Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kayboluş
Ken GrimwoodEn Beğenilen Kayboluş Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Kayboluş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kayboluş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.610 üzerinden
“Artık beyninin içine yerleştirilen küçük elektrotların kontrolündeydi…
Artık zihninin sessiz bölgeleri uyanıktı ve kendi sesinde ona ait olmayan bir çığlık işletiyordu ; 100 yıl öncesinden gelen… kurnaz, duygusal ve cani ruhlu birinin zihninde ve bedeninde yankılanıyordu bu ses. “
Epilepsi hastası olan Elizabeth Austin’in beynine elektrotlar takılır. Bu sayede krizin başlayacağını anladığında kendisine verilen ufak bir cihazla elektrotu aktifleştirip krizini kontrol edebilecektir. Ancak beynine yerleştirilen elektrotlardan 12.elektrot çok farklı bir şeye yol açar. Elizabeth 19. yüzyılda ve Londra’da yaşayan bir kadının beyninde bulur kendini. Ve elektrotu her aktifleştirdiğinde o dünyaya gider. Böylece ikili bir hayat yaşamaya başlar. Ancak bir süre sonra işler karışmaya başlar. Elizabeth bu durumu ve gördüklerini doktoru dahil hiç kimseyi inandıramaz.
Kitabın çıkış noktası ve konusu gayet ilginç ve merak uyandırıcıydı. Son derece akıcıydı ve bir çırpıda bitti. Ancak bazı yerlerde ana karakter olan Elizabeth’e kızmaya başladım. İçinde bulunduğu hayatı, sevdiklerini ve sahip olduğu her şeyi daha yeni görmeye başladığı ve gerçekliğinden bile emin olamadığı biri için değişmeye kalkması son derece garipti. Ayrıca karakterin haddinden fazla merakı da bir yerden sonra yok artık dedirtti. Kitapta bana en yeterli gelmeyen kısım ise sonuydu. Eğer bu kitabın devamı olsaydı gayet makul bir son olurdu. Ancak bu şekilde sanki her şey havada kalmış gibi geldi. Kısaca özetleyecek olursak giriş ve fikir güzel ancak sonuç bana göre pek olmamış.
Kitabı okurken empati yeteneğinizin geliştiğini hissediyorsunuz...
Gerçekten sürükleyici bi kitaptı ama neden o kadar sürede okudun diye de sormayın:)
Öncelikle Elizabeth karakteri bana sadece fazla merakın insana zarar vereceğini tam olarak gösterdi. İnsanın bazen bazı şeylerin farkına varıp zamanında ona son vermesi gerekiyo diye düşünüyorum. Çok güzel bi evliliği olabilirdi fakat aptalca bir haz yüzünden canından oldu:(
Kitabın son cümlesini defalarca okudum hiç beklemediğim bir son oldu. Elizabethin de hak ettiği bir son oldu bence.
Gerçekten çok güzel bi kitaptı okumanızı tavsiye ederim:))
Umduğumu bulduğum söylenemez. Uzun anlatımlar çoktu. Hikaye farklıydı ama yeterince zenginleştirilmiş yan ögeler yoktu. Yazarın İlk okuduğum kitabı Sil Baştan ile karşılaştırırsam biraz yavan geldi. Realiteden çok uzaktı, fantastik desem değil, tıbbi desem değil, psikolojik desem değil. Genelde yorumlar beğeni ile yapılmış. Saygı duyuyorum. Sadece ben sıkıldım okurken. İlk 50 sayfası sadece medikal ve tıp öğrencilerine ayrılmış ve bu sayfalarda, epilepsi hastalığında kullanılan farklı ilaçların adı ve etkileri anlatılıyor. Yani tıp öğrencileri farmakoloji ders notlarını bulmazlarsa, bu elli sayfayı sınavdan önce okumaları yeterli. Şaka bir yana ellinci sayfadan sonra roman başlıyor ve ortada on ya da on beş sayfa biraz hareketli geçiyor. Sonra bir hayli detaylı şeyler anlatılıyor. Örneğin, epilepsi hastası olan karakterin rüyasında gördüğü odanın içinde olan tüm eşyaların, rengi, konulduğu yerleri ve tüm fiziksel durumları önemle anlatılıyor! Galiba o karakterin rüyasındaki odayı satın alacakmışsınız da pazarlamaya çalışıyor yazar! Sonuç olarak okumayın arkadaşlar.
Kitabı iş yoğunluğuma rağmen sıkılmadan okudum, hem merak uyandırıcı hemde merakın bu kadar güzel bir his olmadığını sonunda çok güzel anlatıyor. Bu nedenle yazarın kitaplarından devam
26 yaşındaki bir kadın küçük yaşlardan beri epilepsi hastalığıyla boğuşuyor ve son çare olarak daha önce denenmemiş bir yöntemi kabul ediyor. Beynindeki kriz geçirmesine neden olan bölgelere elektrotlar yerleştiriliyor. Kadın her kriz öncesi gül kokusu aldığı için kokuyu aldığı an düğmeye basıyor ve elektrotları devreye sokarak krizin gelmesine engel oluyor. Deney test aşamasındayken ülkenin birçok yerinden doktorlar geliyor gözlem yapmak için. Beynin farklı noktalarına takılan elektrotlar sayesinde her bölgeye farklı akımlar gönderiliyor. Fakat henüz keşfedilmemiş 12. bölgeye akım gönderildiğinde ana karakterimiz, geçmişte yaşamış olan ingiliz bir kadının hayatını yaşamaya başlıyor. Olaylara müdahale edemiyor ve ingiliz kadın ne hissederse onu hissediyor. Mezvu da bunun üzerine dönüyor ve ilginç bir sona bağlanıyor. Zamanda zihnen bir yolculukla başlıyor ve sonrası tam bir muamma. Değişik bir tarzı var, okunabilir.
