Gereği düşünüldü. Soru ve yanıtlardan elde ettiğimiz sonuca bakılırsa, işçiler çalışır, kazanç Hacı'nın cebine akar, Hacı onlara azıcık bir ücret verir. Öyleyse Hacı'nın malı mülkü kendinin değildir, bana da helaldir!
Öykü buraya gelince, öykücüler genellikle:
"Padişah kızı gönlünün derdini kimseye açmamış," derler. Korkudan ya da gelenek görenek bağnazlığından olacak, Oysa ben derim ki:
"Kız babasına derdini apaçık anlatmış."
Bildiğimiz gibi hastalıkların tedavisi için önce bunun nedenini bulmak gerek. Örneğin doktorlar hastalarını tedavi etmek için önce bunun mikrobunun peşine düşer ve sonra bu mikroba karşıt ilaçları verirler hastalarına. Toplumsal rahatsızlıkları da iyileştirmek için aynı işlemi yapmak gerekir. Biliyoruz ki sağlam vücutta asla hastalık bulunmaz.
Sağlıklı toplumlarda da rahatsızlığın izine rastlanmamalıdır. İflas, zorbalık, yalan, hırsızlık ve savaş sadece sağlıksız toplumlarda görülen rahatsızlıklardandır. Bunca rahatsızlığın nedenini bulmak için ilkin bunun nedenini bulmalıyız. Sorun hep kendinize: Neden gönderdiler sınıf arkadaşımı halı dokuma fabrikasına? Neden bazıları hırsızlık yapıyor? Neden şurada burada savaş var, neden kan dökülüyor? Öldükten sonra ne olacağım? Dünyaya gelmeden önce neydim? Dünyanın sonu ne olacak? Ne zaman bitecek savaş, yoksulluk ve açlık?
Çocuklar, kuşkusuz gelecek sizin ellerinizde; iyisiyle, kötüsüyle sizin olacak. İster istemez büyüyecek ve zamanla birlikte yol alacaksınız. Babalarınızın, büyük babalarınızın ardından gelecek, onların yerini alacak, her şeyi elde edip sosyal yaşama iyisiyle, kötüsüyle, her şeyiyle sahip olacaksınız. Yoksulluk, zulüm, zorbalık, adalet, sevinç, keder, kimsesizlik, dayak, iş ve işsizlik, hapishane ve özgürlük, hastalık ve ilaçsızlık, açlık, çıplaklık, yüzlerce sosyal mutluluk ve mutsuzluk artık sizin olacak.