Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Kimseye Söyleme
Harlan CobenKimseye Söyleme Yorumları ve İncelemeleri
Kimseye Söyleme yorumları ve incelemelerini, Kimseye Söyleme kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Kimseye Söyleme puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Harlan Coben ile ilk tanıştığım kitap oldu Kimseye Söyleme.Dilini ve anlatımını oldukça beğendim.Okuyacağım polisiye yazarlar arasında yerini aldı şimdiden.Severek ve ilgi ile okudum.Kitap Dr. David Beck tarafından anlatılıyordu başlarda.Sonradan yaşanan geçişleri bazen takip etmekte zorlandım.Fazla karakter ismi de yer aldığı için kimi zaman kopmalar yaşanmadı değil.Konusuna gelince;
Çocukluktan beri birlikte büyüyen ve sonrasında evlenen Beck ve Elizabeth her yıl olduğu gibi göle yaptıkları ziyaretleri sırasında talihsiz bir olay yaşarlar. Elizabeth ortadan kaybolmuş,Beck ise yaralanmıştır.Eşinin ölümü ile yıkılan doktor,8 yıl aradan sonra hiç beklemediği anda şifreli bir mesaj alır. Beck'in eşinin yaşadığına dair umutları vardır artık.Fakat hiçbir şey o kadar kolay değildir. Shauna,Linda,Hoyt,Griffin,Tyler ve Scope ailesi ile daha adını yazmadığım birçok karakter ile tanışacaksınız.Sonucu beklediğim gibi değildi.Katili belli bir aşamaya kadar okuyunca tahmin edebiliyorsunuz.Tek sorun kitabın sonundaki itiraftı.Biraz sönük kalmış gibi geldi.Ama iyi ki okumuşum dediğim,merakla bir diğer sayfaya geçtiğim,heyecanladığım,üzüldüğüm ve gülümsediğim güzel bir eserdi.
Kimseye Söyleme // #kitapyorumu
Selamlaar! Harlan Coben'ın okuduğum ilk kitabı ile geldim. Yazarın kalemini genel olarak sevdim.
Hemen konusundan bahsetmeye başlayayım;
David Beck ve karısı Elizabeth çocukluklarından beri gitmiş oldukları göldeyken Elizabeth'in tiz çığlığı yankılanmıştı ormanda. David hiçbir şey yapamamıştı. Karısı polise göre bir seri katilin kurbanı olmuştu. Herkes gibi David de buna inandırmıştı kendini ta ki 8 yıl sonra bilgisayarında gördüğü e-postaya kadar. Mesaj sadece onun ve ölen eşinin bileceği bir şeydi ve altında bir not "kimseye söyleme". 8 yıl sonra gelen bu mesaj bir yalan mıydı? Yoksa karısı gerçekten yaşıyor muydu? Çok sonradan ortaya çıkan ihanetler, cinayetler ve talihsiz Dr. Beck'in başına gelen olaylar. İşte polisiye severler için mükemmel bir kurgu.
Kitabın sadece sonundan tatmin olamadım. Çok oldu bittiye getirildi mi demeliyim yoksa çok yüzeysel bırakılmış mı? Emin değilim ama genel olarak sevdim diyebilirim. İyi okumalarr.
400 syf.
9/10 puan verdi
İlk okuduğum Harlan Coben kitabıdır kendileri. Polisiye aşığı biri olarak çok beğendim. Sadece sonunu anlamadım pek. Yüzünden geçmiş gibi olmuş o kısım. Fakat kitap fevkalade sürükleyici. Su gibi akıp geçiyor. Okudukça okuyasınız geliyor. Genelde polisiye kitaplarında yazarlar okur katili hemen anlamasın diye başka karakterler getirip konuyu farklı yöne çekerler. Bu kitapta her karakterin yeri önemliydi. Boş yere zaman kaybetmiyorsunuz hiç. Hepsinin olayla bağlantısı var. Ölen insanların bile. Ama birçok karakterin olması ve olayların geçişinde bazen kafasınız karışabiliyor. Bu yüzden kitabı ara vermeden okumakta fayda var. Zaten istesek de ara verilmiyor. Elinizden bırakamıyorsunuz çünkü.
Harlan Coben asla ve asla oldu bittiye getirmez.
Yine öyle bir kurgu ki kitapta adı geçen herkes bir şekilde önemliydi.
Bir isim geçiyorsa muhakkak tekrar gündeme gelir.
Coben’den Orman ve Kapan’ı okumuştum.
Ama bu hepsini geçti.
