Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sayfa Sayısına Göre Konuşmalar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Konuşmalar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Konuşmalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cante jondo adı, polo, martinet, carcelera ve solear gibi halkın hâlâ muhafaza ettiği şarkıların kaynaklandığı, en özgün ve mükemmel türünün Çingene siguiriyası olduğu bir Endülüs şarkıları grubuna verilir. Malguena, granadina, rondena, petenera vs diye adlandırılan coplalar yukarıda sayılanların sonuçlarından başka bir şey olarak kabul edilemezler; bunlar ritimleri bakımından olduğu kadar mimarı bakımından da ötekilerden ayrılırlar. Ötekilerden kastım flamenko şarkısı olarak adlandırılanlardır.
Sayfa 11 - Alef Yayınevi
Yani cante jonda ilkel Hint müzik sistemlerine yakınlığıyla, sadece bir mırıldanmadır, sesin en yüksek ya da en alçak perdesinden bir yayılımıdır, bizim ölçülü gamımızın ses hücrelerini kıran, günümüz müziğinin katı ve soğuk portesine sığmayan, yarım tonların sımsıkı kapalı çiçeklerini binlerce yaprakla açan, harika bir ağız dalgalanmasıdır.
Sayfa 12 - Alef Yayınevi
Reklam
Çingene siguiriyası korkunç bir haykırışla başlar, manzarayı iki ideal yarıküreye bölen bir haykırışla. Göçüp gitmiş kuşakların haykırışıdır, yok olmuş yüzyılların keskin ağıtıdır, başka ayların ve başka rüzgârların altında yaşanmış aşkın ruhunun geri çağrılışıdır. Ardından melodik cümle, tonların gizemini açarak, ses nehrinde hıçkırıkların değerli taşını, çınlayan gözyaşını çıkartarak ilerler. Fakat hiçbir Endülüslü, bu haykırışı duyunca, ürperme duygusuna direnemez ve hiçbir yöresel şarkı şiirsel büyüklükte onunla boy ölçüşemez; insan ruhunun bu tabiattaki bir eseri yaratması ancak birkaç kez mümkün olabilir.
Sayfa 13 - Alef Yayınevi
Bu teze göre, bizim takvimimizle 1400 yılında, Büyük Timurlenk’in yüz bin süvarisi tarafından kovalanan Çingene kabileleri Hindistan’dan kaçtı. Yirmi yıl sonra bu kabileler Avrupa’nın çeşitli halkları arasında ortaya çıktı ve Arabistan ve Mısır’dan düzenli aralıklarla kıyılarımıza çıkan Sarazen ordularıyla birlikte İspanya’ya girmeye devam ettiler. Ve bu insanlar, Endülüs’ümüze gelince, buradaki çok eski yerel öğeleri, taşıyıp getirdikleri çok eski öğelerle birleştirdiler ve bugün cante jondo dediğimiz kesin şeklini verdiler. Bu şarkıların yaratılmasını, ruhumuzun ruhunu tabii ki onlara borçluyuz; ve bütün bir ırkın bütün acılarının ve ayinsel jestlerinin çıkıp taştığı bu lirik temellerin kazılmasını onlara borçluyuz.
Sayfa 16 - Alef Yayınevi
…….., cante jondounun ne kadar yüce bir şey olduğunu ve halkımızın onu böyle adlandırdığı için ne kadar basiretli olduğunu görüyoruz. Derin, gerçekten derin, bütün kuyulardan ve dünyayı kuşatan bütün denizlerden daha derin, bugün onu yaratan yürekten ve onu söyleyen sesten çok daha derin, çünkü neredeyse sonsuz. Yılların mezarlıklarını ve kavurucu rüzgârların eğrelti otlarını aşarak çok uzak ırklardan geliyor. İlk ağıttan ve ilk öpüşten geliyor.
Sayfa 21 - Alef Yayınevi
Bu halk şiirinin iki dizesinde Maeterlinck’in bütün dramlarında bulunandan daha fazla gizem var; basit ve gerçek gizem, karanlık ormanlardan, küreksiz kayıklardan arınmış, temiz ve sağlıklı gizem, ölümün daima capcanlı olan bilmecesi. Cerco tiene la luna, mi amor ha a muerto. Ayın halesi var, hâlâ, benimse aşkım öldü.
Sayfa 22 - Alef Yayınevi
Reklam
. Cerco tiene la luna, mi amor ha muerto. Ayın halesi var, hâlâ, benimse aşkım öldü. Bu halk şiirinin iki dizesinde Maeterlinck’in bütün dramlarında bulunandan daha fazla gizem var; basit ve gerçek gizem, karanlık ormanlardan, küreksiz kayıklardan arınmış, temiz ve sağlıklı gizem, ölümün daima capcanlı olan bilmecesi. .
. Nasıl İvan Turgenyev, yurttaşlarını, sfenkse dönüşmüş Rus kanı ve iliği olarak görüyorsa, ben de Endülüs yöresel liriğinin pek çok şiirini öyle görüyorum. Ey Endülüslülerin sfenksi! A mi puerta has de llamar, no te he de salir a abrir y me has de sentir llorar. Elbet kapımı çalacaksın açmayacağım göreceksin ama ağladığımı duyacaksın. .
. Halkımız Melchor del Palau’nun, Salvador Rueda’nın, Ventura Ruiz Aguilera’nın, Manuel Machado ve diğerlerinin coplalarını söyler, fakat bu şairlerin dizeleriyle halkın yarattığı öbür dizeler arasındaki farka bakın! Kâğıttan bir gülle gerçek bir gül arasındaki fark! .
Oysa cante jonda daima geceleri söylenir. Onun sabahları ve akşamları yoktur; geniş ve yıldızlarla dopdolu bir gece. Ve bütün öteki şeyler fazla kaçar.
Sayfa 27 - Alef Yayınevi
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.