Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Babil Kitaplığı 13

Kardinal Napellus

Gustav Meyrink

Kardinal Napellus Sözleri ve Alıntıları

Kardinal Napellus sözleri ve alıntılarını, Kardinal Napellus kitap alıntılarını, Kardinal Napellus en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar bir ağaçla süren yeşil filizler gibi ağacın köküne ait olduklarını unuttukları için ilk sonbaharda solup giderler.
Reklam
Yaptığının anlamsız olduğunu biliyor, tıpkı bizim de uğraşılarımızın anlamsız olduğunu bildiğimiz gibi; fakat ister önemli görünsün ister önemsiz, hoşlanılan her şeyin anlamsız olduğuna dair acı bilgi onu ezmiş olmalı, nasıl hayat boyu bizi de ezdiyse.
Bakın, dünyada ne gerçekleştirirsek gerçekleştirelim, bunlar hep yeni bir bekleyişe, yeni bir umuda yol acar: bütün evren doğamamış bir şimdiki zamanın cesedinin saçtığı pis kokuyla dolu. Bir doktorun bir memurun bekleme odasında kapıldığımız o sinir bozucu zayıflığı hissetmeyen var mıdır? Bizim hayat dediğimiz şey, ölümün bekleme odasıdır.
Yine de insanların gök cisimleri arasında en çok Ay’ı sevmeleri had safhada acayip değil mi sizce de? Değil mi ki, onların kâhin oldukları rivayet edilen şairleri bile hayranlık dolu iç geçirmeler ve baygın bakışlarla Ay’a övgüler düzüyor, ama hiçbiri milyonlarca yıldan beri her ay kansız kozmik bir cesetin dünyanın etrafında döndüğü düşüncesi karşısında dehşetten donakalmıyor!
Eğer biçimler yalnızca birer düş olmasaydı, bedenimizi ne zaman istesek bir başkasıyla değiştirmemiz, insanlar arasında insan kılığında dolaşmamız, karaltılar arasında gölge, düşünceler arasında fikir gibi görünmeyi becermemiz ve bütün bunları, düşümüzde başka bir oyuncak seçer gibi biçimlerimizden vazgeçebilme gizemi sayesinde yapabilmemiz başka nasıl mümkün olabilirdi ki?
Reklam
“Beklememek ve umut etmemek dışında insan ölümün elinden nasıl kurtulur?”
Biz zamandan yapılma ürünleriz, maddeden oluşmuşa benzeyen ama akıp giden zamandan başka bir şey olmayan bedenleriz. Ve her geçen gün mezara daha fazla yaklaşmamız, beklemek ve umut etmenin belirtileriyle birlikte Yeniden-Zamana-Dönüşmek’ten başka ne ki - tıpkı, sobanın üzerindeki buzun cızırdayarak yeniden suya dönüşmesi gibi!
Güneş ölümlülerin içine mutluluktan yana zengin olma arzusunu soktu, sonunda da şu laneti: Büyük zahmetlerle geçici eserler yaratmak ve yok etmek.
O kadar haklı ki...
Gençliğimizden beri ölümcül hastalar gibiyiz, ölüm döşeğinde yalan ve parmaklarını huzursuzca yorganın üzerinde gezdirip neye tutunacaklarını bilemeyip sonunda şunu kavrayanlar gibiyiz: Ölüm odada duruyor, ellerimizi kavuşturmuşuz ya da yumruklarımızı sıkmışız, onun için ne fark eder?
416 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.