Kamu Yönetimi
Bilal EryılmazSözler ve Alıntılar
Hukuk devleti, her kademedeki devlet organlarının ve yöneticilerinin faaliyetlerini yürütürken hukuk kurallarıyla bağlı olması ve onlara uyması demektir.
İlk dönem Türk hükümdarları, zamanlarının büyük bir kısmını at üzerinde savaş meydanlarında geçirdikleri için özel bir eğitim almamışlardı. Hatta bazıları okur yazar bile değildi. Bununla beraber sultanlar, devlet yönetiminde bilginin ve liyakatin kılıçtan daha önemli olduğunun bilincindeydiler.
Yusuf Has Hacib, yönetimin esasını bilgiye dayandırmaktadır.
Nizamülmülk, başarılı bir devlet adamıdır, düşünceleri teorik planda kalmamış, onları uygulamıştır.
Merkezi yönetim bürokratları, kamu kaynaklarını hep kendi ellerinde tutmak ve bunları mahalli yöneticilerle paylaşmamak eğilimindedirler. Bürokratların bu eğilimi merkezdeki bu politikacılarca da paylaşılmaktadır. Merkezdeki politikacı-bürokrat ilişkisi, ülkemizdeki merkeziyetçi eğilimin ve hantal yönetim sisteminin en sadık destekleyicisidirler. Bunlara, halktan kopuk aydını da eklemek gerekir.
Türk toplumundaki "devlet baba" , "salla başı al maaşı", "bugün git, yarın gel", "devletten aylık, Allah'tan sağlık" gibi nitelemeler, idari kültürümüzün niteliğini yansıtan bazı anlatımlardır.
Türklerin tarihte büyük devletler kurdukları ve başarılı bir yönetim geleneğine sahip oldukları bilinmektedir. Türklerin devlet kurma ve yönetme konusundaki başarılarında, yalnızca "sultan"ların ve "bey"lerin değil, aynı zamanda düşünürlerin ve bilim adamlarının da katkısı büyük olmuştur. Düşünürler, bilim adamları ve yöneticilerin danışmanları, zamanın hükümdarlarına "risale" ve "name"lerle devlet yönetiminde onlara yol göstermişler ve öğütler vermişlerdir.