Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Stalin'e Mektuplar-Anılar-Röportajlar

Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)

Vahit Türk

Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933) Gönderileri

Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933) kitaplarını, Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933) sözleri ve alıntılarını, Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933) yazarlarını, Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnanması güç sistematik bir soykırım. tek suçları Türk olmak. soykırımın korkudan dile dahi getirilemediği mektuplardan ziyade hatıralar vurucu... #kitapşuuru
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)Vahit Türk · Bilge Kültür Sanat · 201620 okunma
bu felaket gökteki tek Tanrıdan değil, yerdeki çok tanrıdan (!) gelmişti. #kitapşuuru
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
meğer aç insanlar geceleri çadırın altından küçük çocukları yemek için çalıyorlarmış. #kitapşuuru
Sayfa 118Kitabı okudu
400 kadar çocuğun cesedinin üst üste yığılı halde kaldığı yeri ben hiç unutmadım. #kitapşuuru
Sayfa 182Kitabı okudu
Böylece yanlışlar hiçbir şekilde düzeltilmemiş. Alınan kararlar kağıt üzerinde kalmış, sadece birilerini yüceltmek, yükseltmekle yetinilmiştir. Ülke Başkanlığı'nın hataları bir kere bile dile getirilmemiş, sadece taşra komiteleriyle ilgili keşkelerden bahsedilmiştir. Ülke Komitesi'nin yanlışları üstünkörü iki kere gündeme gelmiş, ancak bu bile başkanlığa kafa tutma, başkanlığın otoritesini sarsma olarak değerlendirilmiştir. Yanlışları düzeltmenin yolu bütün suçu aşağıdakilere atmak değildir. Baştakilerin de yanlışları söylenmeli, suçlu ve hâkim gibi değil, bütün kurum olarak eksiklikleri düzeltmeye çalışmalıdır.
Kolhoz ve kolhozcu kendi elde ettiği gelirden habersiz. Şuan itibarıyla bu gelir, gerçekten de çok az bir meblağ, kolhozcu zaten kolhozun topluma ait her şeyini devletin malı olarak algılamakta. Bugünün kolhozcusu, daha dün mülk sahibi iken küçücük oğlağı için âdeta canını vermeye hazırdı. Ancak bugün aynı kişi kolhoz üyesi olarak aynı davranışı sergilemiyor, kolhoz mülkü denilince ürkek bakışlarla yaklaşıyor.
Sayfa 21 - 4 Temmuz 1932 (Beşlinin Mektubu) - SSCB Kazakistan Ülke Komünist Parti Komitesi'ne, Yoldaş Goloşyekin'eKitabı okuyacak
Reklam
Bir devlet, güç kullanarak bozkır insanını yerleşik hayata geçmeye zorlar ve üstüne üstlük halkın hayatını sürdürmesinin tek yolu olan hayvanlarını da elinden alır, insanların yaşayabilmesi için başka da seçenek sunmazsa, o halk doğrudan doğruya ölüme mahkûm edilmiş olur.
Sayfa 8 - Söz BaşıKitabı okuyacak
SSCB'nin arka yüzü
SSCB genelikde diğer cumhuriyetler sosyalizmin inşası yolunda, özellikle kültürel, toplumsal alanda ciddi gelişmeler yaşarken Kazakların başına gelen bu durumu olduğu gibi bırakmak doğru olmaz. SSCB güçlüdür ;dolayısıyla Kazak halkına gereken yardımı seferber ederek bu felaketten kısa zamanda onları kurtarabilir. Açlık çeken Kazaklara, veba hastalığı bulaştıranlara gereken yardımın gösterilmesi, ayrıca bu vakaların sebeplerinin belirlenerek tekrarlanmaması içim önlemlerin alınması gerekmektedir.
Onlar zorluklarla baş başa gelmekten sakınıyorlar, yanlışları kabul etmiyorlar, dolayısıyla yanlışları düzeltmekten de acizler.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
AÇLIK DİLSİZ DÜŞMANDIR “Felâket yedi kardeştir.” der bir Kazak atasözü. İnsanın başına istemediği bir şey geldiği zaman peşinden ardı arkası kesilmeyen felâketler de gelir. Açlık, bu felâketlerin en kötülerindendir. İnsanlar, tarihin her döneminde salgınlara, kıtlığa, depreme, doğal afetlere vb. pek çok kötü olaylara maruz kalmışlardır. Kazakistan’da 1929-1933 yılları arasında yaşanan kıtlık, insanların yaşayabilmek için nasıl mücadele ettiğinin en önemli örneklerindendir. Varlık içinde yokluk, yokluk içinde açlık, açlık içinde ölüm… Kötünün yükseldiği iyinin alçaldığı yıllar... İnsanların ellerindeki hayvanlar alınıp hakları verilmedi, açlığa, ölüme terk edildiler. Hayvanları kesip tonlarca eti kokutup halka bir lokma dahi vermediler. Halk açlıktan ne yapacağını bilmiyordu. Bir süre ellerindekiler ile idare etmeye çalıştılar fakat kötüler durur mu? Halkın elindeki bir lokma una, darıya, buğdaya göz diktiler. Kazak halkı göz göre göre ölüyordu… Çayın Türk milleti için önemli bir yeri vardır. Kazak halkı o dönemde, daha önce çay koydukları bezleri kaynatıp kaynatıp suyunu içiyordu. Çünkü kokusu bile yetiyordu. Halkın elinde o kadar yiyecek yoktu ki çevrelerinde hangi hayvanı bulsalar yemek zorunda kalıyorlardı: Fare, böcek, kuş… #Kazakistan #Zulüm
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)
Kazakistan’da Kızıl Kıtlık (1929-1933)Vahit Türk · Bilge Kültür Sanat · 201620 okunma
Reklam
Ölmeyecek olan ölü balığa rastlar.
Sayfa 112 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.