Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalizm Gönderileri

Kemalizm kitaplarını, Kemalizm sözleri ve alıntılarını, Kemalizm yazarlarını, Kemalizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kemalizm devrimcidir, çünkü aşamalı yenileşme ve gelişme yan­daşı olmak isteyen “Jön Türk ” meşrutiyet rejimi durumu düzeltece­ği yerde daha kötüleştirmiştir. Genç Türkiye, düşmanı birçok kez eli­ne geçirmişti, onu bir vuruşta öldürebilirdi; fakat ondan aşama aşama kurtulmayı yeğlemiş ve böylece onun dirilmesine ve eskisinden daha şiddetle yeniden saldırmasına olanak vermiştir.
Sayfa 278Kitabı okudu
Yeni Türkiye devletçidir, çünkü, eski T ürkiye ekonomik alanda fazla özgürlük yanlısı idi. O denli fazla özgürlük yanlısı idi ki, ülke ekonomisini tümüyle yabancı ellere bıraktı. Yabancıların kapladığı bu alanı yeniden el alabilecek olan devletti. Kapitalsiz, bilgisiz ve dene­ yimsiz Türk bireyi başkalarının kapladığı bu alanlarda ile doğru tek bir adım atamazdı.
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
Amerikan Mandasını savunanların iddiası;
"Biz kendi kendimizi yönetemeyiz. Yüzyıllık geçmişimiz bunu ka­nıtlar. Borç gırtlağımızda, elimizdeki doğal varsıllıkları işletecek ve değerlendirecek araçlara sahip değiliz. Amerika korumasına gire­lim, çöken imparatorluğunun kalıtını paylaşmakla uğraşmakta olan üstün gelmiş bulunan devletlerin pençesinden bu yolla kurtulmuş oluruz. Doğal varsıllıklarımızı işletmek için buyruğumuza milyon­larca dolar verirler v.b...”
Sayfa 275Kitabı okudu
1930-1939 SSCB Dışişleri Halk Komiseri;
Litvinof, Millet Cemiyeti’nde söylediği bir söylevde yine övüne­rek şu sözleri söylemiştir: “Uluslar arasında ortaklık düşüncesinde, Sovyet ideolojisi için kabul edilemeyecek hiçbir yön yoktur. Biz, 13 Cumhuriyet içinde 200 değişik ırkı bir araya toplayan bir ulusuz. Yalnız Ukrayna bir­ kaç yirmi milyon nüfusu içerir. Bundan önce, bu kadar kalabalık, bu kadar çeşitli uluslardan oluşan bir toplum, bir tek devlet içinde asla bir araya gelmiş değildir. Bu uluslardan her birinin hukuk eşit­liğine tümüyle saygı gösterilmektedir, çünkü ulusal azınlık bulun­ madığı gibi ulusal çoğunluk da yoktur. Eskiden zora dayanarak yönetimde bulunan Bir Rus öğe dışında bütün uluslar gözden çıkarıl­mıştı. Sovet siyasasının bu alandaki sonuçları Cumhuriyet birliği­nin gerek dostları ve gerek düşmanlarınca yargılanmadan geçiril­ miştir. Bütün uluslar, Sovyet Rusya’da aynı siyasal ve ekonomik re­jime bağlı ve tümü aynı ideale sahiptir.”
Sayfa 265Kitabı okudu
Nasyonalizm teriminin Fransa’daki siyasal anlamı “temelli ulu­sal göreneğe dayanmayan her inancı kötü gören parti”dir. Gerçek­ten de, 1898’de kurulmuş olan Fransa Nasyonalist Partisi, kimi kralcı, kimi Congreganiste, kimi emperyalist olan aşırı sağ kanat ele­manlarının tümünü içerir. Hiç kuşku yok ki, bu muhalefet partileri ço­ğunluğu kazanacak olurlarsa bugünkü liberal ve demokratik Fransa ’nın varlığı son bulur. Bu nedenle, liberal ve demokratik yeni Türkiye’nin ulusalcı oldu­ ğunu açıklamakla, Fransız Nasyonal Partisi’nin özünü oluşturan muhalefet ilkelerini bir an bile usundan geçirmediği doğaldır. Hakkını vererek söylemek gerekirse, açıkça belirtmeliyiz ki, ger­çek Fransız ulusalcılığı bu aşırı sağ) parti içinde kapalı değildir. Bu parti yandaşlarında gördüğümüz şey, ulusalcılık değil düpedüz ulusal bağnazlık, “chauvinisme”dir.
