Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kıyamet Gönderileri

Kıyamet kitaplarını, Kıyamet sözleri ve alıntılarını, Kıyamet yazarlarını, Kıyamet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Halkın arzuları bir kez, tatmin edildi mi, kendilerini idare edenlere körü körüne bağlanıp, bir güç ve tehdit olmaktan çıkarlar."
Sayfa 439Kitabı okudu
"Amaç neydi peki?" diye sorduğumda, "Kapıyı bir kez açtık mı gerisini o halleder," diye duymuştu Tıfıl.
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
"Vatanım bütün yeryüzü, milletim insanlık."
Umutlara hükmedersen insana ulaşırsın, algılara hükmedersen de insanoğluna.
Sayfa 361Kitabı okudu
Kendi zamanında çare olarak düşündüğün şeyin, seni sessizce kemiren bir veba olduğunu ancak senden sonraki zamanlar anlar.
Sayfa 237Kitabı okudu
Kışkırtmalar üzerine kurulu hayatlarımızda kışkırtmayı yaratan tek şey zihinlerimize kilitledikleri on yargılardır.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Şiddetin içine doğduğunda şiddetin kendisine dönüşürsün büyürken. Açlığını besleyen vahşet bir süre sonra seni ve çevreni yutmaya başlar, ta ki her şeyi yok edene kadar.
Az düşünen, çok inanandan korkun her zaman.
Vatanım bütün yeryüzü, milletim insanlık.
520 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Kıyamet ~ Buğra Gülsoy . Alıntılar; . Ne tuhaf, insanoğlu bulutlara savaşmak için çıkmıştı ilk, buradan yeryüzüne bakarken, ne kadar önemsiz, değersiz, bir hiçmişiz meğerse, ama bunun farkına bile varmamışız, ya da varmak istememişiz, varlığımıza ihanet edercesine meydan okumuşuz doğaya, hâlâ daha okumaya devam ederek. Oysaki bu kadar yüksekten
Kıyamet
KıyametBuğra Gülsoy · İnkılap Kitabevi · 202028 okunma
Reklam
Ne tuhaf, insanoğlu bulutlara savaşmak için çıkmıştı ilk, buradan yeryüzüne bakarken, ne kadar önemsiz, değersiz, bir hiçmişiz meğerse, ama bunun farkına bile varmamışız, ya da varmak istememişiz, varlığımıza ihanet edercesine meydan okumuşuz doğaya, hâlâ daha okumaya devam ederek. Oysaki bu kadar yüksekten bakınca aşağıya, tek bir insan bile görünmüyordu gezegende, tek hükümdarlar dağlar, ovalar, sular, üzerinde sınır çizgilerinin olmadığı topraklardı, üstümüzdeki gök kubbeydi sadece, bizler zavallı kullarıydık onun, o bize değil biz ona hizmet etmeliydik, yaptığımız şey hiçbir zaman hizmet olmadı ama, ihanetti hep.
Ne yaparsa yapsın insan, kurtulamıyor bir türlü sistemin çarkları arasında sıkışıp kalmaktan, bir hortum gibi içine çekiyor, masum kanını senin de ellerine bulaştırarak, çoğu zaman haberin bile olmadan.
Verilen her söz, ardında belirsiz bekleyişlere mahkûm ettiğin eli kolu bağlı insanlar yaratmaktan başka bir şey değildi.
Hayattaki en çaresiz şeyin sadece “belirsizlikler” olmadığını anlamıştım o vakit, en korkutucu gerçek; çaresiz olduğunu bile unutarak kanıksamakmış her şeyi: alışmak, alıştırılmak belki de.
Bitmeyen bir kısır döngünün içinde sürekli savrulup duruyoruz dört bir yana. Nereye gideceğimizi, ne yapmamız gerektiğini bile bilmiyoruz çoğu zaman.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.