Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu'nda Marjinal Sufilik

Kalenderiler

Ahmet Yaşar Ocak

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Fazlullah-ı Hurûfî’ııin en tanınmış ve en ileri gelen halifesi olup bir ara Anadolu’ya da gelmiş bulunan ve ulûhiyet iddia ettiği gerekçesiyle 1418 yılında Halep’te diri diri derisi yüzülerek öldürülmüş bulunan Nesîmî’nin, hemen hemen bütün Kalenderi zümrelerin de takdis edildiğini, divanının el kitabı niteliğini taşıdığını ve hattâ içindeki bazı parçaların İlâhî tarzında Kalenderi âyinlerinde okun duğunu, XVI. ve XVII. yüzyıllardaki Avrupalı seyyah ve gözlemcilerin eserlerinden anlıyoruz.
Bektaşiliğin Kökeni
''Ayin ve erkanındaki ahilik etkileri rezervde kalmak kaydıyla ,bektaşiliği sadece belli noktalarda Kalenderilikten etkilenmiş ama ayrı teşekkül etmiş yeni bir tarikat değil,büyük ihtimalle ,Hace Bektaş kültü etrafında daha 14.Y:Y da Rum abdallarıyla başlayan ve 15.Y.Y'da da devam eden ,Kalenderiliğin münhasıran Hurufi ve Şİİ etkilerle de karışarak dönüşmüş hali olarak düşünmek yabana atılacak bir varsayım olmamalıdır. Kalenderilikten Bektaşiliğe evrilme sürecini etkileyen tesirlerinbşlangıcı,bu sonuncunun bu adı taşıyanbir tarikat olarak tarih sahnesinde görünmesinde çok daha eskiye,13.Y.Y kadar geriye gider.Bununla 13.Y.Ydaki Babai hareketini kast ediyoruz.Abdalan ı rum dan söz ederken de belirtildiği gibiş,bu zümrenin 1240 yılındaki isyanla başlayan Babai hareketi ile sıkı sıkıya bağlantılı olduğuna bugün artık muhakkak nazarıyla bakılabiliyor.Zira 14.Y.Y da Abdala - Rum adını tyaşımakta olan bu kalenderi zümrelerin önemli ve etkili bir ısmı,Babai isyanının hazırlayıcı ve propagandacısıdurumunda olan Vefailerin ve Haydarilerin devamıydı.O zaman bu büyükdini-sosyal hareketin lideri Baba İlyas ı Horasani nin iki halifesi,muhtemelen Baba İshak ve Hace Bektas da kalenderi idiler'' Ahmet Yaşar Ocak
Sayfa 262 - Timaş Yayınları
Reklam
Seyyid Gazi Zâviyesi’nde, Hacılar Bayramı da denilen Kur ban Bayramı sırasında yapılan yıllık büyük âyinler hakkında bugün için ilk kayıtlara, Hacı Bektaş-ı Velî, Hacım Sultan ve Otman Baba velâyetnâmelerinde rastlanmaktadır. Bunlardan birincisi, söz konusu zaviyede yapılan ilk âyinlerin Hacı Bektaş tarafından tesis olunduğunu haber verdiği gibi, Muharrem Matemi âyininin de Hacı Bektaş Zâviyesi’nde icrâ edildiğini belirtir. İkinci eser ise, Hacım Sultan’ın, her yıl Kurban Bayramı’nda Susuz’daki zâviyesinden kalkarak öteki Kalenderi zümreleriyle beraber büyük âyine katıl mak üzere Seyyid Gazi Zâviyesi’ne gittiğini bildirir.
Kalenderîlik bir tasavvuf akımı olarak en az X. yüzyıldan beri mevcut bulunduğu halde, bir Kalenderiyye Tarikatından söz etmek ancak Cemâlü’d-Dîn-i Sâvî’den itibaren mümkün olabilir.
Avrupalı seyyahların ifadelerine göre Haydariler, tarikatlarının temel prensibi uyarınca bekiret ve iffete kendilerini adamış olmakla birlikte, çoğu buna uymaz; hatta aralarında eşcinseller de bulunur. İffetlerine riayet edenler ise, tıpkı Vahidi’nin anlattığı üzere, erkeklik organlarına pirinçten, gümüş veya demirden halkalar takmışlardır.
Sufilik, Bektaşilik ve Alevilikte vahdeti vücud düşüncesi
"Zira bu vücûd bir dükkândır. Sana kiraya verilmişdir. İçinde oturub reneberlik idesin ve ol dükkân içinde gizlü hazîne vardur. İmdi dükkân elde iken kazub ol hazîneyi bul." Kaygusuz Abdal
Reklam
İşte XV. yüzyıl başlarına kadar Fakr, tecerrüd ve nihayet çeşitli yorum ve boyutlarıyla Vahdet-i Vücûd prensipleri Osmanlı dönemi Kalenderliğinin doktrin temellerini oluştururken, bu tarihten itibaren yeni bir unsur daha bu doktrine nüfûz etti ki bu, Hurûfîlik’tir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.