Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor

Danusia Stok

Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor Gönderileri

Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor kitaplarını, Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor sözleri ve alıntılarını, Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor yazarlarını, Kieslowski Kieslowski'yi Anlatıyor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkesin geri döneceği bir yer olmalı.
Sayfa 3 - Agora Kitaplığı, 2. Baskı, Temmuz 2022
Kieslowski
"Polonya'ya olan sevgim yıllanmış evlilikler gibi. Çiftler birbirlerinin her şeyini biliyorlardır ve birbirlerinden sıkılmışlardır. Ama biri öldüğünde diğeri de onu takip eder. Polonya'sız bir hayat düşünemiyorum."
Sayfa 2 - Agora Kitaplığı, 2. Baskı, Temmuz 2022
Reklam
Kötülüğün özü nerede? Bizlerin içinde değilse, nerede? Çünkü içimizde değil. Kötülük her zaman "başkalarının" içinde. Her zaman.
Sayfa 96 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Kısa Bir İş Günü filminin üzerine...
Gerçek değişiyor ve insanlar da o gerçeğe artık çok fazla önem vermiyorlar. Bir zamanlar bu gerçeğin var olduğunu bile unutuyorlar. Neye benzediğini hatırlamıyorlar. Neden o denli acı verdiğini de.
Sayfa 94 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Adalet, eşitlik, bunlar oldukça heyecanlandırıcı şeyler. Bunun imkansız olduğunu anlayabilmeniz için çok keskin bir zeka öngörüye sahip olmanız gerekir.
Sayfa 102 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Felsefeciler bunu bilir.
Beni bu noktaya getiren şeyi anlamaya çalışıyorum, çünkü hayatınızın inanılır, acımasız bir analizini yapmadan hikaye anlatamazsınız. Kendi hayatını anlamıyorsan, ne hikayelerindeki karakterleri ne de diğer insanların hayatlarını anlayabilirsin.
Sayfa 31 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
İlk başlarda kimse bizim davalara katılmamızı istemediği halde -savunma avukatları da, sanıklar da- daha sonradan bize davalarını görüntülememiz için yalvarmaya başladılar. Bu iş öyle bir noktaya geldi ki bir davadan diğerine zamanında yetişebilmek için bir kamera daha kiralamak zorunda kaldım. Kamera mahkeme salonundayken hiç bir yargıç hapis cezası vermiyordu. Bu yüzden, gerek olmadığını düşünerek ikinci kameraya film takmıyordum bile, insani korkularından dolayı yargıçlar ceza vermesinler diye ortalığa sahte kameralar yerleştirmiştim.
Sayfa 107Kitabı okudu
Komünizm de AIDS gibi. Eninde sonunda sizi öldürüyor. Tedavisi yok. Bu, hangi tarafta olursa olsun, komünizmle bir şekil de ilgisi olan herkes için geçerli. Komünist veya anti-komünist olup olmamak ya da iki taraftan da olmamakla bir alakası yok bunun. Bu herkes için geçerli.
Sayfa 103Kitabı okudu
Ummayı bırakalı çok oldu
Sıkıyönetim kendi zamanı içinde değerlendirildiğinde çok dramatikti, oysa şimdi düşününce komik geliyor. Halkın hiçbir zaman yetkilileri affetmeyeceğini ve bu konuda bir şeyler yapacaklarını ummuştum.
Politikacılar, sanatçılar ve televizyon kişilikleri o günlerin ne kadar muhteşem olduğuna dair yazılar yazıyorlar. Artık geçmişte kimin kötü olduğunu bilemiyorsunuz. Her hangi birinin biraz olsun suçunu itiraf ettiği tek bir söyleşi veya kitap bulamazsınız. Herkes masum. Politikacılar masum, sanatçılar masum. Kamuoyu önünde kendinizi ifade ettiğinizde, kendi açınızdan her zaman haklı durumdasınız. Ancak aynanın karşısına geçip veya kendinizle yüzleşip hayatınızda yaptığınız yanlışları kabul etmeniz tamamıyla farklı bir durum. Bir şeyin kendi hatası olduğunu, aptalca ya da tutarsız bir şey yaptığını alenen açıklayan bir kişiye hâlâ rastlamadım.
Reklam
Devlet görevlisi pişkinliği, şaşırtmıyor
Başkan yardımcısı bana bazı sahnelerin filmden çıkarılması gerektiği haberini vermekten üzüntü duyduğunu söyledi. Bunun filme zarar vermeyeceğini de ekledi. Hatta böylelikle film daha kısa ve özlü olacaktı. Çıkarılması gereken sahneler arasında inşaat sahasında çalışan işçilerin sahnesi de vardı. “Çünkü Polonya’da mahkûmlar hapishanelerin dışında çalışmazlar, anlaşma bunu yasaklar,” dedi ve bana uluslararası anlaşmanın adını verdi. Ondan pencereye kadar gelmesini istedim. Ne gördüğünü sordum. “Tramvay hattı,” dedi. “Kimler çalışıyor tramvay hattında?” diye sordum. Dikkatlice baktı. “Mahkûmlar,” dedi sakince, “her gün buradalar”. Ben de, “O zaman mahkûmlar Polonya’da, hapishanelerin dışında çalışabiliyorlar,” dedim. “Tabii,” dedi. “Bu yüzden o sahneyi çıkarmanızı istiyorum ya.”
Tanıdık Geldi
Kasaba artık değişti. Birçok modern bina yükseldi, eski binalar yıkıldı. Yeni yapılanların eskilerinden daha iyi olduğunu söyleyemeyeceğim, dürüst olmak gerekirse daha da kötüler. Tamamen karaktersiz yapılar. Eski binaları onaracakları yerde yıktıklarından kasaba bütün özelliğini yitiriyor. Kasabanın eskiden sahip olduğu o garip cezbedici etkisi artık kayboluyor.
Politikacılardan, din adamlarından, öğretmenlerden korktuğum kadar bu terapistlerden de korkuyorum. Yol gösteren, her şeyi bilen insanlardan korkuyorum. Aslında kimsenin gerçekten bir şey bildiği yok, birkaç istisna dışında. Bundan eminim, buna kesinlikle inanıyorum. Maalesef bu tür insanların eylemleri de trajediyle sonuçlanıyor
Çalmanın kötü olduğunu da düşünmüyorum, ayrıca. Biri o yoldan daha önce geçip başarısını kanıtlamışsa, sizin de onu hemen çalmanız gerekir. İyi bir filmden çalarsam ve çaldıklarım kendi dünyamın bir parçasına dönüşürse, hiç tasalanmadan çalarım. Genelde bu ben fark etmeden oluyor ama bu, çalmıyorum anlamına da gelmiyor. Çalıyorumdur ama hesap kitap yapmadan, tasarlamadan. Bu tam anlamıyla sahtecilik sayılmaz.
Zaten yönetmenlerin birçoğu ya öldü ya da film çekmeyi bıraktı. Ya da mesleklerinin bir aşamasında bir şeyleri, kendilerine has hayal güçlerini, zekâlarını ya da hikâye anlatma yöntemlerini bir daha geri dönmeyecek şekilde yitirdiler. Tarkovski bunları yitirmemişlerden biriydi. Ama ne yazık ki öldü. Belki de daha fazla yaşayamadığı için öldü. İnsanlar zaten genelde bu yüzden ölür. Kanserden ya da kalp krizinden veya araba kazasından öldükleri söylenebilir ama gerçek insanlar, yaşamaya devam edemedikleri için ölürler.
144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.