SUNUŞ
Tasavvuf ve onun sonsuzluğa açılan kapısına dair ne biliyorsak bu bildiklerimizin hepsini şüphesiz ki Hz. Muhammed (s.a.v.)'den ve onu yaşayan yaşamaya çalışan Sûfileden ve mürşid-i kâmiller den öğrenmeye başladık. Onlar öyle rehberlerdir ki insanların elinden tutuyor onlara kitapta yazılanları yaşamanın yolunu gösteriyordu. Bu öğrenme süreci kuru tanımlamalarla süre gelen bir süreç olmadı. Hayatın bizzat içinden bizzat yaşayarak devam eden bir süreçle öğrenildi. Asırlarca nesilden nesile sağlam silsileler yoluyla aktarılan bu zengin ilim deryası susuz kalmış nice dimağlara serinlik ve huzur verdi. Bazen çölün ortasından bazen de saraylardan geçen bu ırmak geçtiği her yerin kasvetli ve çekilmez havasını değiştirip orayı daha yaşanabilir daha insani her şeyden öte daha Muhammedî (s.a.v.) bir hale sevk etti. Tasavvuf, bazen bir Pazar tezgahında bazen bir köy odasında bazen de kâdîlerin dava meclislerinde hakkı, hukuku, affediciliğin rahmani elbisesini, adalet kılıcının en güzel bir şekilde kullanılmasını, hakkın tesis edilmesini sağladı. Anadolu toprakları bu eşsiz deryanın en güvenilir örneklerini bize bu asrımıza kadar sundu, sunmaya da devam ediyor. Kuş uçmaz kervan geçmez yerlere İslam'ı götüren bu karınca basmaz efendiler hayatları boyunca şeriatı ve onun muhkem esaslarını canları pahasına korudular ve yaşatmaya çalıştılar. Gittikleri her yere bir dergâh koyup insanların gönül dünyalarına ışık tuttular. Rahmanın dertli, yaralı, hüzünlü kullarına teselli oldular. Bu eşsiz insanlardan biri de Karadutlu Sufi Muhammed Şemsî (k.s.) Hazretleridir. Adıyaman'ın Kâhta ilçesine bağlı Karadut köyünde yaşmış olan Sûfi Muhammed Şemsî (k.s.) Hazretlerinin hayatını ve menkıbelerini anlattığımız bu çalışmamız yılları aşkın bir birikimin ürünüdür. Onlarca şahit dinle- nildi ve bu dinlenilenler hassasiyetle incelenip yazıya geçirildi. Bu süreç içerisinde temas ettiğimiz her nesne her mesele bize ondan bir haber veriyormuş gibi lisan-ı haliyle konuştu. Sabırla ve ihlasla ilmek ilmek dokumaya çalıştık, bütün söylenenleri. Çünkü büyükleri anlatmak ve onların isimleriyle iş yapmak bambaşka bir sabır ve titizlik istemektedir. Evliya menkıbelerinde sık sık karşılaştığımız ifrat ve tefrit problemine hassasiyetle dikkat edip daima orta yolu tutmaya çalıştık. Bu çalışmanın sûfilerin el kitabı olmasını ve bu kitaptan ihlas, fedakârlık, cefa, sadakat, hassasiyet gibi birçok ahlakı-ı hasene'yi talim etmesine vesile olmasını istedik. Bu uğurda emek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Böyle kaynak bir eserin editörlüğünü bizlere teslim eden, önümüzü açan fikirleriyle, bilgisiyle, tecrübeleriyle bu kitabın oluşmasını sağlayan kıymetli büyüğümüz, gönlümüzün üstadı Karadutlu Sûfi Muhammed Şemsi (k.s.) Hazretlerinin torunu Muhammed Fakirullah hocamıza en kalbi saygı ve hürmetlerimizi iletiriz.
Muhammed Yasin GÜNEŞ
Yakup ÇETİNKAYA
Adıyaman-Kahta/Karadut Köyü
