Kel Güvercinci kitaplarını, Kel Güvercinci sözleri ve alıntılarını, Kel Güvercinci yazarlarını, Kel Güvercinci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Canımıza okundu," demişler.
"Dirliğimiz bozuldu, işte bu dar günde görtermelisin padişahlığını. Hemen göndereceksin askerlerini eşkiyaların üzerine. Çalınan mallarımızı buldurup bize verdirmelisin..."
Öykü buraya gelince, öykücüler genellikle:
"Padişah kızı gönlünün derdini kimseye açmamış," derler. Korkudan ya da gelenek görenek bağnazlığından olacak, Oysa ben derim ki:
"Kız babasına derdini apaçık anlatmış."
Bir çocuğun okumasında sakınca bulduğum bir masal kitabı. Öncelikle küfür ve argo sözcükler var. Ayrıca suçsuz olduğu halde Vazirin oğlunun kafasını kestiler şaka gibi kitaptı.
Kel GüvercinciSamed Behrengi · Gendaş Yayınevi · 2001426 okunma
65 sayfalık Keloğlan masalı. Derlenmiş olsa gerek, bizimkilere benziyor, ama buradaki padişah sonunda bile insafa gelmedi. Masalın kötü adamı olarak işlenmiş. 29 yaşında şüpheli bir şekilde ölen
Gereği düşünüldü. Soru ve yanıtlardan elde ettiğimiz sonuca bakılırsa, işçiler çalışır, kazanç Hacı'nın cebine akar, Hacı onlara azıcık bir ücret verir. Öyleyse Hacı'nın malı mülkü kendinin değildir, bana da helaldir!
Çok güzel bir kitap. Herkesin okumasını tavsiye ederim. Bir Keloğlan öyküsü padişah Keloğlan'a gönül kaptırır ve Keloğlan ona yüz vermeyince o da yatağa düşer ama en sonunda kız Keloğlana ulaşır ve iyi bir hayat yaşarlar.
Kel GüvercinciSamed Behrengi · Gendaş Yayınevi · 2001426 okunma
Sağlıklı toplumlarda da rahatsızlığın izine rastlanmamalıdır. İflas, zorbalık, yalan, hırsızlık ve savaş sadece sağlıksız toplumlarda görülen rahatsızlıklardandır. Bunca rahatsızlığın nedenini bulmak için ilkin bunun nedenini bulmalıyız. Sorun hep kendinize: Neden gönderdiler sınıf arkadaşımı halı dokuma fabrikasına? Neden bazıları hırsızlık yapıyor? Neden şurada burada savaş var, neden kan dökülüyor? Öldükten sonra ne olacağım? Dünyaya gelmeden önce neydim? Dünyanın sonu ne olacak? Ne zaman bitecek savaş, yoksulluk ve açlık?
Bildiğimiz gibi hastalıkların tedavisi için önce bunun nedenini bulmak gerek. Örneğin doktorlar hastalarını tedavi etmek için önce bunun mikrobunun peşine düşer ve sonra bu mikroba karşıt ilaçları verirler hastalarına. Toplumsal rahatsızlıkları da iyileştirmek için aynı işlemi yapmak gerekir. Biliyoruz ki sağlam vücutta asla hastalık bulunmaz.
Çocuklar, kuşkusuz gelecek sizin ellerinizde; iyisiyle, kötüsüyle sizin olacak. İster istemez büyüyecek ve zamanla birlikte yol alacaksınız. Babalarınızın, büyük babalarınızın ardından gelecek, onların yerini alacak, her şeyi elde edip sosyal yaşama iyisiyle, kötüsüyle, her şeyiyle sahip olacaksınız. Yoksulluk, zulüm, zorbalık, adalet, sevinç, keder, kimsesizlik, dayak, iş ve işsizlik, hapishane ve özgürlük, hastalık ve ilaçsızlık, açlık, çıplaklık, yüzlerce sosyal mutluluk ve mutsuzluk artık sizin olacak.
Atalarınızın mirasını el değmeden çocuklarınıza ulaştırmamalısınız.
Kötülükleri azaltmalı ya da yok etmelisiniz. Güzelliklerini arttırmalı ve rahatsızlıkların ilacını bulmalısınız. Toplum, aynen korunması gereken bir emanet değil.
Toplumu ve sorunlarını tanımak için daha binlerce soru sormanız gerek. Şunu da bilmelisiniz ki toplum evinizin dört duvarı arasında değil. Toplum yurttaşlarımızın yaşadığı her noktadır. Irak köylerden tutun da irili ufaklı şehirlere dek. Çamurlu ve hayvan dışkılarıyla dolu köy sokaklarından tertemiz şehir caddelerine kadar. Dar daraşık, karanlık ve sinek dolu yoksul köy evlerinden zengin şehirlerin pırıl pırıl köşklerine kadar.
Her kitap değil. Kimileri der ki: “Her kitap bir kez okumaya değer.” Bu saçma bir söz. Dünyada o kadar çok kitap var ki ömrümüz bunların yarısının yarısını okumaya yetmez. Bu durumda kitapların arasından güzel olanları seçmeliyiz. Çeşitli sorularımıza doğru yanıtlar veren, bizi kendi toplumumuzla ve diğer milletlerle tanıştıran, toplumsal rahatsızlıkları bize gösteren kitapları seçmeliyiz.
Toplumu tanımanın ve sorulara yanıt aramanın birkaç yolu var. Bu yollardan biri de köylere, şehirlere gidip her katmandan halkla oturup kalkmak. Öbür yolu da kitap okumak