Ki belki
zorlada güzellik oluru, ayrılıklar
bir de yollar belletir…
her an’a bir çentik atmak
nedir ki damıtmaktan başka kalmaları…
gitmeleri sen anlat
kalmaları ben
ki kalmalarımın gelmişi geçmişi
rüzgarla yangının, şiirle şarabın hikayesidir…
tanrıyı anlamak insandan kurtulmaktır…
ki acemi bir şairdir tanrı
“aşka bile ihtiyacım yok” diyecek kadar…
yalnızlığımın bir adı
beklediğim biri var…
oysa beklemiyor o hiçbir şeyi…
bir ölü beklemeyebilir ancak
ki bekliyorum seni Dunay
kucağında nar çiçekleriyle gel…
yalnız bir kara yılanım şimdi…
- bilmem kim bilir kırmızıyla kara yılanın hikayesini…-
-Ki belki
diğerlerinden ayrılmaktır ağlamak…
ağlamak ki en çok tanrıya yakışır…
birazdan aynalara sığınacağım
ki kanadığımca kanamıyorsan Dunay
çıkarıp
en gülen gözlerinli resmini
en gülen
ki kanadığım gibi kanamıyorsan Dunay
çıkarıp en gülen gözlerinli resmini
en gülen uykularımla ağlayacağım...
- bilmem, hangi kazıda bulabilirler gülmelerimi...-