Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevginin En Çok Düştüğü Tuzak

Kıskançlık

Marcianne Blevis

Kıskançlık Sözleri ve Alıntıları

Kıskançlık sözleri ve alıntılarını, Kıskançlık kitap alıntılarını, Kıskançlık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kıskançlık sadece normal olmakla kalmaz, çocuğun büyümesi için gereklidir de. Eğer bir çocuk kıskançlık deneyiminden mahrum bırakılırsa, bir yetişkin olduğunda karşısına çıkan rekabet ve hasetle başa çıkamayacak ve sonuç olarak hem ilişkilerinde hem de mesleki hırslarında boğulma tehlikesi yaşayabilecektir.
Sadistlik ve Kıskançlık
lk bakışta kıskanç kimselerin on sekizinci yüzyılın tartışmalı düşünürü Marquis de Sade'ın öğretilerini izledikleri sanılabilir. Sade, "Benim sana tamamen sahip olmaya hakkım var," diye yazmıştır. Ancak kıskanç âşık sadistlik yapmaktan acizdir. Sade'a göre âşık sevgilisinin bedenini umuma açık bir mal gibi görebilir. Dahası Sade aşk ilişkilerini karşılıklı şiddet olarak tanımlamış ve bu fikri de 'devrim niteliğinde' görmüştür. Bu durumda kontrol ve hâkimiyet kurma arzusunu beraberinde getiren kıskançlık, modası geçmiş burjuvaziye özgü tavrın bir uzantısıdır. Demek oluyor ki Sade'in dünya görüşü tutkuyu ortadan kaldırıp, bu sayede aşkın ıstıraplarından kurtulmayı amaçlar. Dolayısıyla kıskanç kişinin sadistliği, Sade'ın savunduğunun zıddı bir karakter sergiler. Kıskanç kişiye böylesine acı ve öfke nöbetleri yaşatan şey zaten tam da aşkın kontrol edilemezliğidir.
Reklam
Carol
Annesi, kocasının sadistçe ve istismarcı eğilimlerinin önüne yeterince güçlü bir set çekememişti. Bu durumda o da, annelerin çocuklarını, erkekliklerini çocukluğun tekmil kudret fantezileriyle karıştıran babalardan korumaları gerekir gibi bir etik yargıyı reddetmişti. Boyun eğmişliği içinde erkekliğin erdemleriyle salt kuvveti ayırt edemeyen anne bu durumda kızına hem zevkli hem de güvenli bir dişilik tanımı sunmakta aciz kalmıştı.
Kıskançlığın kökleri, çocuğun hayatının, anne ve kendi arasındaki o kusursuz uyumun kaçınılmaz olarak koptuğu o ilk anlarına dek uzanır. Her çocuk kendisine ilk bakımı yapıp ilk özeni gösteren anneyi kulağını, gözünü dört açıp dinler ve teniyle duyumsar. İlk başlarda anne gözüne çok güzel görünür. Onun güzelliğiyle sarmalanmıştır. Ancak uyumsuzluğun ilk ipuçlarını sezişiyle birlikte ayaklarının altında ürkütücü bir uçurum da peyda oluverir. Aslında bu acının kendi içinde erdemleri vardır. Çocuğu ötekilerin de (yani onun dışındakilerin, başkalarının da) istekleri olduğunu anlamaya zorlamak üzere anne bakışını başka tarafa, dünyaya çevirir. İşte çocuğu bir arayışçıya dönüştüren eylem de budur.
Kıskanç insanın acısı hâkimiyet kurma arzusunun doyurulamamasından ileri gelir. Benlik duygusu kuşatma altındadır. Sonuç olarak, artık nerede ve kim olduğundan habersiz olan kıskanç erkek, hasetini gizler ve karşısındakinin arzuları üzerinden bir parazit gibi yaşar. Tekrar var olduğunu hissedebilmesi için sevdiğine yapışık olması gerekir ve sadece düşüncede dahi olsa ondan ayrı düşme ihtimaline savaş açar. Nitekim insanın başkasından çalınma bir sığınakta gerçek anlamda bir şeylerden korunması mümkün değildir.
Kıskançlık, kişinin kendine ait olduğunu düşündüğü bir alandan kovulduğu zaman yaşadığı kaygının dışa vurumudur. Kimliğin temellerini tarumar edebilir, hele ki bu temeller sallantıda ve henüz oluşum aşamasmdaysa. Bu da benlik ve öteki arasındaki sınırların hassaslığını gözler önüne serip, bireye benliğin sınırlarının nasıl da güvenilmez olabildiğini gösterir.
Reklam
Kıskançlık başka şeye benzemez. Can yakar.
Sayfa 7 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Pek çok kıskanç erkek ve kadın bir rakip tarafından yerlerinden edilmekten ya da soyulup soğana çevrilmekten yakınırlar. Erkekler, böyle bir rakibin, bütün kadımları tatmin etmeye kadir doğuştan bir kudreti olduğuna inanırlar. Kadınlar ise, karşı cinsin kendileri haricinde bütün kadınlara zaafı olduğuna. Kıskanç kişinin aklında rakip geçit vermez bir sırra sahiptir. Kıskanç kişi işte bu sırra erişmenin imkânsızlığından ötürü acı çeker.
Kıskanç erkek aşk ilişkisinde, tıpkı onun iktidarını devirebilecek herhangi bir kaçış girişimi ya da gizli komployu etkisiz hale getirmeye çırpınan bir fatih gibi davranır. Bu durumda elbette ki sevgilinin sözü teminat olamaz! Kıskanç kimse bir başkasına güvenemez. Şüphe eder, kuşku duyar ya da karşıdakinin maskesini düşürme çabasıyla sıradışı aldatma senaryoları kurgular. Gün gelir ve sonunda gerçek onun bu yanılsamalar tiyatrosuna ve hatalı aşk tanımına yetişiverir. Her şeyi bilmesi ya da tahmin etmesi mümkün değildir. Sevgilisinin ona tam anlamıyla şeffaf olamayacağı da su götürmezdir. Her insanın kendi özel alanına, gizli bahçesine ihtiyacı vardır. Ancak kıskanç kimse için bu durum tahammül edilemezdir. Onun muhatabı üzerinde yüzde yüz hâkimiyet kurmaya ihtiyacı vardır.
Hadi biraz da çok küçük, daha bebeklik çağındaki konuşmayı öğrenmemiş bir çocuğun çektiği kıskançlığı masaya yatıralım. Annesinin, bir başka bebeğe meme verişinin görüntüsüyle şiddetle sarsılan çocuğun içi öfkeyle dolar. Gelecekteki kıskançlık patlamalarının hepsinin kökeni işte rakiple bu ilk karşılaşmadır. İster kişinin içine sinsice yavaştan girsin, isterse başından aşağı bir tuğla gibi insin, kıskançlık daima bir 'önce' ve 'sonra' ayrımını da beraberinde getirir. Kıskanç kadın ve erkeklerden, "Artık hiçbir şey eskisi gibi değil," lafını sık sık duyarsınız.
96 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.