Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tanzimat’tan 12 Mart’a

Kılık - Kıyafet ve İktidar

Cihan Aktaş

Kılık - Kıyafet ve İktidar Sözleri ve Alıntıları

Kılık - Kıyafet ve İktidar sözleri ve alıntılarını, Kılık - Kıyafet ve İktidar kitap alıntılarını, Kılık - Kıyafet ve İktidar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne zaman ki " Kadının en büyük saadeti yuvasıdır. " düsturunu unutup ,kadını yuvasından zorla çıkarıp sokağa saldık. İşte ondan itibaren gerilemeye başladık....
Sayfa 257Kitabı okudu
Giyim kuşamda kuralsızlık ve ilkesizlik modanın temel taşıdır
Reklam
2. Mahmut 'un kılık kıyafette batılılaşma girişimleri üzerine Falih Rıfkı şunları yazıyor: Müslümanlar Hristiyanın iyisine mâkul gavur kötüsüne gavur beterine şapkalı gavur derlerdi....
İktidarların halkın giyim kuşamını Batılı anlamda biçimlendirme geleneğinde II. Mahmud'un özel bir yeri vardır. İlk olarak bu padişah zamanında yasal düzenlemelere gidilerek Müslüman halk ile gayrimüslim halk arasındaki farklılık azaltılmaya başlanmıştır. Kılık kıyafet değişikliği ise, bir anlamda "din ve dünya işlerini ayırma siyasetinin bir görünüşü" olarak değerlendirilmektedir.
İnönü, Mussoli'nin faşizm hakkında verdiği meşhur tarife benzer bir şekilde "Her şey devlet içinde, hiçbir şey devlet dışında ve hiçbir şey devlete karşı" diyerek, hükümetin otoritesini son haddine kadar artırmayı hedef almıştı.
Ne zaman kadınlar harp ve darbe varıncaya kadar dünyanın en büyük işlerini erkekler derecesinde görür ve hayat mücadelelerinde erkekler kadar dayanır ve erkeklerde çocukları kadınlar kadar iyi büyütür hatta kadınlar kadar sever ve onlar kadar iyi doğurursa o zaman dünya yüzünde iki sınıf eşit mevki işgal eder...
Sayfa 79 - NehirKitabı okudu
Reklam
"Bu kadına insanlığın en yüce duygusu olan özgürlüğü getirmek istenirken, unutulan önemli nokta bu ruh özgürlüğünün olgun insanların ancak kendi kendileriyle yaptıkları zor savaşların meyvesi olduğunu ve kılık kıyafetle bir ilgisinin olmadığıdır. Doğulu kadının varlığına temel olan değerler, yerine yenisini koyma olanağı olmadığı halde sarsıntıya uğratılıyor." ... İnsanlara çocukları ve daha sonra çocuklarının çocukları tarafından yürekleri kan ağlayarak uğrunda savaşılmamış bir özgürlüğün getirilmesinin sakıncalı olduğu görüşünü taşımış olan Kamphövener, o yıllar için Türk kadınının ve onunla birlikte tüm Türkiye'nin zorlandığını yani "örtüsü kaldırılmış kadını" kabul edebilmenin kolay olmadığını düşünmüştür.
Gerçek iktidar Batı'nın eline geçmişti sanki. Gerçek iktidar, Avrupalı olan, Avrupa markası taşıyan her şeydi. Avrupa tarzı yaşama alışkanlığı, seçkin kitlelerde önü alınmaz bir bağımlılık oluşturmuştu. "Kibar" mahalle mağazalarındaki una, pirince, şekere varıncaya kadar birçok şey Avrupa'dan sağlanmaktaydı. Müslüman halk imparatorluğun her yöresinde ve İstanbul'da "Osmanlılığını" koruma savaşı veriyordu. Müslüman halk bir yandan da hâlâ iktidarın sahibi görmek istediği Saray'ın toparlanıp güç bulacağının umuduyla Batı sömürgeciliğinin kurallarına boyun eğmeye ve inançlarından, değer yargılarından taviz vermeye yanaşmadığı için gittikçe yoksul düşüyordu.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.