Neyse daha fazla “Kimseye Söylemeyeceğim”
#okudumbitti
#HarlanCoben
#KimseyeSöyleme
#352satfa
Selam canlar. Polisiye okumayalı bir hayli zaman oldu sanırım. Kimseye söyleme yazarla tanışma kitabım oldu. Eee ne demişler iki kişinin bildiği sır sır değildir. Yazarda burdan yola çıkarak kimseye söyleme demiş sanırım. Kitap bittiğinde üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin o sır mutlaka birgün kendini ele verir derken buluveriyosunuz kendinizi. He birde ortada bir sır varsa birde o sırrın saklandığı birileri vardır demiş yazar. Sırrı sır yapan da bu değil mi zaten
Kitabı büyük bir merakla okudum. Sonunda şöyle bir bu muydu yani dediğim ve sanki sonu biraz havada kalmış hissi olmadı desem yalan olur.. Konuya girmiycem ama madem öyleydi de biz niye kitap boyunca herşeyden bi haber birinin ağzından dinledik ki bu hikayeyi diye soruyor insan. Kitapta en etkileyici şey masalsı bir aşkın oluşu. Oda dediğim gibi anca masallarda olur ha birde bir cinayetin aydınlatılması hikayesinin ışığında bazı sosyal mesajlarda içeriyor olması güzeldi. Irkçılık gibi, uyuşturucu gibi, pedofili gibi... Ay müge anlı'ya bağlamadan bitireyim ben yorumu. En son tüm bu olayların altında alkol ve uyuşturucu madde kullanımının çok büyük etkisi var demişti müge anlı. Ee haksız da sayılmaz hani
"Yine de ölüm, büyük bir öğretmendi. Sadece fazla katıydı.."
"Kötü adamlar oyun parklarında gizlenmiyor çocuklar.. Onlar sizin evlerinizde yaşıyor"
Balaca bir beyin yanması keçirdim
Əsər çox möhtəşəmdir. Oxuyarkən özümü çırpdım , divardan divara vurdum ... Ən çox sevdiyim yanı həmişə nəsə baş verməsi və mənə "burada nə baş verir? " sualını verdirməsi oldu . Və o son ... Son səhifəsində həqiqətən beynim yandı...
Əsərin məzmunu :
David Beck adlı bir həkim səkkiz il əvvəl ölən həyat yoldaşından e-poçt alır və olanlar olur . Və bununla da atasının ölümü ilə bağlı böyük bir sirr ortaya çıxır və bu sirr qaynatasından tut ta şəhərin milyonerinə qədər uzanır ...
Eşini 8 yıl önce trafik kazasın da kaybetmiş bir kocanın hikayesi.A101 klasiklerinden aldıklarımın içinde en sürükleyicisi.Harlan Coben'in kalemine bayıldım.Muhakkak başka eserlerini de okurum.İnşallah okurlara kitap açısından fikir oluşturabilmişimdir.Iyi okumalar...
Açıkcası, güzeldi ama sıkılarak okudum. Yani bazı yerlerde bunaltıyor sanki. Çoğu yerde yokk artık diyorsunuz. Fakat bu yazarın başka kıtabını okumayı dusunmuyorum
10/10 puan verdi
Harlan Coben’ın okuduğum ikinci romanı olan bu kitap gerek olay örgüsüyle gerek karakterleriyle size küçük çaplı bir beyin fırtınası yaşatıyor. Okurken akışta sürüklenip gidiyor ve kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Hatta yeri geliyor ölümü söz konusu olan bir roman karakterinin yaşıyor olması için dua bile ediyorsunuz :)) (yani benim gibi duygusal bir insansanız en azından bunu yapmanız olası:)) Fazla polisiye kitabı okumamış biri olarak yapacağım yorumun ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama en azından şimdilik, yazar bana göre işinin ehli ve kitap da mutlaka okunması gereken bir kitap. Şimdiden keyifli okumalar diliyor ve ilk inceleme yazımı da burada sonlandırıyorum.
#harlancoben #kimseye söyleme #400 sayfa #okudumbitti
David Beck için o gece kayıp yıkıcı olmuştur. Geçen sekiz yıl boyunca her gün, olanların korkusunu zihninden atmaya çalıştı. Parlayan göl, solgun ay ışığı, tiz çığlıklar. Karısının ondan alındığı o gece, onu canı gördüğü son gece.
Herkes ona yoluna devam etmesini, geçmişi ve olanları unutmasını söylüyordu. Fakat David Beck için bu söz konusu olmayacaktı. Bilgisayarında bir mesaj belirmişti ve yalnızca onun ve ölen eşinin bildiği bir şeydi. Doktor Beck altüst olmuştu, Elizabeth yaşıyordu.
