Koşmasaydım Yazamazdım

Haruki Murakami

Koşmasaydım Yazamazdım Gönderileri

Koşmasaydım Yazamazdım kitaplarını, Koşmasaydım Yazamazdım sözleri ve alıntılarını, Koşmasaydım Yazamazdım yazarlarını, Koşmasaydım Yazamazdım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim yaşlarıma gelmiş bir insanın, şimdi tutup da böyle şeyleri yazıya dökmesi çok saçma gelebilir, ama işin gerçeğini açığa sermek gibi bir isteğim var; benim daha çok yalnızlığı seven bir karakterim vardır. Hayır, biraz daha net ifade edecek olursam, tek başıma olmaktan pek bunalmayan bir karakterim vardır. Her gün bir iki saat hiç kimseyle konuşmadan koşsam da, dört beş saat masa başında sessiz sessiz çalışsam da, bu beni ne bunaltır, ne de canım sıkılır. Gençlik yıllarımdan beri böyle bir eğilimim vardır. Birileri ile bir şeyler yapmaktansa, tek başıma sessizce kitap okumayı, kendimi vererek müzik dinlemeyi severim. Tek başına olduktan sonra yapacak şeyler bulmak konusunda sıkıntım yoktur.
Okul, işte böyle bir yerdir. Okullarda bizim öğrendiğimiz en önemli şey, en önemli şeylerin okullarda öğrenilemeyeceği gerçeğidir.
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Kişisine göre hoşa gidecek yüzler takamam.
Doğan KitapKitabı okudu
Pain is inevitable. Suffering is optinal. Acı kaçınılmazdır ama acı çekmek bir seçim meselesidir (ve size bağlıdır).
Doğan KitapKitabı okudu
''Maraton yolu'' ifadesinin tınısında olimpiyat anlamı yüklüymüş gibi gelebilir, ama kısacası o yol, yalnızca işe gidip gelmek için kullanılan sıradan bir otoyoldu. Tam oralarda ilk köpek leşiyle karşılaştım. İri, kahverengi bir köpekti. Dışarıdan görülebilecek bir yarası yoktu. Yalnızca yolun ortasında öylece kıvrılıp kalmıştı. Herhalde bir sokak köpeğiydi ve geceleyin yüksek hızla seyreden bir arabanın altında ezilmiş olmalıydı. Aslında gayet canlı görünüyordu, hiç de ölüymüş gibi durmuyordu. Yalnızca derin bir uykuya dalmış gibiydi. Yanından geçip giden kamyonların şoförleri, köpeğin leşine dönüp bakmıyorlardı bile. Onun hemen ilerisinde bu kez, üzerinden teker geçmiş bir kedi ilişti gözüme. Kedi, şeklini yitirmiş bir pizza gibi tamamen ezilmiş, kuruyup kalıvermişti. Ezilmesinin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olmalıydı. İşte böyle bir yoldu. Tokyo'dan çok uzaklardaki bu güzel ülkeye gelip de ne diye böyle kasvetli bir manzara altında, tehlikenin kol gezdiği bir otoyolda koşmam gerektiğini kendime ciddi ciddi sormaya başladım. Sanki yapacak başka şey mi yoktu? Sonuçta üç köpek, on bir kedi, o günkü maraton yolu boyunca saydığım, çaresizce canından olmuş hayvanların sayısıydı. Hepsini tek tek saydım ve saydıkça ruh halim de gitgide karamsarlığa dönüşmüştü.
Küresel Isınma (?)
Bu yıl Japonya'da yaz bir acayip geçti. Temmuz ayı başında bitmesi gereken Haziran yağmurları, Temmuz sonuna kadar sürdü. İnsanı bıktıracak kadar uzun süre yağmur yağdı. Hemen her yerde şiddetli yağışlar oldu ve birçok insan öldü. Her şey küresel ısınmaya bağlanıyor. Gerçekten de öyle olabilir. Ya da belki gerçekte hiç de öyle değildir. Öyle olduğunu söyleyenler kadar öyle olmadığını söyleyen bilim adamları da var. Kanıtlayabildikleri şeyler olduğu gibi kanıtlayamadıkları şeyler de var. Fakat bugün yerkürenin karşı karşıya kaldığı çoğu sorun, az çok küresel ısınmaya bağlanıyor. Tatil endüstrisinin satışları düşse, sahillere fazla sayıda tomruk vursa, sel baskını olsa, kuraklık meydana gelse, tüketici fiyatları yükselse, sorumluluğun büyük kısmını hep küresel ısınma üstlenmek durumunda kalıyor. Dünyanın ihtiyacı olan da bu işte, adını koyarak, ''Senin yüzünden!'' diye parmakla gösterebileceği bir kötü kişi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.