Kalpazanlar
André GideKalpazanlar Gönderileri
Kalpazanlar kitaplarını, Kalpazanlar sözleri ve alıntılarını, Kalpazanlar yazarlarını, Kalpazanlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirmesem, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak."
Bu dünyada, Tanrı'nın hep sustuğunu fark ettiniz mi?
Sayfa 380 - Varlık Yayınları
Ateşin yaktığını çocuğa her zaman tekrarlamaktansa, birazcık elini yakmasına razı olmalıyız.
Sayfa 332 - Varlık Yayınları
Bakın, geçmiş hayatımda öyle şeyler oldu ki bunları daha yeni yeni anlamaya başlıyorum. Evet, eskiden onları yaparken inandığım anlamları hiç de taşımadıklarını anlamaya yeni başlıyorum. Bütün ömrümce aldatıldığımı ancak şimdi anlıyorum.
Sayfa 115 - Varlık Yayınları
Hayatta öyle kazalar olur ki, iyi atlatmak için biraz deli olmak gerekir.
Sayfa 122 - Varlık Yayınları
Ne güzel roman konusu: on beş, yirmi yıllık evlilik sonunda, eşlerin gittikçe artan karşılıklı soğumaları! Sevdiği ve sevilmek istediği sürece, seven kişi olduğu gibi görünemez, üstelik ötekini görmez, süslediği, tanrılaştırdığı, yarattığı bir yüce sevgili görür onun yerine.
Sayfa 71 - Varlık Yayınları
Bazı bazı gerçekten yaşamıyormuşum da yalnızca yaşadığımı düşlüyormuşum gibime gelir. En zor inandığım şey kendi gerçekliğim. Durmamacasına sıyrılırım kendi kendimden; davranışıma baktığım zaman, davrandığını gördüğüm kimse ile bakan aynı zamanda hem oyuncu hem seyirci olmasına şaşan, bundan kuşku duyan kimsenin aynı kimse olmasını pek anlayamam.
Sayfa 70 - Varlık Yayınları
Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor. Öyle ki çoğu zaman ben birleştirmesem sabahki varlığım, akşamki varlığımı tanımayacak.
Sayfa 69 - Varlık Yayınları
Shakespeare
"Bolluk ve rahatlık korkaklar yetiştirir; güç koşullar güçlülüğün anasıdır."
Sayfa 25 - Varlık Yayınları
Dünyanın en iyi terbiyesi bile kötü içgüdüleri yenemiyordu.
Sayfa 14 - Varlık Yayınları
En acınacak kurbanlar, dalkavukluğun kurbanlarıdır. Bizi övenlerden nefret edebilmemiz için, çok güçlü bir yaratılışta olmamız gerekir.
İnsan ruhu sofuluğa gömüldükçe, gerçek duygusunu, gerçek zevkini, gerçek gereksinimini, gerçek aşkını yitirir. İnançlarının parıltısı, çevrelerindeki dünya karşısında da, kendi kendileri karşısında da kör eder onları.
En zor inandığım şey kendi gerçekliğim.