Çok özel ve enfes bir hitapla imzalanmış olunca bu kitabın yeri bir başka oldu benim için. E tabi isim annelerinden biri de olma onuruna eriştim daha ne olsun. Kestane'yi çok seveceğimi biliyordum ne tatlı bir kedi :) Yazarı gibi akıllı aynı zamanda.
En sevdiğim öyküler Kestane'nin Düşü ve Lacivert Göl oldu. Hem çok güldüm ve hüzünlendim kendi halime. Yine kendimi bulduğumu söylememe gerek yok sanırım. Canımın içinin tasvir yeteneği su götürmez; bu kitapta da bolca vardı. Ama sanki romanlardan farklıydı. Tadı damağında kalıyor insanın. "Aaaaa bitti mi?" diyorsun ama adı üstünde öykü arkadaşım. O kadar lezzetli ve keyifliydi her biri. Sabahattin Ali öyküleri gibi "keşke bitmese" diyorsunuz. Biraz da ölüm ve yaşlılık kokusu aldım. O kadar çok karakter var ki hangi birini sevip hangi birine güleceğimi, üzüleceğimi şaşırdım. Ama hepsi biziz, hepsi bizden, bizim mahalleden. Fethi ile aynı gün atama haberimizi alırsın umarım canımın içi :)
Ümit tatlı şeydir. Yıllarca zindanda ömür çürütenlerin bile kalbine bir zerrecik düşse hastalanmamak, delirmemek, ölmemek için direnirler. O ümit ki karanlık zindanlarını aydınlatır.