Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kemalizm

Tekinalp

Kemalizm Sözleri ve Alıntıları

Kemalizm sözleri ve alıntılarını, Kemalizm kitap alıntılarını, Kemalizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kemalizm, batıya doğru yol alırken, demokratik rejimi benimser­ ken, gözü kapalı yürümek istememiştir; yoksulluk karşısında bir vam ­ pir gibi dikilen kapitalizmin korkunç görüntüsünü çok açık görmüş­tür; “Ulusu kapitalizmin tutsaklığına düşürecek olduktan sonra, siya­ sal tutsaklıktan kurtarmak neye yarar?” demiştir.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Ben pek liberal görmüyorum, varsa bile çok az vardır.
Kemalizm liberal midir? Evet, çünkü iliklerine kadar Cumhuriyet­çidir ve temel ilkesi sınıf ayrımı gözetmeksizin tüm ulus bireylerinin bolluk içinde olmaları ve gelişmeleridir. Gerçi, uygulama alanında bi­reyin özgürlüğü sınırlıdır. Devlet karışması, ulus eylemlerinin her bö­lümünü kapsar.
Sayfa 207Kitabı okudu
Devletin ekonomik yaşama karışması yalnız sanayiye özgü olmayıp tarımı da kapsar. İktisat Bakanı Celal Bayar söylevlerinin birinde yaklaşık olarak: “Tarım ve sanayi ulusal ekonomimizin iki kanadıdır. Yukarıya doğru uçmak için her iki kanadın uyumla çarpması zorunludur. ”
Sayfa 247Kitabı okudu
Pek çok konuşmacılar arka arkaya kürsüye çıktılar ve tümü aynı alanda bilimsel tezler ileri sürdüler. Bir tek falso ses işitildi. Bu, 1908 meşrutiyet rejimini kuran eski İttihat ve Terakki’nin belli başlı ileri gelenlerinden Hüseyin Cahit’in teziydi. Hüseyin Cahit, Türk dili­nin düzeltimesi yolunda yapılan çalışmayı onaylamakla birlikte şu çe­kinceyi ileri sürmüştü: “Yazı dilinden yabancı sözcükleri atarak yerine Türkçe sözcükler koymak görevini hiçbir kurul üstelenemez. Çünkü sözünü dinlet­ mek olanağı yoktur. Bu iş bütünüyle kişiseldir. Daha doğrusu kişi­ sellik dışıdır. Dilin doğal gelişiminin sonucu olarak oluşacaktır. Bir Akademi, yazı ve konuşma dilinin her zaman arkasından yürür. Ye­ niliklere Akademi önayak olamaz. O, dilde, ancak düzenleyici ve ko­ruyucu bir güçtür.”
Sayfa 173Kitabı okudu
Kemalizm sağ ve sol formüllerinin dar çerçevesi içine alınamaz!
Reklam
Amerikan Mandasını savunanların iddiası;
"Biz kendi kendimizi yönetemeyiz. Yüzyıllık geçmişimiz bunu ka­nıtlar. Borç gırtlağımızda, elimizdeki doğal varsıllıkları işletecek ve değerlendirecek araçlara sahip değiliz. Amerika korumasına gire­lim, çöken imparatorluğunun kalıtını paylaşmakla uğraşmakta olan üstün gelmiş bulunan devletlerin pençesinden bu yolla kurtulmuş oluruz. Doğal varsıllıklarımızı işletmek için buyruğumuza milyon­larca dolar verirler v.b...”
Sayfa 275Kitabı okudu
Rejimin bu olumlu gerçekçiliğinin göze görünür başka bir noktası da, küçük büyük batı devletlerine örnek olması gereken barışseverlik siyasasıdır. İsmet İnönü, Lozan’dan döndükten sonra Başbakanlığı üstlenir üstlenmez, Büyük Millet Meclisi kürsüsünden, hükümetinin başlıca hedefinin, barışın güçlendirilmesini sağlamak olacağını açıklamış ve “bütün komşularımızla, kendileri ile antlaşmalar yaptığımız bü­ tün ülkelerle ve bizimle henüz antlaşma yapmamış olanlarla, iç­ten dostluk bağlarını güçlendirmeye bütün olanaklarımızla ve bü­ tün gücümüzle çalışacağız” demişti.
Sayfa 186Kitabı okudu
Ankara, geri dönüp saldırıya geçmek için pusu kurmuş, olanak kollayan teok­rasi ve şeriat ile onun ardından giden mutlakiyetçiliğin olası bir saldı­rısına karşı, yeni Türk demokrasisinin sığındığı bir çeşit kale olmuş­ tur.
Sayfa 112Kitabı okudu