Sayfa 262Kitabı okudu
Musevilerde de, din ve ulusallık kavramları bazan birbirine karışır. Ulusçulukların en yenisi olan Musevi ulusçuluğu, benzer akımlar gi­bi yalnız gizemli bir dinamizmle dolu değildir; aynı zamanda bir par­ça da Museviliğe özgü bir ruh olan “Mesihi”liği de içerir. Gerçekten de, bir süreden beri günümüz tarihi çeşitli kültürlerden ve çeşitli
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı imparatorluğu ’nun bölüşülmesine karşı çıkmak üzere 1919 yılında Hint Müslümanlarınca İngiltere’ye gönderilen Hilafet Heyeti Başkanı Mehmet Ali bu konudaki düşüncesini şu sözlerle an­latmıştır: “İslamiyet, yalnızca bir din değildir, aynı zamanda siyasal bir ya ­pı, bir kültür biçimi, bir ulusallıktır. İslamiyetteki kardeşlik ilkesi yurtseverlik ilkesine benzer, şu başkalıkla ki, İslam kardeşliği, ırk ve ülke birliği ve bu birlik dolayısı ile yasalarda ve kurumlarda oluşan bir dayanışma sonucu değil, İslamiyette Allahça doğrudan doğruya verilmiş bir nimettir.”
Sayfa 260Kitabı okudu
Her bölgenin milliyetçiliği farklıdır
İsviçre’de ulusalcılığın temeli, aynı anlayışta olmayan, aynı kültüre sahip bulunmayan ve aynı dili konuş­mayan insanları birbirine bağlayan maddi çıkarlar ve tarihsel bağlar­dır.
Sayfa 259Kitabı okudu
Fortunat Strowski'nin milliyetçilik tanımı;
Ulusların yaşımında fizik konusunda önemi bilinen Radiati­ on’ları, “ışınım 'ları andıran gizemli güçler vardır. İnsanlar uzun süre pek az bilinen bu gizemli güçlerin varlığını bilmemekle birlik­te şimdiye değin bu güçlerin etkisi altında kalıyorlardı. Bu gizemli güçler ulusların sağlığı, gelişmeleri ve tarihsel varlıkları üzerinde etki yapmaktadırlar. Bunları oluşturan şeyler yakın veya uzak duy­ gulanmalar, duygular, belirsiz düşünceler ve yarı açık formüllerdir. Bireylerin kalplerine ve beyinlerine girerek oradan topluma ulaşır. Etkileri, radyasyonun vücut üzerindeki etkileri ölçüsünde önemli­dir. Bu etkilere uğrayan uluslar, bunları asla çözümleyemeden ve karşı koyamadan benimserler, bunların yansımalarını deneysel olarak, bilinç dışı bir biçimde duymakla birlikte sanki mutludurlar. Bu güçleri kullandıklarında ise, bu kullanış eskiden ‘sourcier’lerin ‘radiation’ları kullanışları gibi bilgisizce ve kabadır.”
Sayfa 258Kitabı okudu
On dokuzuncu yüzyıl tarihinin büyük bir bölümü bu ilkenin uygu­ lamaları ile doludur. Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerini sarsan ve onun dağılması sonucunu doğruna bu ilkedir. Kah Rumlar ayak­lanarak bu ilkeye dayanmışlar ve bağımsızlıklarını almışlar (1821- 1830); kah Bulgarlar, Sırplar v.b. ulusların kendi yazgılarına kendi­ lerinin egemen olmak konusundaki haklarını ileri sürerek Osmanlı egemenliğine karşı ayaklanmışlardır. Belçikalılar, Holandalılar’dan aynı ilkeyi öne sürerek ayrılmışlardır (1830-1831). Üçüncü Napolé­on, prnesler ve krallardan yana meşrutiyet “légitimité” temeline da­yanan 1815 antlaşmalarını aynı ilke bakış açısından kaldırmış ve on dokuzuncu yüzyıl içinde 1859 İtalyan birliği ulusallık ilkesi üzerine kurulmuştur. Alman birliğinin temeli de aynı ulusal temeldir (1866- 1870)
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
General Sherill'in TBMM hakkındaki görüşleri;
“Parlamentolar, genellikle basınca kötü karşılanır, çünkü bun­lar bir tartışma meclisi durumuna gelmekte ve milletvekilleri yeni­ den seçilememek korkusunu tüm ulusun çıkarlarından daha önem­li görmektedirler. Dolayısı ile, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin büsbütün başka bir biçimde kurulmuş olduğunu göstermek bir zevktir. Bu mecliste, sanayide, bankacılıkta, bilimsel ve serbest mesleklerde, kısacası her daldaki değerliliklerinden dolayı seçilmiş kişi­ ler bulunmaktadır.”
