Sonsuzluk Peşinde

Kitabü'l-Emed Ale'l-Ebed

Ebu'l Hasan el-Amiri

En Beğenilen Kitabü'l-Emed Ale'l-Ebed Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kitabü'l-Emed Ale'l-Ebed sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kitabü'l-Emed Ale'l-Ebed kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filozoflar, kendi geometri prensiplerine göre âlemi yüce (a’lâ) ve aşağı (esfel) olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Onlar, Allah’u Teala’nın, üst âlemi rûhânî canlılarla ki onlar, farklı mertebelerdeki meleklerdir, süslediğini söylemişlerdir. Alt âlemi ise, Allah’u Teala’nın, cismânî canlılarla ki bunlar, çeşitli türlerdeki canlılardır, doldurduğunu ifade etmişlerdir. Onlar, aşağı âlemin, büyüklüğüne rağmen, yüce âlemin ortasına yerleştirildiğini ve onun cevherinin de yüce alemin cevherinin tabanı konumunda olduğunu dile getirmişlerdir.
Sayfa 184 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
İnsan bu güç ile kendi başına bir âlem olabilmekte, “o, küçük âlemdir” şeklinde nitelendirilmeyi ancak akla sahip olması dolayısıyla hak etmektedir.
Sayfa 126 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Reklam
Çift sayı ve tek sayı insan nefsinde sabit olan iki sûrettir. Bir sayı bunlardan her ikisiyle birlikte nitelendirilemez. Çünkü onlar zâtı itibariyle karşılıklı uyuşmazlık özelliğine sahiptirler. Şüphe götürmez bir gerçektir ki sayıların yarısı çift sayı sûretine katılır, diğer yarısı ise tek sayı sûretine katılır.
Sayfa 168 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Din, insanı, izâfî (mudâf) iyiye değil bilakis zâtı itibariyle güzel [iyi, yararlı] olana sevk etmektedir.
Sayfa 166 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Hayal etme gücü öylesine latiftir ki o, daima akleden nefisten, onun aklî sûretlerinin etkilerini (âsâr); hisseden ruhtan ise onun cüz’î algılamalarının etkilerini almaktadır. Hatta o, felekî konumların (eşkâl) değişiminden farklı etkiler ve çeşitli ilâhî hikmetlerden de farklı etkiler elde etmektedir.
Sayfa 148 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Bedeni hariç tutacak olursak, insanda akleden nefsin dışında başka bir cevher bulunmamaktadır. Bu yüzden akleden nefis her ne kadar beden ile birleşmiş bulunsa da onun birleşmesi, bedenlerle kâim olan arazların birleşmesi tarzında değildir. Aksine o, zâtî kuvvetlere sahip, çeşitli arazları kabul etmek için hazırlanmış, ihtiyârî fiilleri gerçekleştirmeye muktedir ve kendi başına kâmil olmaya sevk edilmiş bir cevherdir. Akleden nefis bedenle iştigali en az seviyede olduğu için de bu türden formları idrak etmede en güçlü olan odur. Bu sebeple akleden nefsin beden ile birleşmesi zeytinyağının zeytin ile, gül suyunun gülün kendisiyle ve ateşin kızgın demir ile birleşmesine benzemektedir.
Sayfa 140 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Reklam
137 öğeden 161 ile 137 arasındakiler gösteriliyor.