Bu kadar çok kullanıldığı hâlde üzerinde bu kadar az düşünülen, bu kadar az anlaşılan bir kavram yoktur herhâlde. Çevrenize bakın, politikacısından şairine, esnafından futbolcusuna, hamalından filozofuna, herkes bir insan sevgisinden bahseder. Bütün bunların içinde, bu ağızlarından düşürmedikleri sevgiyi, yüreğinde bir nebze olsun hisseden var mıdır acaba? İnsan sevgisi hakkında en çok ahkâm kesenlerin, kendilerini yüksek duvarların arkasına gizlediklerini, kapılarına kat kat kilit vurduklarını, özel arabalarından çıkmadan her işlerini halletmeye çalıştıklarını görürsünüz. Tanıyıp güvendikleri birkaç kişi dışında hiçbir insanla temas etmeden yaşarlar.
Şimdi baştan başlasam, ne kadar çok şeyi farklı yapardım, diyor kendi kendine. Onu sevdiğimi göstermek ne kadar kolaydı, ama hiç yapamadım bunu. Onu sevmediğimi mi sanıyordum yoksa? Ona mecbur kaldığımı...
Bir tarafta soruların sorulmadığı ve böylece hiçbir sorunun cevapsız kalmadığı sığ bir huzur, diğer tarafta her sorunun başka bir soru doğurduğu ve hiçbirinin cevabını bulamadığı derin bir karanlık.
Siz dünyaya kazık çakmaya çalıştıkça, ağrılarınız, sakatlıklarınız, acılarınız, düşmanlıklarınız, pişmanlıklarınız katlanarak artacak, o kazığın ucu eninde sonunda size batacak.