Kemalizm sözcüğü, belirli bir sistemi göstermek için, bilimsel anlamda alınmış bir deyim değil, belki, arasıra yeni Türkiye’nin devrim, ilerleme ve yenilşeme devinimlerini toplu bir bi­çimde anlatmak amacı ile genel bir deyim olarak kullanılmakta idi. Ancak ona, gerçek kavramı, belirli bir sistemi anlatan, Rasizm, Bolşevizm, Sosyalizm, Komünizm, Solidarizm, Komünizm, Solida­rizm, Faşizm v.b... gibi sonu “izm”le biten deyimler için olduğu gibi, özel ve özelliği içeren düşünceler ve ilkeler üzerine kurulu bir rejim anlamı, hiçbir zaman verilmemiştir.
Reklam
5 Şubat 1923’te, İzmir’de verdiği söylevde şu sözleri söylemişti: “Bir toplumsal yaşam iki cinsten (erkek ve kadından) yalnız birinin çağdaş gerekleri alması ile yetinirse, o toplumun yarıdan çoğu güçsüzlük içinde kalır. Bir ulus ilerlemek ve uygarlaşmak isterse özellikle bu noktayı temel almak zorundadır İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür
Atatürk, Samsun’da yaptığı bir konuşmada partinin gerçek nite­ liğini, şu biçimde daha iyi açıklamıştır: “Tüm ulusun yönetim sorumluluğunu taşıyan kurul, bence ül­ kü ve amaç yönünden tüm ulusu kapsayan unvanı Halk Fırkası olan toplum partisid'r. Bu partinin temel ilkesi ülkenin ve ulusun gerçek esenliğini sağlamaya çalışmaktır ve amaca ulaştıran yol birdir ve sonuç bellidir. O da Cumhuriyet’i güçlendirmek ve sağ­ lamlaştırmakla birlikte düşünsel ve toplumsal devrimde ve uy­ garlık ve yenileşme yolunda ulusun kararlılıkla ve başarıyla yü­ rümesini sağlamaya yol göstermektir. Bu belli, fakat kuşkusuz yo­ rucu ve uzun olan yolun yolcuları başlangıçtan sonuna değin bir sırada ve aynı zamanda, aynı yorgunluk ölçüsünde yürüm eyebi­ lir. Ve bu durumda görüş ve önlemleri arasında başkalık olabilir. Fakat yoldan sapmamaları, genel erekten gözlerini ayırmamaları gerekir. Bugün belli bir yolun başında bulunuyoruz. Henüz gö­ rüşleri etkileyecek ölçüde yol alınmış değildir. Görüş açıları yeter­ li ölçüde açıklık ve yerindelik kazanmalıdır. Ondan önce ayrılma düşüncesi bilinen particiliktir ki ülke ve ulusun esenlik ve güven­lik koşulları böyle bir ayrılığa yol açmaya elverişli değildir.”
On dördüncü Louis “Devlet benim!” derdi. Türk ulusu da, övünç­le, “Ben Atatürk'üm” diyebilir. Çünkü, Türk ulusunda herşey onun özümlenmesidir ve yeni Türkiye’de herkes onun yarattığı havayı so­lumaktadır.
İmparatorluk vatanın sınırlarını, Arnavutluk, Suriye, Irak gibi böl­ gelerin uçlarına dek götürmüştü. Bu bölgelerin Türk vatanı ile olan ilgileri, binlerce Anadolu köylüsünü, yaşamları pahasına, bitmek, tü­kenmek bilmeyen ayaklanmalarını astırması için, kendilerine çek­ mekti. Vatan kavramı, genelde, İslamiyet duygusu ile karıştırılıyor ve gerçek anlamını tümüyle yitiriyordu. Oysa Kemalist anlamı ile yeni vatan, bağrında, ancak, aynı çıkarlara, aynı ereklere sahip, tek parça ve bölünemez bir toplumu oluşturan yurttaşları toplamıştı.
Recep Peker'in Kemalizm yorumu;
“ Biz öğütler ve form üllerle davranmak, ancak duyguların ge­reklerini izleriz. Partimiz bir tekkede kapalı değildir ve programımız bir ayet değildir. İleri eylem lerim izde zam anın gereklerine bağlıyız. Yarınki gerekliliklerin neler olacağını bilemeyiz. Biz yal­ nız bir şey biliriz: ulusun ve ülkenin her an ileri gitmesi için dene­yimin ve sağduyunun göstereceği işi yapacağız. Ancak Kemalizm ’in temel rulıu, esprisi asla değişmeyecektir. Gerçi ülkümüzün gerçekleşm esi yolunda bu esprinin esinlem elerini izlerken onun dışında rastgeleceğimiz iyi, güzel ve doğru şeyleri kendimi­ze mal etmekten asla geri kalm ayacağız. Evet! Kemqlizm bir espridir. Fakat bu espriyi oluşturan temel öğretiler bir büroda karalanm ış tüm celere sıkıştırılm ış değildir. Olağanüstü olayların insanüstü çalışm anın sonucu olarak belir­ ginleşmiş kazançtır ki kısa fakat üstün (icazkar/mucizeli) ve verim­li etkileri olağanüstü olan bir süre içinde varlık kazanmıştır.”
Sayfa 106Kitabı okudu
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.