Beck kimseye bir şey söylememesi konusunda uyarılmıştı, “Kimseye söyleme.” Ve söylemedi. Bunun yerine en güvendiği insanlardan uzaklaşmış ve o mesajları gönderen gizemli kişiyi aramaya başlamıştı.
Fakat Doktor Beck için bir av başlatılmıştı bile. Karanlık ve ölümcül bir sırrın kalbine doğru yola çıkmıştı; ve biri; o oraya varmadan önce onu durdurmaya kararlıydı….
Bu kadar duyulmuş yazarın okuduğum ilk kitabı. Normalde böyle tarz kitaplar okumamama rağmen beğendim. Aslında her popüler kitap gibi bu kitabında biraz abartıldığını gördüm(şahsi görüş). Son bölümünde bazı mantık hataları olsada kendini okutabilen bir eser olmuş. Bundan sonra bu yazarın başka bir kitabını okur muyum bilmem ama bunu okuduğum mutluyum. Her zaman farklı bir tarzın çekiciliği vardır benim için. Bu kitapta çekiciliği olan bir kitaptı. Sıkmadı ama çok da bağlamadı. Keyifli okumalar.
Kimseye Söyleme de yine cinayetler, sırlar, çözülüyormuş gibi görünen sırlar ve kitabın finaline kadar o mu bu mu derken küüüt ters bir kroşe ile nakavt olmalar .
*Arka Kapak
David Beck için kayıp yıkıcı olmuştu. Geçen sekiz yıl boyunca her gün, olanların korkusunu zihninden atmaya çalışmıştı. Parlayan göl. Solgun ay ışığı. Tiz çığlıklar. Karısının ondan alındığı o gece. Onu canlı gördüğü son gece.
Herkes ona yoluna devam etmesini, geçmişi ve olanları unutmasını söylüyordu. Fakat David Beck için bu söz konusu olmayacaktı. Bilgisayarında bir mesaj belirmişti, yalnızca onun ve ölen eşinin bildiği bir şey. Birdenbire Beck, imkânsız gerçekle altüst olmuştu – bir yerde, bir şekilde, Elizabeth yaşıyordu.
Beck kimseye bir şey söylememesi konusunda uyarılmıştı. Ve söylemedi. Bunun yerine en güvendiği insanlardan bile uzaklaşmış, çaresiz bir umutla bağlandığı o mesajları gönderen gizemli kişiyi aramaya başlamıştı.
Fakat Beck için bir av başlatılmıştı bile. Karanlık ve ölümcül bir sırrın kalbine doğru yola çıkmıştı; ve biri, o oraya varmadan önce onu durdurmaya kararlıydı.
Dr. David Beckham sevgili karısı Elizabeth parker 'in öldürülmesinden 8 yil sonra aldığı gizemli bir mail ile bildiklerini sorgulamaya başlar.
Zengin insanlarin başkalarının acılarına duyarsız olmaları, kendi kayıplarını çok önemsemeleri Dünyanın her yerinde aynı.
Roman ilerledikçe iyi bildiğimiz insanlarının bazen çok da iyi olamadıklarını, sokak serserisi diye niteledigimiz insanların da kötü olmadığını anliyoruz. Kurgu güzeldi. Bitiş ise şaşırtıcı.
Ters köşe yemekten yine ağzımızın yüzümüzün yamulduğu bir Halen Coben kitabı daha!
Mükemmeldi! Tahmin edememek beni daha da hırsla okumaya itti. Yani kitabın başından neredeyse ortalara hatta sonlara kadar tahmin dahi yürütemedim.
Bu adamın kitaplarını okumaya bayılıyorum. Hasta hâlimle bana 400 sayfa okutan yazar, alışveriş listesi yazsa okurum gibi bir şey öyle düşünün.
Bir de Harlen Coben'in son sayfalarda bir bomba patlatma huyuna da bayılıyorum. Bu kitapta da öyleydi.
Her şey çözüldü bitti öğrendim derken kitabın bitmesine son iki sayfa kala yok artık diyeceğimiz bir şey çıktı ortaya.
Yine mükemmeldi. Yine beni meraktan deli etti. Yine asla tahmin edemedim. Yine, yine, yine...
Okuyamayan çok şey kaybediyor. Okuyunuz, okutunuz.
Okuduğum güzel polisiye gerilim romanlarından biriydi bu eser. Okudukça her sayfada bir sonrasındaki sayfada ne olacak diye merakta bırakıyor insanı. Hiç elinizden düşürmek istemeyeceğiniz bir kitap. Bir solukta bitirdim ve tavsiye edebileceğim bir kitap.