Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendi Gölgesinden Korkmak

Doğu Ergil

Kendi Gölgesinden Korkmak Hakkında

Kendi Gölgesinden Korkmak konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
1 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
369
Görüntülenme

Hakkında

Tarih, seçilmiş gerçeklerden üretilmiş bir efsanedir. Milli tarih ise seçilmiş efsanelerden oluşturulmuş bir gerçeklik… Her efsanede olduğu gibi toplumlar tarihlerine, olanlar açısından değil, olmasını istedikleri üzerinden bakarlar. Buna ihtiyaçları vardır; hele içinde bulunduğu koşullar yeterince tatminkâr değilse...Tarih günün gerçeklerinden kaçıp sığınacak bir alternatif gerçeklik olarak kurgulanınca idealize edilir. Bu yargı Osmanlı tarihi için de geçerlidir. İmparatorluk, 1. Dünya Savaşı’nda 2,5 milyonluk bir silahlı güçle 9 cephede savaşmış (Kafkaslar, Süveyş Kanalı, Irak, Hicaz ve Yemen, Suriye ve Filistin, Çanakkale yanında müttefiklerine destek için Makedonya, Galiçya, Romanya) ve ömrünü tamamlamıştır. Bu büyük kaybın yarattığı derin travma iki cephede kazanılan zaferle telafi edilmeye çalışılmaktadır (Çanakkale ve Kut’ül Amare). Cephe zaferlerine odaklanmak 1. Dünya Savaşı’nın şartları, orduların nasıl donatıldığı, komuta kademesindeki yabancılar gerçeklerini hep bulanık bırakmıştır. Gerçeklerin ‘dayanılmaz ağırlığı’, ülke sosyolojinin sağlıklı değerlendirilmesini de etkilemiştir. Çeşitlilik ve çoğulluk iktidarları hep ürkütmüştür, çünkü farklılıkları yönetmek zordur. Sonradan ağır bir bedel ödense de farklılıkları bastırmak daha kolay gelmiştir. Bunun sonucu, uzlaşma kültürünün ve demokratik değerlerin yeterince gelişmemesi ve en iyi ihtimalle ‘illiberal demokrasi’yle yetinmek olmuştur. Ulus oluşturmanın kurucu ideolojisi milliyetçiliktir. Milliyetçiliğin vaadi, yeni bir toplum ve parlak bir gelecek yaratmaktır. Bu geleceğin zemini milli ekonomi, mimarı ise ulusal girişimci sınıftır. Her ikisinin de yetersiz olduğu durumlarda milliyetçilik bir payanda arar ve bunu çok daha yerleşik bir kurumda bulur: din. Din, siyasal alanı doldurdukça inançtan daha fazlası olur, siyasileşir. Tabii, siyaset de dinileşir. Siyaset ve yönetim dinileştiği oranda eleştirilebilir, tartışılır olmaktan uzaklaşır, mutlaklaşan hükümlerle toplumlar üzerinde egemenlik kurar. Bu demokrasinin kışıdır. Elinizdeki kitap bu konularda bir ufuk turudur.
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 25 dk.Sayfa Sayısı: 191Basım Tarihi: Eylül 2018Yayınevi: Gece Kitaplığı
ISBN: 9786052884768Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Doğu Ergil
Doğu ErgilYazar · 19 kitap
Doğu Ergil (d. 1940 İstanbul), Türk sosyolog, siyaset bilimci, akademisyen. Özellikle TOBB için hazırladığı Doğu Raporu ile tanınmaktadır Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi sosyoloji bölümünden mezun oldu. Oklahoma Üniversiesi'nde sosyoloji ve sosyal psikoloji alanlarında yüksek lisans öğrenimi gördü. New York State Üniversitesi'nde sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi politik alanlarında doktora yaptı. Bir yandan, 1980-84 yıllarında TODAI Sevk ve İdare Yüksek Okulu'nda, 1985-86 yıllarında ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Yüksek Okulu'nda konuk öğretim üyeliği yaptı. 1997-1999 yılları arasında Toplum Sorunlarını Araştırma Vakfı (TOSAV)’na başkanlık yaptı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Uzmanlar Kurulu üyeliğini, Toplum Sorunlarını Araştırma Merkezi Başkanlığı'nı ve Fatih Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. 3 Ağustos 1995 tarihinde Doğu Ergil’in Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği adına hazırladığı 'Doğu Raporu' açıklandı. Ergil, raporu hazırladığı dönemde TOBB Başkanlık Danışmanlığı görevindeydi. Rapor ülkede önemli yankı buldu, rapor hakkında olumlu ve olumsuz çok sayıda yorum yapıldı. 2007 yılında verdiği bir beyanda, 1994 yılında TSKnin kendisinden Kürt kimliğinin Türk milliyetçiliği içinde eritilmesi konusunda bir çalışma istediğini açıklamıştır. Fakat bu teklifi kabul etmemiş ve çalışmayı yapmamıştır. Ergil, zaman zaman yaptığı açıklamalarla gündemde ön sıralarda yer almaktadır. Neşe Düzel'e verdiği röportaj da yankı bulan açıklamalarından biridir.