Sağ yanağıma sıcak bir rüzgar çarptı ve beni şiddetle sarstı, hepsi bu. Karşımdaki soluk yüzün yerini ise şimdi kısa, küt ve kırmızı bir şey almıştı ve bu şeyden kan kötü resmedilmiş tabelalardaki mantarı yeni çıkarılmış şişelerden aktığı gibi akıyordu. Ve bu kısa, kırmızı ve akışkan şeyin içinde bir çeşit gülümseme devam ediyordu, dişsiz bir kahkaha: kızıl kahkaha.