Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kapı Bekçisi

Terry Eagleton

Kapı Bekçisi Gönderileri

Kapı Bekçisi kitaplarını, Kapı Bekçisi sözleri ve alıntılarını, Kapı Bekçisi yazarlarını, Kapı Bekçisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihten kaçmıyorlardı; manastır, fırtınada tutunacağınız bir can simidi değildi. Ama onu değiştirmeye de çalışmıyorlardı; hiç ayak basmadıkları bir dünyayı düzeltemezlerdi. Onların rolü, dünya eğer adil olacaksa gereksinim duyacağı korkunç terk edilmişli­ğin birer sembolü olmaktı. Onlar yapılması gerekenlerin değil, fakat bu yapılacakların ne kadar zaman alacağının birer göstergesiydi. Çok sayıda sosyalistle birlikte sağ eği­limli liberallerin rabibeleri değerli görmelerinin nedeni de kuşkusuz budur. Kendinden ödün vermek geleneksel anlamda kadınlarla özdeşleştirildiğinden, bazı feministler de böyle düşünmektedir. Bu görüş açısından bakıldığın­ da, rahibelerin tek olumlu yanları, erkeklerin hizmetinde olmamalarıdır. Ya da en azından tek bir adamın hizme­tindeydiler ve o da dünyadan uzak yaşadığından, yiye­cek, çamaşır ya da cinsel rahatlık talep etmiyordu.
Saçmalık derecesine varan bir fantezi içinde, dünyanın en zengin üç adamı­nın ortak servetleri, dünyadaki en yoksul 600 milyon ki­şinin malvarlığına eşittir. Öyküye, iç karartıcı duygusal bir hareket kazandırdığımızda, dünyanın en yoksul ülke­lerinde saatte 200 bebeğin yaşamını yitirdiğini görebiliriz. Bu fabl yalpalanarak daha sonraki aşamalarına ilerledi­ğinde, anlatısal birliğin son kırıntıları da, savaşların, aç­lıkların, diktatörlüklerin ve devrimlerin içinde parçalanıp yok olur ve yan kurgular havada öylece asılı kalır, aynı olaylar mantıksızca yinelenip durur, karakterler durma­dan geri dönüştürülür ve verimli olabilecek kurgular dik­katsizce yok edilir. Kimse, bunların tek bir sözcüğüne bir an bile inanmaz.
Reklam
1970 yılında, tarihin en kanlı dönemi olan yirminci yüzyılda, insanların neden olduğunu ölüm­lerin 100 milyonu bulduğu saptandı. Bu tarihten otuz yıl sonra, bu rakama sayısız katliam daha eklendi. İnsanlığın öyküsü, sonu gelmez bir çentik ve oyuk uğultusundan oluşuyor ve dünyanın her yerinde tarih bunu kanıtlamak­tadır.
Kırk yıl sonra, bugün bile kendimi, orta sınıfın üstünde yer alan kesimden gelen biri gibi, dışarıda uysal görünen, an­cak özünde saldırgan olan bir canavara bakmaktan so­rumlu hayvanat bahçesi görevlisi gibi hissediyorum.
Greenway'e gö­re gerçek, neşe kaçıran çıkarımlar, düşüncelerin çarpış­ması ile çıkan parıltılardı.
Bilmediği şeylerden erotik bir zevk alıyordu herhalde, pek çok tartışmayı, yarım yamalak insanı bozguna uğra­tan, kendini beğenmişlikle ilgisizlik arasında kalan bir ta­vırla ' Bilmiyorum, ' cevabını vererek bitirirdi.
Reklam
Eğitimin yalnızca kitap­lada olmadığını anlıyordurum. Sırf silahların ne rezil şeyler olduğunu anlamak için orduya katılmak gibi bir şeydi ki­taplardan öğrenmek. Bilgi eksikliği bu şekilde daha kıy­metli bir şey olan görgüyle giderilmez. Birileri tifoya yakalanabilir ya da çok çekici bir arkadaş edinebilir, ama her iki durumda da hapşırmayı ya da ereksiyonu öğret­mekten öteye gidilmeyecek durumlardır bunlar. Görgü, bilgiyi edinip onu nasıl eğip bükebileceğiniz üzerinize oturtacağınız ve sizin için neyin en önemli olduğunu bil­diğiniz noktada öğretilir.
İstediği gibi, birini sindirme zevkini ona vermedi­ğim için benden nefret ediyordu.
Bu dünya, tatsız bir dünyaydı ve çocukla­rına bu dünyada nasıl davranılmasını öğreterek onları işe yaramaz hale getiremezdi. Aşk yapılırdı, hissedilmezdi.
Tanrının benim gözümde iki kimliği var. Biri, bizlerin iyi davranarak, tüm dini görevleri yerine getirerek kurtu­luş pazarlığı yaptığımız 'Yargıç' olan tanrı. Bu Tanrı, iki­ yüzlülerin ve patriklerin tanrısı olan Eski Ahit'e göre Şey­tanı erdemli saymayan bir Tanrı. Öteki Tanrı ise üzeri­mizde baskı oluşturmayan, bizi olduğumuz gibi kabuledip, çoktan affetmiş bir ilah. Bu Tanrı, savunmaya da­nışmanlık eder ya da İsa olarak bilinen, dünyadaki bu pisliğin dostu olan davalının yanında yer alır. Tanrının yaratmış olduğu dünyadaki rezilliği değiştirecekken, bu­nu politik bir cinayet gibi yapmış olması, İncil' deki en korkunç ironilerden biridir. Bu Tanrı, ailevi değerlere sanki düşman, cinsellikle ilgili bir tek laf etmediği gibi, yabancıları da kendi yakınlarımız gibi sevmemizi ister.
162 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.