Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kemalizm

Tekinalp

Kemalizm Gönderileri

Kemalizm kitaplarını, Kemalizm sözleri ve alıntılarını, Kemalizm yazarlarını, Kemalizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
𝗞𝗲𝗺𝗮𝗹𝗶𝘇𝗺’de düşün, varsayımın, kuruntunun yeri yoktur. 𝗞𝗲𝗺𝗮𝗹𝗶𝘇𝗺, durup dinlenmeden birbirini izleyen ve tümü aynı yüce, olumlu ve pratik ereğe doğru atılan şaşırtıcı kesinliklerden yapılmıştır.
𝗞𝗲𝗺𝗮𝗹 𝗔𝘁𝗮𝘁𝘂̈𝗿𝗸, ulusuna armağan ettiği rejimi kişiliğine bağlamayı başaran tek önderdir; çünkü, yüzyıllarca süre kökleşen bir geçmişi bir atılımda yıkmayı, ulusunun yüzünü değiştirmeyi ve yüzyıllarca süre bilinçaltında uyumaya zorlanmış ulusal ruha en uygun rejimi yaratmayı başaran tek devlet adamı odur.
Reklam
Biz, filan ulus ve yahut filan yerde böyle yapmışlar biz de aynını uygulayalım diyenlerden değiliz. Biz ülkemize uygun olan ulus işine elvereni uygularız. Ve ulus işlerinde öykünme ve dış görüşle beğendirme yerine yaşama uygun yolları doğru buluruz.
Demokrasi bir dogma, bir ayet değildir. Bir ruh, bir espri ve bir anlamdır.
Kemalizm sağ ve sol formüllerinin dar çerçevesi içine alınamaz!
Reklam
Türk Devrimi'ne dair;
Ankara’da Çin Cumhuriyeti elçisi General Ho-Y ao-Su’ nun dikkate değer sözlerini anmayı yararlı görürüz: “Türk devriminin bütün doğu dünyasının ilerleme ve yükselme yolundaki rolü batı dünyasını kültür ve uygarlık yoluna yöneltmek konusunda Fransız devriminin oynadığı rol kadar önemli ve etkili olacaktır. Sanmayınız ki bu sözleri söylerken fantazi düşüncelere dayanıyorum. Açık bir gerçeği yinelem ekten başka bir şey yapmış olmuyorum. Gözleri olanlar ve görmek isteyenler için bu gerçek be­lirgindir ve ortadadır. Devriminizin kıvılcımları bütün doğunun ha­vasını kaplamıştır. B u kıvılcımlardan çıkacak olan ateş biitün doğu uluslarını aydınlatacak ve kamaştıracak olan gerçek nuru yarata­caktır. ”
Sayfa 304Kitabı okudu
Türk Devrimi'ne yönelik;
“Türk devriminin yine tarihsel gerekler dolayısı ile durumu ken­ disine benzeyen, fakat sayıca kendisinden çok geniş birtakım ulusal bağımsızlık eylemlerine düşünsel öncü ve örnek olmak gibi başka bir niteliği daha vardır. Tarihte örneğine pek az rastlanan bu misyo­numuzu görmem ekliğimiz veya yadsım aklığımız da doğru değil­dir Bizim sömürge ve
Türk aydınlanmasına yönelik;
Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, Ergani-Diyarbakır demiryolunun açılış töreninde verdiği söylevde özetle demiştir ki: “Bu hat kuşkusuz ki Diyarbakır’da bitmeyecektir. Komşumuz, dostumuz ve kardeşimiz olan İran ve Irak demiryollarına ulaşacak­tır. Diyarbakır ve çevresi 15 ve 16’ncı yüzyıllarda olduğu gibi Hint Denizi’ni, Basra Körfezi’ni, Dicle sularını aşarak doğu ürünlerini Musul’a doğru taşıyan kervanların merkezi değil, batı uygarlığını doğuya doğru taşımaya ve yaymaya hizmet eden bir merkez olacak­tır. Artık bundan sonra kervanlar bulunmayacak, yirminci yüzyılın tekniğini, ilerlemelerini taşımaya hizmet eden demiryolları buluna­caktır. ”
Sayfa 303Kitabı okudu
Mısır, Afganistan'a yönelik etkilerimiz;
