Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk

Mirza İnak

En Eski Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk sözleri ve alıntılarını, en eski Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(ماوی)Mavi Bu kelime Arapça kökenli bir kelimedir. Bu renk, denizin, gölün veya bulutsuz gökyüzünün rengi, yeşil ile mor arasındaki renktir. Aslı su manasına gelen "ma" kelimesinden doğmuştur. "Suya ait olan, su renginde olan" manasına gelen "Mai" kelimesinden bozularak bugünki şeklini almıştır. Psikolojik olarak mavi tonlarına göre; bazen yalnızlığı ve üzüntüyü, bazen bilgeliği ve ilmi, bazen de güveni ve sadakati simgeler. Mesela, psikiyatri kliniklerinde özellikle koyu maviden kaçınılır. Psikiyatristlere ve psikologlara hasta görüşmelerinde koyu mavi renkli elbise giymemeleri tavsiye edilir.
Sayfa 71 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
"pa" ayak demek
(پای تخت) Payitaht Bu kelime birleşik bir kelimedir. "Pa" ve "taht" kelimelerinden oluşur. Padişahın tahtının ayağının bulunduğu şehri ifade eder. Mesela, İstanbul Osmanlının payitahtıdır.
Sayfa 86 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Reklam
(نومرو)Numara Adresimizi yazarken ev numarasına geldiğimizde kısaltma olarak neden "nu" değil de "no" yazarız, hiç düşündünüz mü? Bu kelime Fransızca "nomero" kelimesin den dilimize geçmiştir. Önce numara şekline gelmiş zamanla numara yapmak, numaradan hasta, numaracı gibi bugün Fransızların bile duyduklarında Fransız kalacakları pek çok deyimin içine girmiştir.
Sayfa 83 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Canbaz. ( جانباز) Farsçadaki oynayan anlamındaki "baz" eki canla birleşince "canıyla oynayan" manasına gelir. Osmanlı dönemin de canbazlar, savaşta en ileride, avcı hattında bulunarak canlarını hiçe sayan binekli askerlerdi. Zamanla bu kelime sirklerde at üstünde, ip üstünde canını tehlikeye atarak gösteri yapan insanlar için de kullanıldı. Yine aynı mantıkla, sirklerde ateş ile oynayan ateşbazlar vardı. Ayrıca kumar oynayan kumarbaz, düzenle oynayan düzenbaz, küfürbaz, hokkabaz, kelimeleri de aynı esas ile yazılır.
Sayfa 19 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Şemsiye ( شمسیه) Arapça güneş kelimesinden türetilen bu kelime, sıcak memleketlerde güneşten korunmak için kullanılan "güneşlik” manasındaki eşyanın adıdır. Ne kadar acayiptir ki; bugün bizler şemsiyeyi, yağmur yağdırılırken, hiç de güneş yokken kullanıyoruz.
Sayfa 105 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Çekirdek. (چكردك) Bu kelime Türkçe kökenlidir. Çiğit kelimesinden türemiştir. Eski Türkçede "çiğit" "pamuk tohumu, pamuk çekirdeği" anlamındadır. Bu kelime önce "çigirt", sonra küçültme ekiyle "çigirtek" zamanla da "çekirdek" şeklini almıştır. Aslı pamuk tohumundan gelen bu kelime dilimizde öyle güzel işlenmiştir ki, kâh meyvenin içindeki çekirdeği ifade etmek için kullanılmış kâh atomun merkezindeki yükü ifade etmek için istimal edilmiştir. Mesela halkımızın kullandığı "Çekirdekten yetişme" deyimi ne harika bir tanımlamadır. Yine günümüzde ne yazık ki küçülen ailelerimizi "çekirdek aile" ifadesi ne kadar çarpıcı anlatıyor.
Sayfa 24 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Emrah. ( امراه ) Bu kelime dilimize Farsçadan geçmiştir. Farsçadaki aynı yolda giden anlamındaki "hemrah" kelimesi zamanla emrah şeklini almıştır.
Sayfa 35 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
İmsak. (امساك) Bu kelime Arapça kökenli bir kelimedir. "Tutmak" anlamına gelen "mesk" kökünden türetilmiştir. Nefsine hâkim olup oruç için bazı şeylerden el çekmenin yani oruç tutmanın "başlama zamanını" ifade eder. Osmanlı'da güzel bir adet olarak orucun başlama ve bitiş va kitlerini tarihiyle gösteren "imsakiye" denilen zaman çizelgeleri vardı. Bu güzel adet hâlâ yurdumuzda ve âlem-i İslam da yaşatılmaktadır.
Sayfa 46 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Kahvaltı (قهوه آلتی) Osmanlı'da sabahları kahve içmek âdettendi. Ecdadımız aç karnına kahve içmemek için kahvenin öncesinde bir şeyler yerdi. Zamanla bir öğün ismi haline gelen bu yemeğe "kahvealtı" dediler. Yıllar sonra bu ifade kahvaltı şekline gelip dilimize yerleşti.
Sayfa 50 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Kalem (قلم) Bu kelime Kur'ân kökenli bir kelimedir ve bir surenin ismidir. Bu surenin başında Rabbimiz, kalemin önemine, değerine ve faziletine binaen kalem üzerine yemin etmiştir. Kalem ilmin esasını temsil eden bir sembol olmakla birlikte, İslam medeniyetinin de sembolü olmuş bir kelimedir. "Topraklar kılıç ile fethedilir, lakin kalem ile ancak muhafaza edilebilir" sözü meşhurdur.
Sayfa 51 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.