Kitabı az önce bitirdim. Başları cidden kafa karıştırıcı geldi bana ,olayları birbirine bağlayamadım.her zamanki Ken Grimwood kitabı gibiydi. Ama yavaş yavaş olayları anlayınca kitabın verdiği zevk tartışılmaz
Zaman da yolculukla ilgili kitap okumayı sevmiyorsanız bir de Kayboluş'u deneyin derim. Yalnız bu kitapta ki yolculuk zannetmeyin ki bedenen...Ken Grimwood kurgu ve zekasına bir kez daha hayran bıraktığı kitabın sonunda " hadi be " deme ihtimaliniz yüksek.
İlk 70 sayfada boğulacağımı düşündüm. Epilepsi hastası genç bir kız üzerinden hastalığın aşırı ayrıntılı ve dipnotlarda da bulamayacağınız tıbbi terimlerle dolu açıklaması yapılmıştı. Bir ara bu kavram kargaşası ve açıklamaya dahi gerek duyulmaması nedeni ile eh yeter seni mi okuyacağım dedim ve bırakma noktasına geldim.
Neyse ki sonra yazar okuyanların doktor olmadığını farketti ve kurguya nihayet giriş yapma zahmetine girdi.
Deneysel bir epilepsi tedavisine katılan kadının geçirdiği operasyon sonrasında hayal ve gerçek dünya arasında sıkışıp kalan öyküsünü anlatıyor kitap. 70.sayfadan sonrası sürükleyiciydi ancak kurgu saçma mı geldi mantıklı bir yere mi bağlanamadı bilmiyorum, bende nahoş bir tat bıraktı. Tavsiye etmekle etmemek arasında sıkışıp kaldım. Param ve boş vaktim çok diyorsanız bir şans verebilirsiniz.
Bir nefeste okuduğum kitabın sonu beni pek tatmin etmese de ikinci kez okudum. İster istemez kendimi kitaptaki karakterin yerine koydum okurken. Bu yüzden oldukça akıcı ve sıkıcı olmayan bir kitap.
Konusu, ergenliğinden beri epilepsi hastası olan 26 yaşındaki bir kadını anlatmaktadır. Bu kadın epilepsi hastalığı için daha önce hiç denenmemiş bir yöntemi kabul ediyor. Ameliyat ettiği doktor, Elizabeth'in kriz geçirmesine neden olan beynindeki bölgelere elektrotlar yerleştirir. Her kriz geçirmeden önce gül kokusu alan kadın, ne zaman gül kokusu gelse o zaman düğmeye basıp krizlerinin önüne böylelikle geçebiliyor.
Bu deney test aşamasındayken ülkenin dört bir yanından doktorlar da deneye katılımcı olarak izlemeye gelirler. Beynin farklı noktolarına takılan elektroktları doktoru farklı akımlarda uyarı gönderir. Fakat son nokta yani 12. bölge farklıdır. 12.bölge uyarıldığında Elizabeth, Jenny Curran adındaki genç İngiliz kadının hayatını yaşamaya başlar. Olaylara müdahale etmesi mümkün değildir fakat Jenny ne hissedirse onu hisseder. Hatta bu Jenny'nin kocasına aşık olmasına kadar gider.
Yazarın Sil Baştan eserini de çok merak ediyorum. Ken Grimwood okumak pişmanlık değildir, bilimkurgu filmlerinin efektleriyle zihninizi uyuşturmak yerine bu yazarın kitaplarını okuyup zihninizi olabildiğince açabilirsiniz. Keyifli okumalar...
Kitap çok sürükleyici, keza yazarın bütün kitaplarını okudum. Dili çok iyi. Kesinlikle kitaplığınızda bulunması gerekenlerden.
Ve şiddetle tavsiye edebilirim, okumayanlar için
Spoiler
Kitap konu olarak güzeldi ve sonu hiç beklemediğim bir şekilde bitti. Sonuna çok şaşırdım. Normal kitaplara göre konusu farklıydı ve yazar gerçekten güzel bir şekilde anlatmış konuyu. Konusu epilepsi tedavisi gören Elizabeth'in beynine elektrotlar yerleştirilmesi ile başlıyor. Bu elektrotları kontrol eden de bir cihaz veriliyor. Epilepsiden kaynaklanan krizler geleceği anda bu cihazla elektrotlar uyarılıyor ve Elizabeth'in kriz geçirmesi önleniyor. Fakat bu yerleştirilen elektrotlardan bazıları deney amacı ile beynin sessiz bölgelerine yerleştiriliyor. 12.elektrot ise Elizabeth de çok farklı duygulara sebep oluyor. Çünkü 12.elektrot uyarıldığı zaman Elizabeth 18.yüzyılda yaşamış olan bir kadının beynine giriyor ama sadece kadının gözlerinin gördüğü kadarını görebiliyor. Ve böylece Elizabeth bu kadının hayatında aktif olarak rol almak istiyor yani kadını kontrol etmek istiyor. Lakin bu durum aslında Elizabeth için çok riskli bir durumdur. Daha sonra olaylar karmaşık bir hal alıyor.
Yani konu olarak gayet güzel bir kitap tavsiye ederim böyle reenkarnasyon gibi anlatılmış ama daha farklı bir tarzda.