Aziz'in etrafla ve kendi ile ilgili aldığı kararları kimin aldığı ve Aziz'e imzalattığı halen, 1997 senesinde 37 yaşına gelmiş, biri 10 öbürü 8 yaşında iki çocuk sahibi Aziz tarafından bizzat bilinmiyordu. "Bizzat bilmiyorum", onun sık sık söylediği bir sözdü. Bilmediği, bihaber olduğu çoktu ama hem zat'ı olup hem bilmeye çalışıp bildiğini sandığı şeyler bazen öyle başka bir yüzle faş oluyordu ki bu fışkıran bilmeme, "bizzat bilmemeye" dönüşüyordu. Bunu söylediği vakit kendini sahte benliklerin çevrelediği ve her istediklerini yaptırdığı ama bunlar yapılırken ben orada değildim diyen bir yere taşıyordu.
... her gün neyi hayal ettiğimi merak etmeyenler arasındayım.
Buna aldırmazlık etmek baştan çok da zor gelmedi, çünkü gizli bir özlem gizli bir hayat gibiydi aynı zamanda.
Kitap öyle değildi.
Bir şey kitaba düştüyse aslında vay halineydi.
Hakikati görmeyenin, kulağı ile duymayanın vay halineydi.
İşte karşılığı kütüphanelerinin önünde kaskatı hiçbir yerleri gevşemeden, kalpleri yumuşamadan her şeye şüpheyle bakan, tapacak şey bırakmayayım derken şüphesine taparak oturan şu insanlardı, şunlar hani.