“Daha az gelişmiş oldukları altın çağlarda insanlar sadece ‘düşünebildikleri’ şeye inanıyorlardı, daha sonra sadece tıkınabildikleri şeye inandıkları dönem başladı, ama artık mükemmelliğin doruğuna ulaştılar, zira ancak satabildikleri şeylerin gerçek olduğunu düşünüyorlar.”