Kitabı bitirene kadar birkaç defa boğazım düğümlendi. O çaresizliği, acıyı, umutsuzluğu bizzat kendim yaşamışım gibi hissettim. İnsanları gerçekten diline, ırkına, rengine göre ayırmamak lazım bence. Erdemli ve erdemsiz olarak ayırmak daha yerinde olabilir çünkü batılılar tarafından yapılan bu katliamlar esnasında, aynı ırka mensup batılı papaz yazarımız, Amerika'nın birçok yerini gezip, kötülükleri not edip, acıların bitmesi adına tanrıdan sürekli af dilemiş. Bu aynı senaryoyu Auschwitz toplama kampıyla ilgili bir kitapta da okumuştum. Birçok subay katliamlar yaparken birçoğu da bütün maaşını Yahudi esirlere ilaç almak için harcıyordu. Ne diyeceğimi bilemiyorum, farkındalık için okunmalı, bu tarz eserler unutulmamalı çünkü televizyon ve medya olayları sürekli çarpıtıyor.