Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk

Mirza İnak

Sayfa Sayısına Göre Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kelimelerin Kökenlerine Yolculuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanla lisan arasında çok derin ve köklü bir bağ vardır. Lisan, insanın âyinesi, bir iletişim köprüsü...
Abdest (آبد ست)
Bu kelime birleşik bir Farsça kelimedir. “Ab (su) ve “dest (el) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Namaz için el suyu demektir.
Sayfa 8 - SüedaKitabı okudu
Reklam
Baharat (بهارات)
Bu kelime Arapça “bahar” kelimesinin çoğuludur. Arapçada “bahar” “güzel kokulu çiçek” manasına gelmektedir.
Sayfa 11 - SüedaKitabı okudu
Bendeniz (بنده كز)
Bu sözcüğün ne “ben” sözcüğüyle, ne de “deniz”le bir alakası yoktur. Sadece sondaki “-niz” eki Türkçedir. Asıl kelime olan “Bende”, Farsçada, “kul, köle” anlamına gelmektedir. Yani, eskiden nazik, kibar özellikle mütevazı bir Osmanlı beyefendisi, kendisinden bahsederken nezaketle “bendeniz” dediği zaman, “Ben kulunuz, köleniz falan” demeyi kastederdi.
Sayfa 16 - SüedaKitabı okudu
Canbaz (جانباز)
Farsçadaki oynayan anlamındaki "baz" eki canla birleşince "canıyla oynayan" manasına gelir. Osmanlı döneminde canbazlar, savaşta en ileride, avcı hattında bulunarak canlarını hiçe sayan binekli askerlerdi.
Sayfa 19 - SüedaKitabı okudu
Canbaz. ( جانباز) Farsçadaki oynayan anlamındaki "baz" eki canla birleşince "canıyla oynayan" manasına gelir. Osmanlı dönemin de canbazlar, savaşta en ileride, avcı hattında bulunarak canlarını hiçe sayan binekli askerlerdi. Zamanla bu kelime sirklerde at üstünde, ip üstünde canını tehlikeye atarak gösteri yapan insanlar için de kullanıldı. Yine aynı mantıkla, sirklerde ateş ile oynayan ateşbazlar vardı. Ayrıca kumar oynayan kumarbaz, düzenle oynayan düzenbaz, küfürbaz, hokkabaz, kelimeleri de aynı esas ile yazılır.
Sayfa 19 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çekirdek. (چكردك) Bu kelime Türkçe kökenlidir. Çiğit kelimesinden türemiştir. Eski Türkçede "çiğit" "pamuk tohumu, pamuk çekirdeği" anlamındadır. Bu kelime önce "çigirt", sonra küçültme ekiyle "çigirtek" zamanla da "çekirdek" şeklini almıştır. Aslı pamuk tohumundan gelen bu kelime dilimizde öyle güzel işlenmiştir ki, kâh meyvenin içindeki çekirdeği ifade etmek için kullanılmış kâh atomun merkezindeki yükü ifade etmek için istimal edilmiştir. Mesela halkımızın kullandığı "Çekirdekten yetişme" deyimi ne harika bir tanımlamadır. Yine günümüzde ne yazık ki küçülen ailelerimizi "çekirdek aile" ifadesi ne kadar çarpıcı anlatıyor.
Sayfa 24 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
Çeyrek (چاريك)
Bu kelimenin aslı Farsçadan gelmektedir. Farsçada birleşik bir kelime olan “çar-ı yek” kelimesi dilimize “çeyrek” olarak geçmiştir. Farisi’de “çar” dört demektir. “Yek” ise bir demektir. “Dörtte bir” anlamına gelen bu kelime dilimizde çok kullanılan bir kelimedir.
Sayfa 27 - SüedaKitabı okudu
Çorba (چوربه)
Farsça kökenli olan bu kelime iki kelimenin izdivacından oluşmuş birleşik bir kelimedir. Bu kelimenin aslı "şûr-ba" (شٯربا) dır. Farsça "şûr" "tuzlu", "ba" ise "yiyecek" manasındadır. Bu kelimemiz halk ağzında önce "şorba" zamanla da "çorba" şeklinde kullanılmıştır.
Sayfa 31 - SüedaKitabı okudu
Emrah. ( امراه ) Bu kelime dilimize Farsçadan geçmiştir. Farsçadaki aynı yolda giden anlamındaki "hemrah" kelimesi zamanla emrah şeklini almıştır.
Sayfa 35 - Süeda yayınlarıKitabı okudu
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.