Emir Amanullah’ın Ankara’da uzun süre kalmasını, Atatürk ve rejimin yöneticileri ile olan dostça ilişkilerini, övgü ile karşıladığı yenilikleri kendi ülkesine sokmak için mevsimsiz giri­şimleri anımsatmaya gerek var mıdır? Bu mevsimsiz girişimler derhal bir sonuç vermemişse bile, hiç kuşku yoktur ki, kültürel kalkınma to­humları atılmıştır; düşünce yol almaktadır; Afganistan’ın aydın sınıf­ larının gözleri Ankara’ya dönüktür ve onlar, sözcüğün tam anlamı ile nur kenti olan Ankara’dan kendilerine gelen göz kamaştırıcı ışınları zevkle içmektedirler. Kemalizm ’in Mısır entellektüel sınıfları üzerinde yaptığı etki ise göze batacak kadar açıktır. Bunu anlamak için Mısır basınını izlemek yeterlidir. Kadının özgürlüğü hareketi, orada çok büyük ilerlemelere ulaşmaktadır. Mısır Müslümanları, toplumsal ve kültürel ilerlemeleri devrim metodları ile gerçekleştirmemekle birlikte, uygarlaşma yolun­ daki yürüyüşleri daha az metin değildir.
Sayfa 302Kitabı okudu
Reklam
İran Şahı birkaç kez Atatürk ’e konuk olmuş ve Atatürk kendi­sine ülkenin en önemli bölgelerini gezdirmiş ve son kerte kısa bir sü­ re içinde başarılan ilerlemeleri doğrudan göstermiştir. Din kardeşi bir ulusun başkamna bütün Türk ulusunca gösterilen içten ve sıcak ka­bul gerçekten içten gelen candan bir karşılayış olmuştur. Ve beklenil­ diği üzere, Türk ulusunun rönesansına başlangıç oluşturan devrimler, İran ’da da arka arkaya uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye’de oldu­ ğu gibi İran ’da da geleneksel başlık atılmış, yerine batılı başlığı ka­bul edilmiştir. Bu simgesel bir devrimdir.
Sayfa 301Kitabı okudu
Madame Curie'den;
Milletler Cemiyeti’nin koruması altında yapılan her toplan­tıda komite üyelerinin ortak düşüncelerinin ortaya konulması gü­zel ve istenen bir şey olduğu için burada açık bir anlaşma öğesi bulunduğunu görüyorum. Kültürün bütün biçimleri önemli ve zorunlu görülmüştür, tümümüz, toprağın, ortamın ve doğal et­kenlerin, onun üzerinde etki yaptıkları düşüncesindeyiz. Her kültürün özünde ulusal bir öğe bulunduğunda anlaşıyo­ruz ve tümümüz şu temel noktada birleşiyoruz ki, temeli ulusal olan her kültüre evrensel bir kültür eklenmelidir ve bireyin gelişimi ulusal veya uluslararası her kültür için bir zorunluluk oluş­turmaktadır.”
Arestano'nun Milletler Cemiyeti'nde yaptığı kültür tanımı
“Kültür üretimle, yani insani değerlerin yaratılması ile baş­ lar. Baştan beri insani değerlerden oluşan bu dünya, bu gitgide daha uygar insanın dünyası, bize ayrılan dünyaya, doğaya eklen­miş bir şeydir. Araçlar ve esinler doğadan da alınsa bu yine insa­ nın yeni baştan yaptığı bir doğadır; insan kültürünün çalışmasın­ dan çıkan yeni bir doğadır; bu yeniden yaratılan, arttırılan, bü­yüyen dünya, insanın dünya üzerinde ve kendi üzerinde sahip ol­duğu gücün arttığı oranda, insanın düşünsel buluşu, yaratma de­ hası genişlediği oranda gelişir. Bu alanda uluslar belirli gerçekliği özgün bir biçem içinde düşünülmüş yeni değerler demek olan gerçeklikler buluşu yolu ile arttırmak ve onun biçimini değiştirmek konusundaki yetenekleri­ ne göre, bir istenç ve güç oranı içinde öne çıkarlar ve derece alır­lar. İşte bu nedenle, kültür evreninde, yaratıcı uluslarla insani de­ ğerlerin ardındaki ulusları, kabataslak bir biçimde birbirinden ayırmak kolaydır.”
Sayfa 287Kitabı okudu
1935 CHP tüzüğünde milliyetçilik tanımı;
Ulus, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir siyasal ve toplumsal topluluktur (heyettir)”
Sayfa 281Kitabı okudu
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.