Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Tarihi

Kayı III Haremeyn Hizmetinde

Ahmet Şimşirgil

Kayı III Haremeyn Hizmetinde Sözleri ve Alıntıları

Kayı III Haremeyn Hizmetinde sözleri ve alıntılarını, Kayı III Haremeyn Hizmetinde kitap alıntılarını, Kayı III Haremeyn Hizmetinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ecel kim her kime çün etti takdir. Ne takdim etti bir saat ne tehir.
Sayfa 220 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz onlara benzeyemedik!
Zahiri sebepler yanında Selim Han’ın o günlerde gördüğü bir rüya da Harameyn hizmetine tayin edildiğini ifade eden manevi bir işaret olmuştu. Hoca Sadeddin Efendi’nin bizzat babası Hasan Can’dan naklederek anlattığı olay şöyle cereyan etmişti. Yavuz’un nedimi Hasan Can anlatıyor... “Mekanı cennet olsun padişah hazretleri çoğu gecelerinde kitap
Sayfa 212 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu? Ezelden gam turâbıyla yoğrulmuş bir bedendir bu
Sayfa 291 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Etme bir saat teellül merd isen Ehl-i İslam ile ger hem-derd isen Gel bu yolda sen de hem-rah ol bize Hüsn-i İslam ile dil-hâh ol bize*
Sayfa 167 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Selim Han'ın Şah İsmail üzerine varmasını isteyenler sadece Anadolu Türkleri değildi. Horasan, Harezm, İran, Azerbaycan Müslümanları da Safevilerin zulüm ve baskılarından bîzâr olmuşlardı. Zira Şah İsmail'in fesadı ve işkenceleri bölgeyi harabeye çevirmiş, özellikle Sünni Müslümanların ve alimlerin gözlerini Osmanlı diyarına çevirmelerine yol açmıştı. Tek kurtuluş ümidinin oradan gelecek bir yardımda olacağını görüyorlar ve içli mektuplarla, şiirlerle Selim'i davet ediyorlardı.
Sayfa 155 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bir postta yedi derviş uyur amma bir tahtta iki padişah uyumaz!"
Sayfa 143 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Çaldıran Muharebesi
Etrafa kaçışan askerinin moralini takviye etmek ve toparlayabilmek için dört bir yana koşan Şah İsmail birkaç defa at değiştirmiş bir aralık da eline ve pazusuna tüfenk kurşunu isabet etmekle atından yuvarlanmıştı. Bir Osmanlı süvarisi elinde mızrak tam üzerine yürüdüğü esnada her bakımdan kendisine benzeyen en yakın adamı Sultan Mirza Ali Afşar'ın ölümü göze alarak "Şah benim" diyerek öne fırlaması ve sonradan Atçeken lakabını alan Hızır Aka Ustacalu'nun hayatı bahasına atını vermesi üzerine esarete düşmekten kurtulan Şah İsmail, her şeyin bittiğini görerek Tebriz'e doğru büyük bir süratle kaçtı. Bütün gece at koşturup şafak vakti Tebriz surları önüne ulaştı. Şehir halkı hissî bir bağlılıktan ziyade merak dolayısıyla kendisini görmeye çıkmışlardı. Ancak İsmail, kendisini payitahtında da emniyette göremediği cihetle Dergüzin'e doğru yoluna devam edecektir. Şah İsmail'in kaçarak savaş meydanını terk etmesi üzerine artık ağır zırhlı askerler mukavemetten vazgeçtiler. Bir kısmı esir bir kısmı da maktul düştü. Kaynaklar Şiilerin büyük hezimeti ile neticelenen Çaldıran Savaş'ına 'Sufi-kıran' adını vermektedir.
Sayfa 187 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Her iş Allahu Teâlâ'nın tasarrufundadır. Sultanlık ve saltanat kuru bir bahanedir. Cenab-ı Hakk iki cihan serveri peygamberleri vasıtasıyla kullarına iyiyi ve kötüyü öğretti. Onların zamanında cihan adalet ve doğrulukla parladı. Ondan sonra hakla kendi içle­rinden ve isteyerek birini seçip onun eliyle kanunları tatbik edeler. Afat, küfür, bid'at ve dalaletten her haliyle korunalar. Doğru yoldan ayrılanları kılıçla yola getireler.
Sayfa 165 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Hâdimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn
