Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Tarihi

Kayı III Haremeyn Hizmetinde

Ahmet Şimşirgil

En Eski Kayı III Haremeyn Hizmetinde Gönderileri

En Eski Kayı III Haremeyn Hizmetinde kitaplarını, en eski Kayı III Haremeyn Hizmetinde sözleri ve alıntılarını, en eski Kayı III Haremeyn Hizmetinde yazarlarını, en eski Kayı III Haremeyn Hizmetinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Darüşşifa'da tabiplerin musikinin bazı hastalıklara iyi geldiği­ni özellikle zihni açma, hafızayı güçlendirme, heyecanlı hastaları sakinleştirme, sıkıntılı, durgun ve karamsar hastaları neşelendir­mede etkili olduğunu belirtmeleri cihetiyle hastaların musiki ile de tedavileri yoluna gidilmiştir. Bu konuda yeterli bilgi ve deneyime sahip Darüşşifa'nın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli makamlar dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp yavaşlamasını dikkate alarak uygun melodiyi belirliyordu. Ardından şikayetleri benzer hastaları bir araya getirerek Darüşşifa'nın musiki ekibine haftanın belirli günlerinde konser düzenlettiriyordu.
Sayfa 125 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Şair Bayezid
Kudret-i Hakk'a nazar kıl revnâk-ı ezhâra bak Hâb-ı gafletten uyanup zıynet-i eşcâra bak [Çiçeklerin parlaklığına, canlılığına nazar ederek Cenab-ı Hakk'ın kudretini anla. Ağaçların ziynetini ve süsünü (yeniden doğuşunu) gör de gaflet uykusundan uyan]
Sayfa 127 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bayezid-i Velî
II. Bayezid Han son derece adil, merhametli, âlim, takva ve hilm sahibi idi. Bu hasletleriyle "Bayezid-i Velî" olarak tanınırdı. Güzel hasletleri pek çoktu. Savaşlarda bir âdet edinmişti. Her seferden dönüşünde elbisesinde biriken tozları toplar ve bir kavanozda bi-riktirirdi. Yine bir harp dönüşü Bayezid Han elbisesini çıkartmış, üzerindeki tozları, büyük bir itina ile toplamaya çalışıyordu. Hanımı Gülbahar Hatun, merakla sordu: "Efendim, merakımı hoş görün, her cihat dönüşü o tozları niçin biriktirdiğinizi sorabilir miyim?" Padişah, tebessümle: "Benim senden gizlim yoktur Gülbahar Hatun. Bu tozların meza­rıma konulmasını vasiyet edeceğim. Çünkü Hadis-i Şerifte, 'Ayakları Hakk yolunda tozlananları Allahu Teâlâ'nın cehennem ateşinden koruyacağı' buyurulmaktadır. İşte Hakk yolunda, kafirlerle cihat ederken üstümüze bulaşan tozları bu yüzden topluyoruz. Vasiye­timizdir; öldüğümüzde bunları kabrime koysunlar." Gerçekten de II. Bayezid Han, biriktirdiği bu tozlardan bir tuğla yaptırdı. Vasiyeti gereğince de bu tuğla, öldüğü zaman kabrine konuldu.
Sayfa 129 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Beyazıt semtinde yaptırdığı caminin açılışında yaşanan şu hadise de Bayezid Han'ın dinî yönüne ışık tutmaktadır. Padişah, maşeri bir kalabalığın bulunduğu açılış gününde ilk namazı büluğ çağından o güne kadar, ikindi namazının sünnetini hiç terk etmemiş olan birinin kıldırmasını istemişti. Cemaate ilan edilince kimse çıkmadı. Padişah mecbur kalıp: "Elhamdülillah müddet-i ömrümüzde hiçbir vakit kaçırmadık" diyerek bizzat imamete geçti."
Sayfa 130 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim Han
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teala hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinnin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim. Harem-i hassın olan Beytullah'ın -ki o Kabe-i saadet-penahdır­bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa'nın mübarek mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere'nin süpürgeciliğini bana nasip eyle!
Sayfa 135 - KTB YayınlarıKitabı okudu
"Bir postta yedi derviş uyur amma bir tahtta iki padişah uyumaz!"
Sayfa 143 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kızılbaş Adının Kaynağı
Kurnaz, telkin kabiliyetine sahip ve aynı zamanda faal bir insan olduğu anlaşılan Safevi şeyhi, dolaştığı köylü ve göçebe Türkler arasında dedelerinin nüfuzunu da kullanarak sayısı hiç de az ol­mayan bir topluluğu kendisine mürit yaptı. Kendisinin Hazret-i Ali soyundan geldiğini söylüyor ve faaliyetinin siyasi yönlerini de gizlemiyordu. Muhtemelen
Sayfa 143 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Böylece muzaffer bir şekilde Tebriz'e gelen Safevi şeyhi burada şahlık tahtına oturdu. On iki imam adına hutbe okunup para kestirildi. Tayinler yapıldı. Artık Safevi Devleti resmen kurulmuştu ( 1501 ). Şah İsmail ardından ülkesinin her tarafında ilanlar yaptırarak hutbenin bundan böyle on iki imam adına yapılmasını duyurdu. Ezanı değiştirdi. Ayrıca çarşı ve pazarda Hazret-i Ebubekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman'ın kötülenmesi ve lanetlenmesini isteyerek buna karşı gelenlerin başlarının vurulması buyruğunu verdi.
Sayfa 148 - KTB YayınlarıKitabı okudu
...Yakılarak öldürüldüler.
1505'te Yezd üzerine yürüdü. Buraya Muhammed Kere hakimdi. Safeviler mancınıklarla kaleyi uzun süre dövdüler. Sonunda Mu­hammed Kere ve askerleri burçlara kapandılar. Ancak Safeviler burçların altına çok miktarda odun yığarak ateşe verdiler. Ya ateşte kızaracak ya da dumandan boğulacak olan müdafiler teslim olma yolunu seçtiler. Buna rağmen çeşitli işkencelere tabi tutulan Kere ve adamları İsfahan meydanında yakılarak öldürüldüler.
Sayfa 148 - KTB YayınlarıKitabı okudu
Şah İsmail İsfahan'da iken Osmanlı Padişahı II. Bayezid Han'ın elçileri geldi. Bayezid Han ondan Sünni Müslümanlara karşı gerçek­leştirdiği kıyımı durduması için kendisini ihtar etti. Buna karşılık Şah İsmail'in, elçilerin önünde Sünni bir alimi öldürmesi Osmanlılar ile münasebetlerin gün geçtikçe bozulmasına sebep oldu. 1505'te Kazvin'e gelen Şah İsmail burada Halid bin Velid'in so­yundan gelen Halidîleri topluca katlettirdi.
Sayfa 149 - KTB YayınlarıKitabı okudu
395 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.