ibadette şu kusuru olmasa daha iyi olurdu, demek de gıybet olur. İnam Zührî'den (radıyallâhu anh) gıybeti tarif etmesi istenince şöyle demiştir: "Kardeşinin yüzüne karşı söylemekten hoşlanmadığın her şey gıybettir."
Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk dilinde. buna dedikodu, çekiştirme de denir. Gıybet, din kardeşinin işitince üzüleceği bir kusurunu arkasından söylemektir. Yani belli bir müminin ayıbını onu kötülemek için arkasından söylemek gıybet olur. Gıybet, bir insanı gıyabında eleştirmek, çekiştirmek ve hoşlanmayacağı sözler söylemektir.
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapta gaflet, kibir, haset, riya gibi birçok kalbi hastalıklar anlatılmaya, tedavi yöntemleri ayet, hadis ve velilerin sözleri ışığında aktarılmaya çalışıldı. Kalp hastalıklarının nedenleri, akıbeti ve bu manevi hastalıklardan kurtuluş reçetesi sizlerin istifadesine sunuldu.
Kalbin Hastalıkları - 2
Kalbin Hastalıkları - 2Siraceddin Önlüer · Semerkand Yayınları · 201094 okunma
Hz. Peygamber [sallallâhu aleyhi ve selem] şöyle buyurdu: ‘’Kâfir bile olsa, mazlumun duasından sakınınız. Çünkü onun duası için, Allah Teâlâ’nın katında perde yoktur.’’
Sayfa 117Kitabı okudu
Riya
Riyakârın Böylesi Bir gün zühd ve takvadan dem vuran arsız bir adam, Mevlânâ Câmî hazretlerinin yüce meclislerine geldi. Bu arada sofra kuruldu, yemek getirildi fakat tuzluk unutulmuştu. Adam hizmetçiye dönerek, "Sofrada tuz yok! Tuzluğu getirin de yemeğe önce tuzla başlayalım" dedi. Mevlânâ Câmî hazretleri latife yolu ile, "Ekmekte tuz var" dedi ve yemeye başladılar. Yemek sırasında arsız adam, ekmeği tek elle koparan birini gördü ve ona sataşarak, "Ekmeği tek elle koparmak mekruhtur" dedi. Bunun üzerine Mevlânâ Câmî hazretleri şöyle buyurdu: "Yemekte sofrada bulunan kişilerin ellerine ve ağızlanına bakmak, ekmeği tek elle koparmaktan daha ağır bir mekruhtur."
Sayfa 19 - SemerkandKitabı okudu
Vesvese vermekten başka bir gücü olmayan şeytan, daima müminlerle uğraşır. Eğer inanmayanlar ve münafıklar, “Bizde vesvese yoktur” diyorlarsa, bu doğrudur. Zira onlarda ahiret, tövbe, zikir, salih amel endişesi yok ki şeytan onları kendi tarafına çekmek için bir çaba harcasın.
Reklam
83 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.