#lanetlilerinkrallığı
“Kartları alınyazımız dağıtabilir, bizi belli bir yola girmeye teşvik edebilir ya da müdahelede bulunabilir ama nihayetinde kendi kaderimizi seçmekte özgürüz.”
İşte böyle seçti kaderini Emilia. İlk kitabın sonunda cehenneme doğru yola çıktı iblis prensi Öfke ile. Yolculuk biraz uzadı bana göre fakat, bu yolculukta aralarında ki o tatlı çekimi net yaşadık dibine kadar. Emilia cehenneme gitmeye ve şeytanla kan yemini ederek kardeşine olanların intikamını almaya neredeyse ant içmiştir. Bu aşamada Öfke’nin ondan sakladığı pek çok şey de yavaş yavaş gün yüzüne çıkmakta. Her nekadar ona karşı akıl almaz bir çekilme yaşasa da bir okadar da duygularını bastırma çabasında.
Emilia ve Öfke’nin yolculuğunun tamamı cehennemde geçiyor bu kitapta. Cehennemin kraliçesi olmayı, aradığı sorulara cevaplar bulmayı, aslında bildiğini düşündüğü ama gerçeğin tam tersi olduğu pek çok şeyle de karşı karşıya kalıyor Emilia. Yaa Öfke; çok cool bir şeytan. Çok karizmatik, çok kibar ama bunun yanı sıra savaş prensi evet. Buna rağmen oldukça hakkaniyetli. Emilia’nın aslında çok güçlü bir yapısı varken yer yer yaptığı saçmalıklar yorsa da kitap cidden şahaneydi. Başlarda bu yolculuk sadece böyle alev alev mi geçecek derken ters köşeleri ile vurgunu da yaptık. Bu seri fantastiğin, tutkunun, akıcılığın, muhteşem bir evrenin yer edindiği bir seri. Hele o baskı tasarım mikemmelDaha ne diyeyim ki bu türü seviyorsanız okumamanız hata söyleceklerim bu kadar…