Keşke- Bir Köy Enstitüsü Romanı -500 sayfa
Sema Soykan
1977 Şubat'ında Sabia, babası Fikret'in özlemiyle doluyken psikiyatri servisine yatırılan Nedret ve Fatma'nın doktoru olur. Bu aşamadan sonra kendi geçmişiyle yüzleşecektir. Babasını, Nedret'i , Mehmet'i ve Tarık'ı tanıyacaktır. Sabia geçmişiyle yüzleşirken biz de Türk tarihiyle yüzleşmeye başlayacağız.
Romanın konusunu uzun uzadıya anlatamam. Herkesin alıp okuması gerekiyor. Okuduğumuz kitapları paylaşmayı sevsemde her kütüphanede olması gerektiğini düşündüğüm için kitabımı kimseye okuması için veremeyeceğim.
Sema Soykan , 1940' lı yıllarda Köy Enstitülerinin kuruluşuyla başlattığı romanını1980'lerle bitiriyor. Bitiriyor bitirmesine de arada daha gerilerede gidiyor. Benim gibi düz tarih okumayı sevmeyen birine roman tadında yazarak okutmayı başarıyor. Yazdığı tarihi olaylardan bildiklerim vardı. Ama bilmediklerim o kadar çokmuş ki!
Köy Enstitüleri, köy çocukları için umudun adı olmuş. Yoktan var olmaya başlamışlar. Özellikle kız çocukları için büyük bir şansmış. Aileler dolduruşa gelip göndermek istemeseler de gitmeyi başaranlar büyük işler başarmış. Köy Enstitüleri kapatılıp öğretmen okullarına dönüştürüldüğünde bile köylüler kızlarına çok izin vermemişler.
Kitapta yoğun bir tarih var dediysem de sadece tarih yok. Büyük bir aşka Fikret ve Sabia'nın aşkına da tanık oluyoruz. Sadece onlar mı, başka aşk hikayeleri de var.
Sema Soykan gibi araştırmacı bir yazarın kalemini tanımaktan mutlu oldum.
Keşke okusaydım demiyorum, iyi ki okumuşum diyorum.