Bir sistem eleştirisi,ironik bir direnişin öyküsü.Sistemin Balkanlarda işçi sınıfına dahil etmek istediği herkes ile beraber keçi çobanlarını da dönüştürme hikayesi farklı bir direnişle karşılaşır.Tito Yugaslavyası zamanı Balkanlardayız.Yazarın metafor olarak keçileri kullanmasını sevdim tarihin bazı dönemlerine tanık olmayı da sevdim.Sistem eleştirisi okumaktan hoşlanıyorum.Kitabın dili oldukça akıcı ama kitaba tek eleştirim bazı şeyleri açık açık okumaktansa satırlara yedirilmesini tercih ederim.Bu metinde fikirler sütün kaymağı gibi üstte toplanmış gibime geldi.
Kitabı alırken kitapla ilgili hiç bir fikrim yoktu. Fuarda gördüğümde ismi ve kapak fotoğrafı dikkatimi çektiği için almıştım. İyi ki de almışım. Romanı okumadan evvel böyle bir vahşetin olduğundan bir haberdim.
Komünizm ve sosyalizm adına on binlerce keçinin katledildiği olayı anlatan hüzünlü ve sürükleyici roman olmuş.
! DİKKAT!
"Makedonya Halk Cumhuriyeti Resmi Gazetesi'nde 13 Aralık 1948'de duyurulan bir yasayla keçi beslemek yasaklandı ve on binlerce keçi katledildi. "
Bu roman, hiç bitmesini istemeyerek okuduğum ender romanlardan biri oldu.
Son derece güzel kurgulanmış bir roman.
Romanda, insanoğlunun “o şey benim değilse, onun da olmasın!” şeklindeki ilkel düşüncesini çok güzel bir şekinde insanoğlunun yüzüne çarpıyor.
Diğer taraftan, hakikatı bulabilmek için “Baba” karakterinin ciddi bir okuma sürecinden kendini geçirmesi ve “Çanga” ile “Baba” karakterlerinin sürekli değerlendirmeler yaparak hakikati bulmaya çalışmalarından çok etkilendim.
Romanı kütüphanemdeki özel rafa koydum bile!
Sevgiler.
Yazarla ve kitapla ilk kez tanıştım. Zamanının savaş yılları, yaşanılan zorluklar, halkın kenetlenişi, çektikleri caresizlikler ve tabiki keçiler.. tarih kokan bir kitap. Bu tarz konulu kitapları sevenlere tavsiyemdir.
Keçiler Dönemi,babaanne tarafından Türk kanı taşıyan,Balkanlar’ın bağrından Makedon yazar
Luan Starova eseridir.
Birçok savaşa ,ayrışmaya,birleşmeye,sürgüne,özleme ve hatta demir perdeye sahip bu coğrafyanın acı ve sevgi dolu tarihini anlatmak,yaşatmak için yazılmış ve bu gayeyi hakkaniyetli bir biçimde okura yansıttığı kitabı;
Bir tarih
Bir direniştir yaşamak öyle ya, bu da bir direniş kitabı ama keçilerle. Keçilerle gelen huzur, sağlık; bozulan hiyerarşi sonrası malum. Siyasetin girdiği hiçbir yerde kalmayan onlarda da kalmıyor ve sonunda ne olduğu bilinmeyen; kahraman mı anarşist mi, öldü mü kaldı mı bilinmez bir dönemin sonu. Öyle bir son ki, yasayla keçi beslemeyi yasaklamaya kadar giden.
Luan Starova’nın babaannesi Türk, babası Kait Starova Türkiye'nin ilk başbakanlarından Fethi Okyar'ın kuzenidir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Tito’nun Yugoslavya’sında yaşayan insanların hayatları üzerinden yeniden kurulmaya çalışan düzene karşı bir çocuğun ağzından anlatılan hikayede insanların açlık, yoksulluk ve kıtlıkla keçileriyle baş etmeye çalışırken diğer yandan sistemin bu keçileri istememesi ve sonrasında yaşanan olayların anlatıldığı bir keçi direnişi denilebilir.
Balkanlar’da sosyalizm rüzgârlarının estiği yılların sancılarını hem dramatik hem ironik bir dille aktardığı Keçiler Dönemi kitabıyla Luan Starova, 1997 yılında Fransa’da “En İyi Roman” ödülüne lâyık görülmüştü.
Keyifli okunmalar..
Keçiler Dönemi/Luan Starova
.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Tito Yugoslavyası’nda Sosyalist devrimin tamamlanması ve kalıcı kalkınmanın sağlanabilmesi için herkesin işçi sınıfına katılması gerekti. Parti yönetimi bunun için ülkenin dört bir yanına haber saldı ve herkesi başkente topladı. Dağlarda çobanlık yapan insanlara da aynı çağrı ulaştı ve gelmeleri zorunlu tutuldu. Keçi çobanları elbette ülkelerini düşünen ve ellerinden geleni yapmaya hazır insanlardı. Bütün keçi çobanları ve aileleri başkente geldiler fakat binlerce keçiyle birlikte. Böylece ülkede yepyeni bir dönem başladı: Keçiler Dönemi
.
Bambaşka bir konu ve kurgu okudum. Keçilerin devrim yapması, keçi direnişi. Kuşağa nasıl geliyor bilmiyorum ama muazzam bir kitap.
Luan Starova’ nın Keçiler Dönemi isimli romanı, Stalin’in komünist yasalarıyla yönetilen Yeni Makedonya Cumhuriyeti’nin, Stalin-Tito bozuşması sonucunda Doğu Bloğundan ihraç edilip, Tito liderliğindeki yeni Yugoslavya federasyonu yönetimine girmesi ve bu sosyo-politik süreçte halkın yaşadığı dayatma ve yoksulluğa, keçi sorunsalı üzerinden tanıklık
Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Dili gayet güzel ve akıcıydı. Balkanlar da keçi lerin ev çocukları haline gelmelerini dert edinen bir hükümetin, keçileri ortadan kaldirmaya çalışma hikayesini anlatıyordu. Naif bir anlatımı vardi ve yormadı.
