Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yaşam Yolculuğu Üzerine Düşünceler

Kelebeğin Ruhu - Muhammed Ali

Muhammed Ali

Kelebeğin Ruhu - Muhammed Ali Hakkında

Kelebeğin Ruhu - Muhammed Ali konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Muhammed Ali'yi nasıl bilirsiniz? Dünyanın en ünlü insanı olarak mı? Tarihte en büyük iz bırakmış sporcu olarak mı? Dünyada boks sporunun her kuşaktan insanlara yayılmasını sağlamış mucizevi formülleriyle mi hatırlarsınız? Yoksa, Vietnam Savaşı'na karşı koymak için Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu ünvanını elinin tersiyle itip, tanımadığı masum insanların canını almayı reddeden kahraman olarak mı? Amerika'da ırkçılıkla savaşmak için Müslümanlığı seçip, inandığı yolda ilerleyerek "kölelik dönemlerinden" kalma adını, Cassius Clay'i tereddüt etmeden bir kenara bırakan devrimci insan hakları savaşçısı rolüyle mi? Bu kitapta en derin Muhammed Ali'yle ve o en çok konuşulan şampiyonun farklı yüzüne karşılaşacaksınız. "Kelebeğin Ruhu"nda büyük şampiyon, okurlarını yaşımın mevsimleri üzerinden çocukluğuna, oradan da şimdiki zamana manevi bir yolculuğa çıkarıyor ve kendisine hep doğru yolu göstermiş inançlarını bizlerle paylaşıyor. "Kelebeğin Ruhu"nda büyük şampiyon, okurlarını yaşımın mevsimleri üzerinden çocukluğuna oradan da şimdiki zamana manevi bir yolculuğa çıkarıyor ve kendisine hep doğru yolu göstermiş inançlarını bizlerle paylaşıyor. Boks tarihinin en acımasız, vahşi karşılaşmalarında dövüştükten sonra Muhammed Ali, ringler dışındaki en güçlü düşmanıyla ile yüzleşiyor. Birçok insan gibi fiziksel kabiliyetleri kısıtlayan hastalığı parkinsonla mücadele ediyor, fakat "kaybettiğinden daha çok şey kazandım. Şu ana kadar ki en güçlü silah alsaydım" diyor. Ali'nin konular üzerinde ki düşünceleri, etik cesaretten Tanrı inancına, farklı toplumlardan kişilere saygıya kadar uzanıyor. Kızı Hana ile beraber kaleme alınan "Kelebeği Ruhu" kalpten, hissedildiği gibi yazılmış ve şefkatiyle kendi sıkıntılı zamanlarımızda rahatlık ve teselli getirecek bir başyapıt.
Çevirmen:
Bedri Baykam
Bedri Baykam
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 16 dk.Sayfa Sayısı: 221Basım Tarihi: Nisan 2007Yayınevi: Piramid YayınlarıOrijinal Adı: The Soul of a Butterfly
ISBN: 9789758554188Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 54.0
Erkek% 46.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Muhammed Ali
Muhammed AliYazar · 4 kitap
Hayatı Muhammed Ali, 17 Ocak 1942'de Louisville, Kentucky'de, Cassius Marcellus Clay Jr. ismi ile Afroamerikan ve çeyrek İrlanda kökenli bir ailede dünyaya geldi. 12 yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif siklette altın madalya alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek artmaya başladı. 1964 yılında 22 yaşındayken, S. Liston'u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam'a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok sevdiği boks'a 1967'den 1970'e kadar ara vermek zorunda kaldı. "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım." diyerek Vietnam Savaşı'na gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve üniversitelerde para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970'te temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Uzmanlar üç buçuk sene aradan sonra sadece 2 maç yapan Muhammed Ali'nin bu kadar zor bir maça hazır olmadığı görüşünde hemfikirdi. Fakat o en kısa zamanda tekrar şampiyon olmak istiyordu. Ardından çenesinin kırıldığı maçta Ken Norton'a sayı ile yenilince, kendi ve yakınları dışında birçok kişi kariyerinin bittiğini sandı. Fakat o azmedip art arda unvan için rakip olan boksörleri bir bir yendi. Ken Norton'i yenip rövanşı aldı. 1973'te Joe Frazier ile unvan maçı için anlaştı. Arada sadece Joe Frazier-George Foreman maçı kalmıştı. Frazier sürpriz bir şekilde iki raundda nakavt oldu. Ali böylece önce Fraizer ile maç yapıp arkasından da Foreman'la maç ayarladı ve iki maçı da nakavt'la kazandı. Böylece hem kaybettiği unvanını alacak hem de daha bitmediğini gösterecekti. 