Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Tarihi

Kayı III Haremeyn Hizmetinde

Ahmet Şimşirgil

Kayı III Haremeyn Hizmetinde Gönderileri

Kayı III Haremeyn Hizmetinde kitaplarını, Kayı III Haremeyn Hizmetinde sözleri ve alıntılarını, Kayı III Haremeyn Hizmetinde yazarlarını, Kayı III Haremeyn Hizmetinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halk arasında Bayezid Han'ın oğlu Selime saltanatını terk ederken beddua ettiği gibi yanlış kanaatler varsa da kaynaklarda bunu doğrulayacak bir bilgi yoktur. Bayezid Han, oğluna çeşitli nasihatler ile ve dualar ederek tahtı terk etmiştir. Bkz. Solakzade Tarihi, 1, s. 467-468; Tacü't-Tevarih, IV, s. 94-97.
Sayfa 312 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Soldan sağa ve yukarıdan aşağıya aynı okunan dörtlük
Sanma sakın / herkesi sen /sadıkâne/ yâr olur Herkesi sen /dost mu sandın / belki ol/ âğyâr olur Sadıkâne/ belki ol/ yâr olur/ serdâr olur Yâr olur/ ağyâr olur/ serdâr olur/ dîdâr olur
Sayfa 296 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu? Ezelden gam turâbıyla yoğrulmuş bir bedendir bu
Sayfa 291 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Netice olarak Selim Han resimleri üzerinde görülen küpe, kolye ve başlığın ona ait olmadığı açıktır. Bunlar muhtemelen ressamın muhayyilesinden çıkmadır. Asıl portreler ise Selim Han adına çizil­miştir. Ona benzemektedir. Şah İsmail ile de hiçbir alakası yoktur. Ressamın, çizdiği portreyi Selim Han'a ne kadar benzetip benze­temediği ise ayrı bir tartışma konusudur.
Sayfa 289 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı minyatürlerinden görüldüğü kadarıyla Selim Han, kulağı küpeli bir şekilde resmedilmemiştir. Ayrıca kaynaklarda küpe taktığına dair bir ibareye de rastlanmaz.
Sayfa 288 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyada hiçbir şeye haset etmedim. Şu kadar ki Benden evvel de aşk adeti vardı, onu kıskandım
Sayfa 284 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Selim Han'ın saltanat sürmekten ziyade dervişane bir hayat sür­mek, ilim ve tasavvuf erbabı ile sohbet ve muhabbet etmek bir nevi gönül sultanı olmak arzusunu taşıdığını ifade eden bir beyti söylenir: Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş Bir veliye bende olmak cümleden evla imiş
Sayfa 283 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim ihtişam ve debdebeye hiçbir zaman ehemmi­yet vermezdi. Daima sâdeliği sever ve sâde giyinirdi. Bir defasında oğlu Şehzade Süleyman huzuruna çok süslü bir elbise ile girdiği zaman: "Oğlum Süleyman, anan ne giysin!" diyerek sitem etmişti.
Sayfa 281 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Âlimlere karşı çok hürmetkardı. Mısır dönüşü Kemalpaşazâde ile at başı beraber sohbet ederek gelirlerken Kemalpaşazâde'nin atının ayağı çamurlu bir çukura girmiş ve ürken at, ayağını hızla çekince sıçrayan çamurlar sultanın kaftanını kirletmişti. Kemalpaşazâde üzülmüş, mahcup olmuş ve ne diyeceğini bile­memişti. Onun halini gören Selim Han: "Üzülmeyiniz hocam. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, bizim için üzüntü değil; bir iftihar vesilesidir:' Sonra adamlarını çağırarak: "Alınız bu çamurlu kaftanımı, öldüğüm zaman üzerime örtünüz" diyerek ilgililere teslim eder. Yüzyıllardan beri bu kaftan, bir camekan içerisinde Selim Han'ın sandukası üzerinde durmak­tadır. İlmin değerini ve ilim adamlarına verilen kıymeti gösteren bu hadise ve onun sergilendiği Selim Han Türbesi gençliğimize bir mektep değerindedir.
