Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları

James Churchward

Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları Sözleri ve Alıntıları

Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları sözleri ve alıntılarını, Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları kitap alıntılarını, Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
James Churchward:
Gerçekler ortadadır. Teoriler ise kendi başının çaresine baksın. Şunun çok iyi anlaşılmasını istiyorum: Kitaplarımda ortaya koyduğum geçmiş, benim keşfettiğim bir şey olarak görülmemelidir. Eğer tarihleme tarzı doğruysa, ben yalnızca, 12 bin ila 70 bin yıl öncesini anlatan yazılarda anlatılanları tekrarlıyorum. Bu yazılarda son derece çarpıcı bilgiler yer almaktadır. Tüm bunları teyit eden efsaneleri hesaba katmasak bile, arkeolojik ve jeolojik olgular da bu olayları doğrulamaktadır. MÖ 600 civarında yaşamış Çinli bilge Lao Tzu, tarihöncesi atalarının büyük bilgi birikiminden ve ne denli ileri bir düzeye ulaştıklarından bahseder. Eskiler kendilerinden sonra gelenleri de düşünüp bilgece davranarak artlarında kil tabletler ve taş üzerine yazılmış yok edilemeyecek belgeler bırakmışlardır. Bu bilgelik, Plutarkos'un belirttiği şekliyle, Sais rahibi Souchis'in Yunanlı Solon'a hitabında dile getirilir. Ne var ki, bu tabletler ve taş bloklar zamanla parçalanmıştır ve birçoğu da kayıptır. Fakat eskiler tarafından evrensel doğrular olarak kabul edilen bilgileri içerdikleri için, bunların irili ufaklı parçaları dünyanın dört bir yanına yayılmıştır. Yan yana getirildikleri zaman bu parçalar büyük oranda birbirini desteklemektedir. Dolayısıyla bunları bir araya getirerek, yeryüzünün ilk büyük medeniyetinin mucizelerini ortaya serme yolunda bir başlangıç yapmamız mümkün olabilir. Yaratılış ve insan konusunda akla yatkın bir hikâyenin başlangıcını oluşturmak için elli yılı aşkın süredir bu parçaları bulmaya ve bir araya getirmeye çalışıyorum. Hikâyeyi tamamlamak ise benden sonra geleceklere düşüyor.
"Her kayanın kırışık yaşlı yüzünde yazılı bir hikâye vardır. Her çimen sürgünü, her ağaç yaprağı, her tomurcuk duymak isteyen kulaklara bir şeyler fısıldar.."
Reklam
"Büyük Uygur Imparatorluğu, Güneş imparatorluğu Mu 'ya ait olan en büyük en önemli koloni imparatorluğuydu.."
Kolonileşme
Mu, yani Anakara aşırı kalabalık hale gelince ya da ülkenin büyük denizcilerinden hırslı ve girisimci bir grup yeni ve yerleşime açık ülkeler bulunca, kolonileşme de başlamış oldu. Mu'nun bu göçmen çocuklarına Mayalar denir. Anakaradan ayrılanlara hangi yöne giderlerse gitsinler Maya adı verilirdi. Kolonileşme, Mu batmadan en az 70 bin yıl önce başlamış olmalıdır, çünkü Doğudaki Naacal metinlerinde, Kutsal Kardeşlerin Anakaranın dinini ve bilimlerini "en az 70 bin vıl önce" kolonilere taşıdıkları anlatılır. Bu kolonilerden birinin "35 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olduğu" da aktarılanlar arasındadır.
Mu tabletleri
En önemli temalardan biri yaratılıştır; bu tema kaostan insanın ortaya çıkışına dek sistematik şekilde ele alınmaktadır. Şöyle yazmaktadır: "Başlangıçta her şey kaostu; evren sessizdi ver her şeye karanlık hükmediyordu." Başlıca sembolleri, yaratıcının tektanrıcı ya da kolektif sembolü olan Güneşti. Dinleri tektanrıcıydı. Yalnızca tek bir yüce varlığı tanıyorlardı..
Sayfa 38 - OmegaKitabı okudu
Reklam
Amerika’da insanın tarihini bir yerlerden başlatacak olsak, en azından 50.000 yıl, hatta belki de 100.000 yıldan da öncesine gitmek gerekiyor.
Sayfa 44 - Omega
Pigmeler