1974'te Foreman’ın bahisçilerde 7'ye 1 favori olduğu maçta rakibini hiç beklenmedik bir taktik ile sekizinci raundda nakavt edip hak ettiği unvanı Floyd Patterson'den sonra tekrar elde eden ikinci boksör oldu. 1978'de L. Spinks'e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya Boks Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyordu. 2008 yılı itibarı ile 8 Dünya Boks Federasyonu bulunuyordu. Muhammed Ali'nin etkin döneminde en iyi boksörler, unvanı elde edebilmek için, mutlaka karşı karşıya gelirlerdi. George Foreman'in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun birçok ülkede neden "Altın 70'li yıllar" diye anıldığını bize anlatıyor. 1978'de boksu Şampiyon olarak bıraktı. Sonra 1984'te Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapıp kaybetti. İkisi de o vaktin veya sonrasının Dünya Şampiyonları idi. (eski sparring partneri Larry Holmes ve Trevor Berbick). Profesyonel döneminde sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olan Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyonlar için tek isim olmayı başardı ve 37'si nakavt olmak üzere 56 maç kazandı. Ona sadece bir boksör olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır. 1960 Roma Olimpiyatları'ndan döndükten iki gün sonra bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince, altın madalyasını Ohio Nehri'ne atmıştır. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya kendisine verilmiştir. Din olarak İslamiyet'i seçmiştir ve Vietnam Savaşı'na gitmemiştir. Bu durumu şöyle dile getirmiştir: "Benim onlarla sorunum yok." (I'I ain't got no quarrel with them Vietcong'). Bu nedenle unvanlarına el konuldu ve bokstan uzaklaştırıldı. Fakat o yılmadı. Bu süre içerisinde üniversiteleri dolaşarak İslamiyet'i anlattı. Malcolm X ile yakın ilişkileri oldu. Verimli işlerle uğraştı. Bokstan sonraki yaşamı 1984 yılında, Muhammed Ali Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan'ın yeniden seçilebilmesi için kendisine destek verdiğini açıkladı.[4] 1991 yılında Ali, Körfez Savaşı sırasında Irak'a gitti ve Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmasını müzakere etmek amacıyla Saddam Hüseyin ile bir araya geldi.[5] 1996 yılında Atlanta, Georgia'da 1996 Yaz Olimpiyatları'nda ateşini yakma onuruna vardı. 17 Kasım 2002 tarihinde, Muhammed Ali, "Barış BM Elçisi" olarak Afganistan'a gitti.[6] BM özel konuğu olarak üç günlük bir iyi niyet misyonuna ilişkin Kabil'de bulundu.[7] 27 Temmuz 2012 tarihinde Ali, Londra'da, 2012 Yaz Olimpiyatları Açılış törenindeki Olimpiyat Bayrağını taşıdı. Parkinson hastalığından dolayı stadyumda bayrağı taşıyamayacak hale gelince eşi Lonnie ayakta durmasına yardımcı oldu.[8] 20 Aralık 2014 tarihinde Ali, pnömoni şikâyetine muzdarip hastaneye yatırıldı. Ali bir kez daha Scottsdale, Arizona'da bir konuk evinde tepkisiz bulunduktan sonra idrar yolu enfeksiyonu rahatsızlığı ile 15 Ocak 2015 tarihinde hastaneye yatırıldı. Ertesi gün taburcu oldu. Muhammed Ali (28 Ocak 2006, Davos) Muhammed Ali'nin zamanının en iyisi olduğu kabul edilir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme alındı. Ali adlı filmde Muhammed Ali'yi Will Smith canlandırdı. Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur. Buna rağmen, 2001 yılındaki 11 Eylül saldırıları üzerine Muhammed Ali, başında New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile Sıfır Noktasına giderek destek ve dayanışmasını göstermek gereği duymuş ve şöyle demiştir: “Beni asıl inciten, 'İslam' adının bulaştırılması ve 'Müslüman' [adının] bulaştırılması ve sorun çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım.”[9] Hayatını anlatan biyografik roman, 2002 yılında Kaknüs Yayınları tarafından yayımlanmıştır (ISBN 975-6698-34-9). Uzun süredir Parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali 3 Haziran 2016 tarihinde solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.[10]