Bazen rüyalar görürüz. Rüya olduğunu bildiğimiz rüyalar. Bazende öykü kitapları okuruz öykünün içinde olduğunu bilen karakterlerin kitapları. Yazara baş kaldıran ve kendi öyküsünü yaşamaya çalışan karekterlerin öyküsü. Yazarı durdurup lafa giren karekterler mi dersiniz yazarın beraber nar yemek istediği karekterler mi dersiniz. Oldukça ilginç bir öykü kitabı. Filmlerde oyuncunun kameraya bakıp konuştuğu sahneler vardır bu sahneler benim pek hoşuma gider. Bu sebebten olsa gerek bu kitabıda sevdim. İlk hikâyede bulunan kahraman ve incir ağacı Slvyia Plath'i anımsattı. Çocukluk dut ağaçları, dedeler, masallar, tombul, ballı incirler o kadar benvariydi ki acaba kitabı ben mi yazdım diye şüphe ettim:) Yazarın yer yer alaylı, bazen geren, bazen tatlı tatlı gülümseten, bazen boğucu bir yaz günündeymiş gibi hissettiren, bazen ilk kar şehre düştüğünde hissettiğimiz yumuşaklıkla içimizi saran kalemini sevdim.