Yukatan hakkında yazmış çok az yazar Pigmelerden bahsetmiştir. Fakat geride bıraktıklarına bakacak olursak, küçük ama önemli bir halk olmalıydılar, zira doğu Yukatan sahili boyunca ve bu sahile yakın adaların birçoğunda, Pigme evlerini ve küçük tapınakları görmek mümkündür. Bu bölgenin yerlileri arasında, çok uzak geçmişte olmasa da bir zamanlar burada yaşamış olan Pigmeler hakkında birçok efsane anlatılır. Meksika'nın Nisküte yöresinde ve baska yerlerde Pigmelere ait birçok taş kalıntı vardır. Onlara ait her şey minyatür boyutlardadır, mesela odalar küçük, tavanlar son derece alçaktır. Kozumet Adasında, yüksekliği sadece 91 santimetre, genişliği de 45,5 santimetre olan bir kapıdan girilen küçücük bir tapınak vardır. Giriş bölümü oldukça tipiktir. Peki, Amerika'da bu halkın soyu tamamen tükenmiş olabilir mi? Bana Oyle olmadığı anlatıldı; İngiliz Honduras'ındayken, avcı ve araştırmacıların dağların karanlık vadilerinde bu insanlara hâlâ ara sıra rastladıklarını duydum. Boyları 90 santimetre ciVarındadır, koyu tenli ve çok uzun siyah saçlıdırlar, Maya diini akıcı biçimde konuştukları söylenmektedir.
Maddecilik, insanı, servet biriktirmeye yöneltir. Bu işin başı sonu yoktur ve bu hırs insanın ruhsal gelişimini yavaşlatır, Büyük Kaynağa dönmesine engel olur.
Sayfa 272
Pa ya da paa, üzerini kaplamak, üzerine yayılmak ve üzerinde ışıldamak; ta, zemin, mekan, yer, la; Güneş anlamına gelir. Hem Nagalar hem de Mayalar, bazen Güneşe Ra değil, La demişlerdir. Böylece Patala "Güneşin Ülkesi" anlamına gelir ki, bu da Anakara Mu'ya verilmiş adlardan biridir.
Sayfa 222
Reklam
Orta Amerika'ya 1890'larda yaptığım gezi sırasında, Kızılderililerden Honduras ve Guatemala'nın sık ormanlarında sırşın beyaz Kızılderililere ait köylere hâlâ rastlandığını öğrenmiştim. Bu Kızılderililerden biri bu köylerden birinde haftalarca yaşadığını da iddia etmişti. Kuetzallar hakkında onlardan duyduğum en sahici bilgileri edinmişti. Dilleri Maya diliydi ve kral Kuetzal yenilip devrildiği zaman ormanlara kaçmış olanların soyundan geldiklerini iddia ediyorlardı.
Kuzey Amerika'nın Tarihöncesİ Medeniyetleri
Tarihöncesi medeniyet kalıntılarının yaklaşık olarak nerelerde bulunduğunu gösteren geleneksel bir Kuzey ve Orta Amerika haritası çizdim. Tek çember tek bir medeniyete; iç içe iki çember iki medeniyete; iç içe üç çember ise üç ya da daha fazla medeniyete işaret etmektedir. Alaska'dan Horn Burnuna dek son derece eski halkların kalıntılarına rastlanmaktadır, Özellikle önemli bir gerçek ortaya çıkmaktadır: Sahil şeridine yakın bölgelerde çok eski insan kalıntılarına rastlanmamaktadır.
İlk Brahman öğretilerinin en önemlilerinden biri şu şekildedir: "İnsan, bir hiç olarak başladı; sonra çimen oldu; sonra balık oldu; balıktan sonra yüzergezere dönüştü; yüzergezerden sonra sürüngen oldu; daha sonra memeli oldu ve memeliden insana dönüştü." Bu uydurma fikrin Kutsal Yazılardaki esası şu şekildedir; "Toprak Anadan maddi beden gelir ve yine Toprak Anaya geri döner." Bu öğretilerde insanın bir ruha sahip oluşunun ne şekilde gerçekleştiği anlatılmaz; bunu yapamazlar.
Sayfa 214
Bana, "Tanrının yeryüzündeki en büyük tapınağı nerededir?" diye sorulacak olsa, şöyle cevap verirdim: "İnsanın kalbindedir. Burası Tanrıya ibadetin kusursuz tapınağıdır. Tüm zaman ve mekanlarda, gündüz ya da gecenin her saatinde, kabalık bir kentte ya da ıssız bir çölde ulaşılabilir olan bir tapınaktır, çünkü burası Göklere Sevgi ve İbadet içindir ve burada insan semavi babayla bir olabilir." Söyleyin, başka bir tapınak nasıl bunun yerine geçebilir?
Sayfa 217
Zararlı otlar çok olmasına çoktur, ama bunların arasında çiçeklerin var olmadığı söylenemez.
128 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.