Sayfa 253Kitabı okudu
Kemalizm-Liberalizm ayrımı;
Kemalist devletçiliği açıklamak için devlet sosyalizmi, güdümlü ekonomi v.b. klasik formülleri ileri sürmek yeterli değildir. Çünkü, yeni Türkiye’nin devletçilikten amaca yalnız ekonomiyi değil, aynı zamanda toplumu ve kültürel yaşamı da yönetmektir. Hiçbir şeyin rastlantıya bırakılmaması gerekir. Devletin görevi, klasik liberalizm yandaşlarının anladığı biçimde yalnızca asayişi sağlamak olmayıp, ulusun tüm yaşamını yukarıdan aşağıya kadar düzenlemektir. O, ulu­ sun nabzının bütün atışlarını yakından izlemek ve yaşamın akış biçi­mini ona göre belirlemek durumundadır. Birey, liberal rejimde, antroposantristlerin ileri sürdüğü gibi, yaşamın merkezi değildir. Birey öz­gürlüğü ancak toplumun -Türkiye ’deki biçimiyle- devletin çevresi içinde kendini gösterebilir.
Sayfa 250Kitabı okudu
Yeni Parti programında, orta burjuvaziden olan herkesin, köylünün toprağına ve kulübesine sahip oluşu gibi, kendi yuvasını, evini elde etmesi için özel kredi kolaylıkları düşünülmüştür. Parti Genel Sekreteri, radyoda yayınlanan bir söylevinde: “Yeni bakış açısı gelir getiren yapılara sahip (rantiye) bir sınıfın türemesi yerine yerleşmiş ve yuvalanmış yurttaşların çoğalmasını üstün bulmamızı anlatır. Öte yandan, köylüyü toprak sahibi yapmayı bir parti ilkesi olarak almakla tüm yurttaşlarımızın kendilerinin olan ülke üstünde, kendi malı olan topraklarda yurt için ve kendile­ ri için çalışır, yaşar, onurlu, varlıklı bir kitle durumuna getirmek is­tiyoruz.”
Sayfa 248Kitabı okudu
Devletin ekonomik yaşama karışması yalnız sanayiye özgü olmayıp tarımı da kapsar. İktisat Bakanı Celal Bayar söylevlerinin birinde yaklaşık olarak: “Tarım ve sanayi ulusal ekonomimizin iki kanadıdır. Yukarıya doğru uçmak için her iki kanadın uyumla çarpması zorunludur. ”
Sayfa 247Kitabı okudu
Yeni programın 15’inci maddesi bu konuda pek kesin ve açıktır: “Tüketici halka karşı fiyat birliği yapacak tröst ve kartellere izin yoktur. Rasyonalizasyon amacı ile yapılanlar ayrıktır.” “Sanayi üreticileri ile tüketicileri arasında çıkar çatışmasına yer vermemek için Devlet fiyat denetimini düzenleyecektir.” Recep Peker bu fıkrayı bu sözlerle açıklıyor: “Programda ticaret özgürlüğü eskisi gibi kalıyor. Fakat kapital normal çalışacaktır. Rasyonel üretim için kapital tekniğe dayana­caktır. Normal çalışmayan kapitalin korunması ve isteklendirilmesi söz konusu olamaz. Türkiye’de özel girişimlere bırakılmış herhangi bir iş yalnız giri­şimi üstlenenlerin yeteneğinden güç alarak büyümüyor. Türkiye gümrük kapılarını büyük duvarlarla örmüştür. Ulusal sanayiyi iler­letmek için her kolaylığı ve her olanağı sağlamıştır. Devlet bütün bu yardımlarla beslediği ulusal sanayinin denetimsiz çalışma ile ulusu sömürmesine ilgisiz kalamaz.”
Sayfa 245Kitabı okudu
94 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.