Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kısa Almanya Tarihi

James Hawes

Kısa Almanya Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Kısa Almanya Tarihi sözleri ve alıntılarını, Kısa Almanya Tarihi kitap alıntılarını, Kısa Almanya Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdiki zamana ışık tutmuyorsa, geçmişi araştırmak anlamsızdır.
Reklam
Fakat her aristokrasinin aşağılayıcı birilerine ihtiyacı vardı.
1914'te bir dolar 4,2 Mark, Ocak 1921'de ise 191,80 Mark idi. Kasım 1923'te tek bir ABD doları 4,2 trilyon Marka ulaşmıştı.
İngilizler, Alman Hansa tüccarlarına Esterlings yani Doğulular diyorlardı. Ve onların isimleri güvenilir bir para birimini temsil ediyordu: Pound Sterling.
Romalılar Almanları yaratır, daha sonra Almanlar Roma'yı alır.
Reklam
Goethe, Almanya'nın Shakespeare'i, Dickens'ı ve Keats'i, üçünün toplamıdır ... Fransız kurallarını altüst etti ... Avrupa çapında çok satan Genç Werther'in Acıları'yla "Aydınlanmış" edebiyat zevkini sarstı.
Şanlı (!) Kızıl Ordu
Bu kumar kaybedildiğinde Rusları geride tutmanın bir yolu kalmadı. İntikam arzusuyla Kuzey Avrupa Düzlüğü'nü geçmiş, Almanya'nın içlerine doğru geliyorlardı. Hitler her türlü tahliye planını yasaklayarak Doğu Elbiyalı ve Berlinli kadınları tarihin en büyük kitlesel tecavüz olayını (Anthony Beevor) yaşamaya mahkum etti ve on binlerce kurbanın intihar etmesine sebep oldu.
Sayfa 202Kitabı okudu
Günümüzde Türkçesi Almanca demek olan Deutsch sözcüğünün köken olarak Almanya'yla herhangi bir ilgisi yoktur. Şarlman'ın papazı MS 786'da İngiltere'de kilise işlerinin hem Latince hem de theodisce (bu örnekte Anglo Sakson halkın dili anlamına gelir) ile yönetildiğini yazdı. Daha sonra theodisce Latince türünden olmayan Frank dillerini anlatmak için kullanıldı ve sonunda Deutsch/Dutch haline geldi.
Hitler'in fikirleri de Lenin'in fikirlerine herhangi bir geleneksel Avrupa muhafazakarlığına olduğundan daha yakındı. Hem Lenin hem de Hitler 19. yüzyılın büyük liberal ideolojisinin (Hegel, Marx ve Darwin' de görüldüğü gibi) sapkın versiyonlarına başvurdu: mücadele yoluyla ütopyaya doğru ilerleme düşüncesi. (...) Hitler ve Lenin herhangi bir bireyin kaderine bir Birinci Dünya Savaşı generali kadar az özen gösterdiler. İlerlemeyi sadece, ister İşçiler, ister Alman ırkı olsun Kitleler açısından tanımladılar ve bu ilerlemeye engel olarak gördükleri herhangi birini mahkum etmekten (aslında ölüme mahkum etmekten) mutluluk duydular.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Yurtsever Almanlar umutsuzluk içinde bir alternatif arıyorlardı. Yeni bir yazarlar kuşağı Shakespeare'e hayranlık duyuyor, Doğa'yı seviyor, Fransız tarzı akılcılığı küçümsüyor ve duyguların herhangi bir şeyi bilmenin yegane yolu olduğunu söylüyordu. Onların en büyüğü Johann Wolfgang Goethe (1749-1832) Duygular, bütün mesele budur! diye yazıyordu.
Holocaust, teorileriyle insanları sadece bir kütle ve İlerleme'yi yegane değer kategorisi haline getiren, uygulamalarıyla Batı uygarlığının bireysel vahşeti zapt etmek ve marjinalleştirmek için dikkatle koyduğu bütün engelleri yıkan karanlık modernizmin saf ifadesidir.
Sayfa 197Kitabı okudu
Edebiyatın gücü
Alman kültürü geri gelmişti ve kuralları sonsuza dek değiştirmek üzereydi. Evrenselcilik'in -aynı kültürel normların herkese, her yere uygulanması düşüncesinin- Fransız hakimiyetinin örtüsünden başka bir şey olmadığı ilan edildi. Bunun yerine her halkın kendine ait, benzersiz bir kültürel yolu olduğu söyleniyordu. Bu fikir kök saldı çünkü Alman seçkinleri Fransızlaşmışlardı ve Almanlık sadece bozulmamış Volk'un (sıradan halkın) içinde ve onun kadim masallarında yaşıyordu. Grimm Kardeşler, özgünlüğün ülkenin derin geçmişinde ve dilinde, mitlerde ve masallarda bulunduğunu ilan eden en ünlü öykücülerdi. Bu nosyon günümüzde öylesine kapsamlı biçimde benimsenmiştir ki pek çok kişi onun Fransız gücüne mahkum görünen bir Alman kültürünün son dayanak noktası olduğunu unutur.
Tacitus'un Almanlar hakkında en bilinen ve kötü şöhretli ifadesi, onların başka ırklarla asla karışmamış saf bir ırk olmalarıydı; mavi gözler, kızıl/ sarı saçlar, iri bir gövde. Daha az alıntı yapılan ise onun, başından beri Germanya'ya ilişkin temel bir olguyu aydınlatmasıdır. Bu bölge okyanusla kuzeye, Ren'le batıya ve Tuna'yla güneye kadar uzanır fakat Almanlar ile fazla tanınmayan halklar arasındaki sınırı tanımlayan şey karşılıklı korkudur. Tacitus kazara Alman tarihinin büyük kaldıracını bulmuştu, doğuya doğru ne kadar yayılabileceğine ilişkin belirsizlik.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.