Deniz, varolmayan bir şeydi. Yeryüzünü parçalara bölen nehirlerden başka şey yoktu. Pek çok nehir olduğunu biliyordu, ama deniz... Böyle bir saçmalığı da nereden bulup çıkarmışlardı? Tuz dolu koca bir su çukuru ha? Ahmak olmak gerekirdi böyle bir şeye inanmak için.
Özgürdü. Bir eşek arısının vızıltısından küçük bir yaprağın doğuşuna dek güzelliği görmekte özgürdü. Gökyüzü bütün yıldızlarına kavuşmuştu, rüzgar da okşayışına.
Sen mi delisin? Ağaçları anladığın, nesnelerle konuştuğun için mi? Ne sersemlik! Asıl deli Tanrı'nın şiirini yitiren, yüreklerini katılaştıran ve artık birbirlerini bile anlamaktan yoksun öbür insanlardır, onlardır deli olan.