Savaşta tutsak edilen Halife III. el-Mütevekkil Alallah ve mezhep kadılarını kabul ederek iyi muamelede bulundu. Selim Han’ın genelde bu sırada halifeden halifelik alâmetlerini aldığı rivayet edilir ki ilk Cuma namazında adının hutbede zikredilmesi bunu doğrulamaktadır. Haleb Büyük Camii’ndeki Cuma namazında hatib, hutbede halifenin adını zikretmeyerek Selim Han’ın adını andı. Hatibin halifelere mahsus “Hâkimü’l-Haremeyni’ş-Şerifeyn” unvanı ile kendisini andığı zaman Selim Han büyük bir dinî heyecan ve tevazu içerisinde: “Hayır, biz buraların hâkimi değil hâdimiyiz (hizmetçisiyiz). Bizim nâmımızı Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerifeyn diye anın” diyerek müdahale etti. Büyük Türk hakanı bu işaretiyle aynı zamanda dedesi Fatih Sultan Mehmed’i de yâd etmiş oluyor ve Osmanlıların dinî görüş ve düşüncelerini yansıtmış bulunuyordu. Zira Fatih Sultan Mehmed, Mısır sultanına gönderdiği bir nâmesinde kendisine Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerifeyn diye hitapta bulunduğunda Mısır sultanı bunu bir hakaret olarak kabul etmişti. Selim Han’ın şimdi baş tacı olarak kabul ettiği bu unvanı, kendisinden sonraki bütün Osmanlı padişahları da en büyük şeref addederek kullanacaklardır. Nitekim Selim Han nâmı bu şekilde anıldığında, heyecanı içerisinde gözyaşlarını tutamamış ve şükür secdesine kapanmıştır. Bu hâl cemaatin de büyük bir heyecana kapılmasına ve Selime candan bağlanmasına yol açmıştır. Namazdan sonra padişah pek kıymeti haiz kaftanını çıkararak hatibe bağışlamıştır.
Sayfa 222 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mercidabık Savaşı
Solakzade'nin nakline göre Sultan Gavri Mısır'dan mağrurane yola çıktığı zaman Selim'i bozguna uğrattıktan sonra İstanbul'a kadar yürümeyi ve zapt etmeyi düşünüyordu. Bu itibarla askerlerine bol bol ihsanlarda bulunmak üzere altın ve gümüşlerle dolu hazinesini yanına almıştı. Nitekim yüz kantar hâlis ayar altın ve iki yüz kantar gümüş getirmişler idi ki cümlesi Selim Han'a nasip oldu.
Sayfa 220 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Şah İsmail İsfahan'da iken Osmanlı Padişahı II. Bayezid Han'ın elçileri geldi. Bayezid Han ondan Sünni Müslümanlara karşı gerçek­leştirdiği kıyımı durduması için kendisini ihtar etti. Buna karşılık Şah İsmail'in, elçilerin önünde Sünni bir alimi öldürmesi Osmanlılar ile münasebetlerin gün geçtikçe bozulmasına sebep oldu. 1505'te Kazvin'e gelen Şah İsmail burada Halid bin Velid'in so­yundan gelen Halidîleri topluca katlettirdi.
Sayfa 149 - KTB YayınlarıKitabı okudu
...Yakılarak öldürüldüler.
1505'te Yezd üzerine yürüdü. Buraya Muhammed Kere hakimdi. Safeviler mancınıklarla kaleyi uzun süre dövdüler. Sonunda Mu­hammed Kere ve askerleri burçlara kapandılar. Ancak Safeviler burçların altına çok miktarda odun yığarak ateşe verdiler. Ya ateşte kızaracak ya da dumandan boğulacak olan müdafiler teslim olma yolunu seçtiler. Buna rağmen çeşitli işkencelere tabi tutulan Kere ve adamları İsfahan meydanında yakılarak öldürüldüler.
Sayfa 148 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Böylece muzaffer bir şekilde Tebriz'e gelen Safevi şeyhi burada şahlık tahtına oturdu. On iki imam adına hutbe okunup para kestirildi. Tayinler yapıldı. Artık Safevi Devleti resmen kurulmuştu ( 1501 ). Şah İsmail ardından ülkesinin her tarafında ilanlar yaptırarak hutbenin bundan böyle on iki imam adına yapılmasını duyurdu. Ezanı değiştirdi. Ayrıca çarşı ve pazarda Hazret-i Ebubekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman'ın kötülenmesi ve lanetlenmesini isteyerek buna karşı gelenlerin başlarının vurulması buyruğunu verdi.
Sayfa 148 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Dünyada hiçbir şeye haset etmedim. Şu kadar ki Benden evvel de aşk adeti vardı, onu kıskandım
Sayfa 284 - KTB YayınlarıKitabı okudu
364 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.