Sayfa Sayısına Göre Karanlıkta Kahkaha Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Karanlıkta Kahkaha sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Karanlıkta Kahkaha kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şey, geçmişinin en acıklı, en utanç verici bölümleri bile, renklerin aldatıcı sevimliliğiyle örtülüydü. Gözlerini ne kadar az kullanmış olduğunun farkına vardığında dehşete düştü - tüm bu renkler çok belli belirsiz bir geri planın önünde dolaşıyorlardı ve kesin dış çizgileri yoktu. Örneğin, bir vakitler içinde yaşadığı bir kır sahnesini anımsayacak olsa, meşe ağaçları ve güller dışında bir tek bitki adı, serçeler ve kargalardan başka bir tek kuş adı gelmiyordu aklına. Albinus'un yeni yeni bilincine vardığı şey şuydu: bir vakitler dudak büktüğü alanı dar uzmanlardan farkı yoktu kendisinin de - hani yalnızca kullandığı âletleri tanıyan bir zanaatkâr ya da kemanının etten bir parçası haline gelmiş bir virtüöz gibi, Albinus'un uzmanlık alanı da resim sanatına duyduğu tutkuydu; ve en parlak buluşu Margot olmuştu. Şimdiyse kızdan geri kalanlar yalnızca bir ses, bir giysi hışırtısı ve parfümüydü. Sanki Albinus'un onu ilk bulduğu ve içinden çekip aldığı küçük sinemanın karanlıklarına geri dönmüştü.
Margot bütün renkleri ona anlatmıştı -mavi duvar kağıdı, sarı güneşlikler- ama Rex'in kışkırtması sonucu her şeyin rengini değiştirmişti. Kör adamın, içinde yaşadığı küçücük dünyayı Rex tarafından belirlenmiş renkler çerçevesinde hayalinde canlandırmak zorunda kalması, bu ikinciye müthiş keyif vermekteydi.
Gerçek yaşam, dev bir yılan gibi zalim, çevik ve güçlü olan, bir an önce yok etmek için can attığı gerçek yaşam başka bir yerdeydi –ama nerede? Bilmiyordu.
Gerçek yaşam, dev bir yılan gibi zalim, çevik ve güçlü olan, bir an önce yoketmek için canattığı gerçek yaşam başka bir yerdeydi - ama nerede? Bilmiyordu.
Gerçek yaşam, dev bir yılan gibi zalim, çevik ve güçlü olan, bir an önce yoketmek için canattığı gerçek yaşam başka bir yerdeydi -ama nerede? Bilmiyordu.
Bir süre sessiz ve kıpırtısız kalmalıyım, sonra şu parıltılı acı kumsalında ağır ağır o mavi, masmavi dalgaya doğru yürümeliyim. Mavilik nasıl da müthiş bir mutluluk. Maviliğini ne kadar mavi olabileceğini hiç bilmemişim. Yaşamayı da amma yüzüme gözüme bulaştırdım. Artık her şeyi biliyorum.
Soluklarını, kalbinin atışını duymuyordu, hayır. Genel bir izlenimdi sözkonusu olan: onun yaşamının sesiydi duyduğu ve bir an sonra bu yaşama son verecektim. Ondan sonra -huzur, sükunet, ışık.