Kız Kulesi ile Kar Tanesi sözleri ve alıntılarını, Kız Kulesi ile Kar Tanesi kitap alıntılarını, Kız Kulesi ile Kar Tanesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geçen yıllar tüm bedeni alıp götürse de kalbe zerre kadar zarar veremiyordu. Ne garipti kalp dedikleri; hiç eskimiyor, sakladığı şeylerin de eskimesine izin vermiyordu.
Hayatın keşmekeşi çoğu zaman umutlarımızın azalmasına sebep olur. Geleceğe daha ümitli bakabilmek adına attığımız her adım bizi ümitsizliğin karanlığına biraz daha yaklaştırır. Bu karamsarlık ne kadar kötü görünürse görünsün hayatımızda olmalıdır. Çünkü bize mutluluğun kıymetini anlatır bir yönüyle. Unutmamak gerekir ki beyazın kıymeti siyahın, ışığın güzelliği karanlığın varlığıyla anlaşılır. İşte bu yüzden, üzerimize gelen sıkıntı ve kederler bize kendilerini getirmezler sadece. Dert çareyi, keder ise mutluluğu getirir yanında.
... anlattıkları ve yaşadıklarının, yüzünde bıraktığı çizgiler bir kitabın satırları gibiydi. Kimi zaman okuyarak hayatı öğreniyordu insan, kimi zamanda hayat onu bir kitap gibi kendiliğinden yazıyordu.
Ömrünü beklemekle geçirmiş biri olarak söylüyorum ki beklemek ıstırap dolu bir haldir. Ummanlarca sabır birikir içinde. Yüreğin pir pir, içinde volkanlar kaynarken ayaklarını mıh gibi çivileyip, olduğun yerde beklemek o kadar acıtır ki içini, bilemezsin. Önce günleri eklersin heybene. Sonra günler haftalara, haftalar aylara, aylar da yıllara dönüşür durur. Ömür ağacına görülmemiş ve hiç bitmeyen bir hazan yaşatırsın. Her gün onsuz bir yaprak daha kopar ve düşer dalından. Ve sen sadece ardından durup öylece izlersin gidişini. Yapacak hiçbir şeyin yoktur. Acını gömersin içine. İstersin ki onsuz bir ömrü, onunla geçen tek bir güne devşirsin Rahman. Ama sen kaderini seçmişsindir artik. Ve razı olduğun kadere sabredebilmek düşmüştür senin payına. Bu zamanla öyle bir hal alır ki küçük bir cehennem beslersin artık yüreğinin yerine. Öyle bir cehennem ki sönsün diye her gün dökersin gözyaşını. Ama her damla, söndüreceğine daha da arttın içindeki yangını. İçin yanarken gülebilmeyi öğrenirsin sonra. Sabredebilirsen eğer sonuna kadar, İbrahim misali ateşin içindeki gül bahçesini sana da gösterir.
"Yakındır uzaklar sana, yarınlar dündür,
Ne beklersin ki?
Yaşayacağın hepi topu bir ömürdür.
Gözünü kapatıp açışın mademki gündür,
Kendine bel bağladığında payına düşen,
Kederdir, gamdır, hazandır, hüzündür.
Hadi! Gel ki sana sunulacak olan güldür.
Gel ki gülü verenin de yüzünü güldür.
Bilmez misin? Hayat denilenin gözü kördür.
Kimleri taşıdığını nasıl bilsin? Nankördür.
Hiç boş kalmayan sandal, hiç yanmayan küldür.
Ona bağlanmak ona yapılacak en büyük zuldür.
İstisna yok, herkesin alnındaki mühürdür.
Ancak onu vereni görebilenler hürdür. "
"Kimseyi bulamadığında yanında… Gecenin bir yarısında, günün ilk ışığında, bir sabun köpüğünde, bir bebek kokusunda, bir boğaz lodosunda… Kapat gözlerini ve beni düşün. Bak, avucumdan yıldızlar dökülüyor üzerine pırıl pırıl.
Sözler gelirse aklına kimselere söyleyemediğin… Baharın ortasında, kışın ayazında, denizin kenarında, hayatın kıyısında, istiklalin ışığında, boğazın martısında, adanın faytonunda… Kapat gözlerini ve beni düşün. Bak, cennetimden melekler yağıyor ruhuna.
Yaşlar dolarsa gözlerine akıtamadığın… Ölümün ötesinde, hayatın sonrasında, nargile kokusunda, kaybediş korkusunda, aşkın yaftasında… Kapat gözlerini ve beni düşün. Bak, ömürlük bir el uzanıyor avuçlarına. "