II. Dünya Savaşı yılları...
Milli Şef çok sıkı savaş tedbirleri almıştır. Tasarruf için Milli Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Varlık Vergisi çıkarılmıştır. Aşar Vergisi yeniden getirilmiştir. Temel ihtiyaç maddeleri karneye bağlanmıştır. Başta gıda maddeleri olmak üzere bir çok şeyin kıtlığı görülmektedir. Hal böyle olunca hayat pahalılığı ve kara
"Kaç gün sonra dinlemek istersin?"
"Hemen değil, birkaç gün bu karşılaşmamızın coşkusunu yaşayayım. Sonra size yeniden kavuşmanın özlemini bir süre çekeyim. Üç dört gün sonra, nasıl?"
"Bütün kadınlar ... Yani suçluların karıları, kocaları suç işleyip de cezalanmaları gerektiği zaman, gidip adalete teslim olmalarını isterler. Oysa bir sevgili, ne pahasına olursa olsun sevdiği erkeğinden ayrı kalmak istemez!"
Türkiye tarihiyle ilgili sağ-sol çatışması genelde insanların 1970'li yıllarda yaşanan halka kadar inen sert gerilimler, ölümler ve 1980 darbesiyle biten süreci anımsatır. Ancak bu romandaki sağ-sol çatışması 1930'lu yılların sonu ve 1940'ların başlangıcından bahseder. Dönemin aydınlarının (Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, nihal atsız) birbirlerini komünist, solcu, sağcı ve aşırı ırkçı oldukları için suçladığı bir zamanda romanın baş karakteri Mustafa Ural'da kendini bu çatışmada bulur. Aslında Mustafa Ural, kitabın yazarın Rıfat Ilgaz'ın kendisidir. Kitapta kendi hayatının geçirdiği evreleri de anlatan Ilgaz, II. Dünya savaşı dönemi Türkiye'sinin panoramasını okuyucuya aktarmaktadır. Öyle ki hepimizin olmazsa olmazı çay konusunda bile ülkede bir kıtlık vardır ve çayı herkes içemez bunun yerine ülkede ıhlamuru kaynatıp içmek moda olmuştur. Rıfat Ilgaz'ın akıcı bir uslupla II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin siyasi durumunu anlattığı Karartma Geceleri kitabını öneririm, iyi okumalar dilerim.
Okurken tarihi İstanbul sokaklarında endişeyle dolaşıyorsunuz. Zamanın adalet sistemine bir eleştiri var kitapta, toplumsal kaygılar var, idealist insanlar, sobalı evler ve soğuk bir İstanbul kışı ve daha neler var.Tavsiye edilir.