“Sürekli onu görmek, sesini duymak, onun yakınımda olduğunu bilmek istiyordum ve bütün bunların bana verdiği duygu mutluluktan çok huzur, dinginlikti.”
Bugün sanki bir kişi gibi yaşamıyorum, içimde beni yöneten, yönlendiren, benden çok daha güçlü biri daha var. Evet şu anda acılar içindeyim, ama geçmişte bir ölüydüm, bugünse kendi hayatımı yaşıyorum.
Mutlu olma ihtiyacı duyuyoruz, çünkü yapımızda var bu, öyleyse mutluluk istemekte mantığa aykırı bir şey yok. Ama bu mutluluk ihtiyacını kendi bencilce isteklerini yerine getirerek, yani ekmek elden su gölden bir hayat, zenginlik, ün, aşk peşinde koşarak geçirdin mi ardından koştuğun şeylerin bir tekini bile gerçekleştiremeyeceğin koşullarla dikiliverir hayat insanın karşısına. Dolayısıyla mutluluk istemek de, mutlu olmaya ihtiyaç duymak da doğaya aykırı değil, doğaya aykırı olan durmamacasına ardından koştuğumuz bu bitmek tükenmek bilmeyen arzular!
Daha önce düşündüğüm her şey… Aşk, özveri, Lukaşka… bütün bunlar ne boş şeylermiş! Dünyada var olan tek şey mutluluk… Mutlu olan kimse, haklı olan da o!