Sayfa 276 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Selim Han'ın edebi bir lisanla yazılmış olan ve pek muğlak olan Vassaf Tarihi'ni mütalaa etmesi Arapça ve Farsçadaki yüksek vu­kufiyetini göstermektedir. Kemalpaşazâde, Osmanlı Tarihi eserini onun emri ile yazmıştır. Mısır'daki ikameti esnasında Hind ve Çin haritalarını yaptırmıştır.
Sayfa 276 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Sultan Selim Han, ilim öğrenmeye çok meraklı idi. Geceleri üç veya dört saatten fazla uyumaz, vaktini ilim öğrenmekle geçirirdi. Bu hâl müsait zamanlarda da devam ederdi. Hususi meclislerinde ilmi ve edebi mübahaseler olur, değerli ilim adamı ve şairler bu meclise iştirak ederlerdi. Okumaya o kadar meraklı idi ki, savaşa gidiş ve dönüşlerinde seyyar kütüphanesi yanında bulunurdu. Seçtiği kitaplardan bazen kendisi okur bazen de nedimlerine okutur ve dinlerlerdi. Çoğu kez bilgileri hocaları ile de mütalaa ederdi. Mısır seferi dönüşünde İstanbul'a gelinceye kadar İbn-i Tagriberdi'nin Nücumu'z-Zahire isimli eserini, Kemalpaşazade'ye tercüme ettir­miş, menzillerde parça parça kendisine takdim edilen tercümeleri okumuştur.
Sayfa 275 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Bir keresinde Mısır seferinde nakit para sıkıntısı çekildiğinden defterdar, bir bezirgandan altmış bin altın para borç bulmuş ve onunla sıkıntı giderilmişti. Sonra vergiler toplandığında defterdar borcu ödemek üzere bezirganı davet etti. Altmış bin altını kendisine teslim etmek istediğinde bezirgan: "Ey efendi! Gördüğün gibi padişahımın Devlet-i Aliyyesi'nde mal ve menalim haddinden ziyadedir ve şu dünyada bir oğlumdan gayri kimsem yoktur. Verdiğim altmış bin altın tamamen devleti­min olsun. Heman oğluma padişah devletinde iki akçe ile cebecilik ihsan olunsun" diyerek arz u niyazda bulununca onun bu arzusu padişah katına iletildi. Bezirgana, defterdara ve bunu kendisine ileten vezirlerine şid­detle kızan padişah: "Yüksek ceddimin ruhu içün hepinizi katlederdim. Fakat âleme, Haremeyn-i Şerifeyn Hakimi Sultan Selim bir bezirganın malına tamah edip, bahane ile onu katletmiş, birkaç vezir ve defterdarının da günahsız kanına girmiş diye şâyi olur (yayılır), bundan sakınırım. Yoksa hepinizi gazap kılıcıma lokma ederdim. Tiz bezirganın parasını verin ve bu çeşit yanlış işleri asla bana getirmeyin. İçinizden her kim benim temiz askerlerim arasına yabancı sokmaya kalkarsa iki cihanda felah bulmasın" diyerek hiddetini dile getirdi. Bezirgânın altmış bin altınını o anda geri verdirdi.
Sayfa 274 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim Han
İslamiyet'e bağlılığı ve dini yayma ve din yolundaki bid'atleri yok etme yolundaki gayret ve himmeti son derece yüksekti. En büyük ideali Müslümanları ve İslam devletlerini bir bayrak altında toplamaktı. Bunun için gece gündüz çalışarak babasından devraldığı devletini iki katından fazla büyüttü. Akıllara sığmayan bu muazzam fütuhat dört yıl ( 1514-1518) gibi kısa bir süre içerisinde yapılmıştı.
Sayfa 268 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Sultan Selim vefatından evvel ara sıra gezinti yaparak geldiği ve pek sevdiği bu mevkiye bir camii yaptırmak istemiş ve temellerini attırmıştı. Ancak tamamlamaya ömrü vefa etmemişti. Oğlu Sultan Süleyman bu camii ona yakışır şekilde sade ve haşmetli olarak tamamlatacak ve kabrinin üzerine de güzel bir türbe yaptıracaktır.
Sayfa 266 - KTB YayınlarıKitabı okudu
394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.